Oyun, sonucu baştan belirlenmemiş bir cinayet davasını konu alıyor. Ancak sıradan bir mahkeme draması değil. İzleyiciler arasından seçilecek jüri üyeleri, tanıkları mahkeme sırasında dinleyip oyunun finalini belirleyecek. Evet, doğru okudunuz! Jüri üyeleri seyircilerden oluşacak ve onların vereceği karara göre oyunun iki farklı finalinden biri sahnelenecek.
Mahkeme Kimi Yargılıyor?
Peki, kim yargılanıyor? Karen Andre mi? Hayır. Bu mahkeme aslında seyirciyi yargılıyor. Jüri üyelerinin verdiği karar, sadece oyunun değil, aynı zamanda vicdanlarının ve değer yargılarının da bir yansıması olacak.
Hikâyenin Merkezinde Bir Suç ve İnsani Zaaflar Var
1930’ların ekonomik buhranıyla şekillenen oyun, bir cinayet davası üzerinden dönemin toplumsal ve ekonomik sorunlarına ayna tutuyor. Oyunun zengin dokusu, insan zaaflarının sınırlarını sorguluyor:
- Yüksek banka kredileri ve geri dönmeyen borçlar,
- Aile ilişkileri ve çıkar çatışmaları,
- Mafya, kaçırılan vergiler ve skandallarla dolu bir arka plan.
Oyun, bir tiyatro sahnesinden insanlık tarihine bir bakış sunuyor. "Kendi yansımanızı mı görürsünüz, yoksa gördüğünüzden dolayı başkalarını mı suçlarsınız?" sorusunu cesurca ortaya koyuyor.
Usta Yazarların Eserlerinden Yardım Alındı
Oyun, usta yazarlar Devlet Tiyatrosu sanatçısı Eray Eserol ve rahmetli öğretmen Ecder Akışık’ın makalesinden alınan bölümlerle derin bir anlam kazanıyor. İnsan doğasını ve toplumsal değerleri sorgulayan metniyle izleyicilere unutulmaz bir deneyim vaat ediyor.
Bu Davayı Kaçırmayın!
Tiyatro sahnesinde adeta bir mahkeme salonuna dönüşecek bu oyun, yalnızca bir eğlence değil, aynı zamanda bir yüzleşme fırsatı sunuyor. Bu akşam, kendi vicdanınızın jürisi olmaya hazır mısınız?
Oyun, 20 Kasım Çarşamba günü, saat 20.00'de. ABB Şehir Tiyatroları'nda seyirciyle buluşacak.