Hukukun Üstünlüğü ve Bağımsızlığın Tehlikeye Girdiği Uyarısı

Barolar, açıklamalarında hukukun üstünlüğü ve baroların bağımsızlığının demokratik toplumun vazgeçilmez unsurları olduğunun altını çizdi. Ancak, son dönemde yaşanan gelişmelerin hukuki güvenlik ve özgürlük haklarını ihlal ettiğini belirttiler. Özellikle, İstanbul Barosu Başkanı Av. Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu ve yönetim kurulunun görevden alınması ile İBB soruşturmaları üzerinden yapılan açıklamalar, soruşturma süreçlerinde yaşanan hak ihlalleri ve gizli tanık beyanlarının hukuksuzluğa yol açtığı ifade edildi.

Açıklamada, seçilmiş yöneticilere yönelik gözaltı, tutuklama ve görevden alma işlemleriyle seçmen iradesinin yok sayıldığı ve seçme-seçilme hakkının fiilen ortadan kaldırıldığı vurgulandı. Barolar, bu süreçlerin Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik hukuk devleti olma vasfını zedelediğini belirtti.

Hukuksuzluklara Karşı Hukuk Çerçevesinde Mücadele Edileceği Duyuruldu

Açıklamanın sonunda, 59 baro olarak, İstanbul Barosu ve meslektaşlarıyla dayanışma içinde oldukları ve her türlü hukuksuzluğa karşı hukuk çerçevesinde mücadele edeceklerini duyurdular. Barolar, yargının araçsallaştırılmasına, adil yargılanma ilkesinin yok sayılmasına ve bireylerin özgürlüklerinin keyfi şekilde kısıtlanmasına karşı duracaklarını ifade ettiler.

Baroların Ortak Duruşu: Demokrasi ve Hukuk İçin Mücadele

Barolar, hukukun üstünlüğü yok sayılarak yaratılmak istenen hukuksuzluk düzenine boyun eğmeyeceklerini ve demokratik değerleri savunmaya devam edeceklerini kamuoyuna saygıyla duyurdular.

Baroların açıklaması şöyle: 

 “Hukukun üstünlüğü ve baroların bağımsızlığı demokratik bir toplumun vazgeçilmez unsurlarıdır. Ancak ne yazık ki, gerek İstanbul Barosu Başkanı Av. Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu ve Yönetim Kurulu üyelerinin görevden alınmasına ilişkin davada varılan sonuç, gerekse İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bazı ilçe belediye başkanları ve belediye bürokratları hakkında başlatılan soruşturma nedeniyle yapılan başsavcılık açıklaması; soruşturma süreçlerinde yaşanan hak ihlalleri, somut olgulara dayanmayan gizli tanık beyanları, sebep-sonuç ilişkisi kurulamayan mesnetsiz suçlamalar ve hukuka aykırı şekilde uygulanan tutuklama tedbiri, adalet sistemimizi derinden sarsmış; hukuki güvenlik ve özgürlük hakkını ihlal eden bir sürecin parçası olarak toplumda derin bir endişeye yol açmış, seçilmiş yöneticilere yönelik gözaltı, tutuklama ve görevden alma işlemleriyle seçmen iradesi yok sayılmış, seçme-seçilme hakkı fiilen ortadan kaldırılmıştır.

Seçilmiş baro başkan ve yöneticilerinin görevlerinin sona erdirilmesi, belediye başkanlarının gözaltına alınması, tutuklanması ve yerlerine kayyım atanması, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik hukuk devleti olma vasfını zedelemektedir.

AK Parili milletvekillerinden CHP'nin boykot ettiği Espressolab’a destek ziyareti AK Parili milletvekillerinden CHP'nin boykot ettiği Espressolab’a destek ziyareti

Biz, aşağıda imzası bulunan barolar olarak, İstanbul Barosu’nun ve meslektaşlarımızın baroların bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü mücadelesinde yanlarında olduğumuzu ve her türlü hukuksuzluğa karşı hukuk çerçevesinde mücadele edeceğimizi; yargının araçsallaştırılmasına, baroların susturulmaya çalışılmasına, adil yargılanma ilkesinin yok sayılmasına ve bireylerin özgürlüklerinin keyfi şekilde kısıtlanmasına karşı durduğumuzu, hukukun üstünlüğü yok sayılarak yaratılmak istenen hukuksuzluk düzenine boyun eğmeyeceğimizi ve demokratik değerleri savunmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.”

İmzası bulunan barolar:

Baro Açıklama 56 Ortak

Kaynak: Haber Merkezi