Türkiye ile İsrail arasında Suriye sahasında yaşanan askeri gerilim, diplomatik bir müdahaleyi zorunlu kıldı. Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de, iki ülke arasında “çatışmasızlık mekanizması” kapsamında gerçekleştirilen kritik toplantı, sadece ikili ilişkilerin değil, bölgesel dengelerin de merkezine oturdu. Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar’ın analizlerine göre, İsrail’in Suriye’deki Palmira (Tiyas/T-4) ve Hama üslerine yönelik hava saldırıları ile Türk ve İsrail savaş uçaklarının bölgede "tehlikeli şekilde yakınlaştığı" iddiaları süreci tırmandırdı.

İsrail medyasına yansıyan haberlere göre, bu gelişmelerin ardından taraflar arasındaki çatışma riskini azaltmak amacıyla diplomatik temaslar hız kazandı. Türkiye ve İsrail heyetleri, Bakü’de bir araya gelerek gerilimi düşürmeye yönelik müzakerelere başladı. Ancak toplantının katılımcıları ve zamanlaması, görüşmelerin basit bir askeri koordinasyonun çok ötesinde olduğunu gösteriyor.

ABD’nin Gölgesi: Netanyahu’nun Ziyareti ve Gofman Detayı

Abdullah Ağar’ın dikkat çektiği önemli detaylardan biri de, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun ABD’ye yaptığı ani ziyaret. Ağar’a göre Netanyahu’nun Washington’a gitmesi ve burada Donald Trump ile görüşmesi, sürecin ABD ile doğrudan bağlantılı olduğunu ortaya koyuyor. Ağar, Trump’ın Netanyahu’ya “Makul olursan, bu işi çözebilirim” dediğini, bu ifadenin de İsrail tarafının ABD planlarıyla örtüşmeyen taleplerde bulunduğuna işaret ettiğini vurguluyor.

İmamoğlu İnşaat tarihi yapıyı 250 TL’ye işgal etmiş! İmamoğlu İnşaat tarihi yapıyı 250 TL’ye işgal etmiş!

Bu ziyaret sırasında Netanyahu’ya eşlik eden İsrail Ordu Müsteşarı Roman Gofman’ın, ABD dönüşü Ben Gvir Havalimanı’ndan doğrudan Bakü uçağına binerek müzakere masasına oturması ise, Ağar’a göre başlı başına bir sinyal niteliği taşıyor.

İsrail Heyetinde Kritik İsimler

Bakü'deki toplantıya İsrail tarafı, Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Tzachi Hanegbi başkanlığında katıldı. Heyette ayrıca İsrail Savunma Bakanlığı Direktörü Amir Baram, İsrail Ordusu Operasyon Daire Başkanı Yisrael Shomer ve Roman Gofman yer aldı. Türkiye heyetinin içeriğine dair resmi bilgi paylaşılmazken, iki ülkenin askeri ve diplomatik kanatlarının eş zamanlı olarak yer aldığı belirtiliyor.

Palmira Neden Kırmızı Çizgi?

Abdullah Ağar’a göre İsrail’in en büyük hassasiyetlerinden biri, Türkiye’nin Palmira’daki Tiyas Hava Üssü’ne yönelik konuşlanma planı. İsrail bu bölgeyi “kırmızı çizgi” olarak görüyor. Ancak Ağar, bu hassasiyetin yalnızca hava sahası güvenliği ya da operasyon serbestisiyle sınırlı olmadığını savunuyor.

Ağar, Palmira’nın stratejik konumunun, İsrail’in uzun vadeli hedefleri açısından hayati olduğunu ve bu hedeflerin “Davut Koridoru” aracılığıyla Suriye’nin doğusuna, Fırat’a ve Mezopotamya’ya erişimi kapsadığını ifade ediyor. Bu çerçevede PKK/YPG ve Dürzi unsurlar da denklemin parçası olarak görülüyor.

Sadece Hava Sahası Değil, Stratejik Alan Mücadelesi

Bakü görüşmeleri, ilk bakışta askeri koordinasyon ve olası çatışmaların önlenmesi açısından önemli bir diplomatik temas gibi görünse de, Abdullah Ağar’ın yorumlarına göre tablo çok daha derin. Suriye sahasındaki güç boşluğu, hava sahası kontrolü ve olası yeni hatların kurulması gibi unsurlar, Türkiye ve İsrail arasındaki mücadelenin esasını oluşturuyor.

Kaynak: Haber Merkezi