Ankara'nın simgelerinden biri olan tiftik keçisinin yününü kullanarak dokuma yapan Melda Gürsoy, bu sanatın inceliklerini ve önemini anlattı. Dokuma geleneğinin gelecek nesillere aktarılmasının büyük bir sorumluluk olduğunu belirten Gürsoy, çalışmalarını bu bilinçle sürdürdüğünü ifade etti.
Geleneksel Dokuma Sanatı: Kültürel Bir Miras
Melda Gürsoy, geleneksel dokuma sanatının Anadolu'nun kadim kültürel miraslarından biri olduğunu vurguladı. Ankara Keçisi tiftiğinden dokuma yapmanın sadece bir el sanatı olmadığını, aynı zamanda kültürel bir sorumluluk taşıdığını dile getiren Gürsoy, “Dokuma, geçmişten günümüze aktarılan bir hazine. Bu geleneği yaşatmak, kültürümüzü gelecek nesillere aktarmak demektir,” ifadelerini kullandı. Dokuma sanatını bir yaşam biçimi olarak gördüğünü belirten Gürsoy, bu sanatın unutulmaması için kararlılıkla çalıştığını söyledi.
Ankara Keçisi Tiftiği: Kalitenin ve Geleneksel Estetiğin Buluşması
Ankara'nın meşhur tiftik keçisi, özellikle yününün kalitesiyle biliniyor. Melda Gürsoy, dokuma çalışmalarında tiftik yününün sağladığı avantajlardan bahsetti. Tiftik yününden yapılan dokumaların hem sağlam hem de estetik açıdan zengin olduğunu belirten Gürsoy, “Tiftik yünü, esnekliği ve dayanıklılığı ile dikkat çekiyor. Bu yüzden dokuma sanatında özel bir yere sahip. Ürünlerimiz, hem doğal malzemelerin güzelliğini yansıtıyor hem de uzun ömürlü olmalarıyla öne çıkıyor,” dedi.
Ankara Keçisi tiftiği ile üretilen dokumalar, hem geleneksel motiflerle bezeli hem de modern tasarımlarla harmanlanmış ürünler olarak öne çıkıyor. Gürsoy, tiftik yününün bu sanatı yeniden canlandırmak ve farklı bir boyuta taşımak için önemli bir malzeme olduğunu belirtiyor.
El Emeği Göz Nuru Tiftik Dokuma Teknikleri
Gürsoy, dokuma çalışmalarını tamamen el emeğiyle gerçekleştirdiğini belirterek, el işçiliğinin önemine dikkat çekti. Tiftik dokuma yaparken geleneksel tekniklere sadık kaldığını ifade eden Gürsoy, “Bu sanat, sabır ve ustalık gerektiren bir uğraş. Her bir ilmek, bir emeğin ve bir geleneğin ifadesi. Geleneksel tiftik dokuma teknikleri, el emeğinin en güzel örneklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor,” dedi.
Dokumaların yapım sürecinin oldukça zahmetli ve titizlik gerektirdiğini belirten Gürsoy, dokuma sanatının zorluklarına değindi. Tiftik yününü kullanarak elde edilen iplerin düzgün dokunabilmesi için özel teknikler uyguladığını söyledi. “Her bir iplik, titizlikle hazırlanır ve bu süreç oldukça zaman alıcıdır. Ancak sonuçta ortaya çıkan ürün, yılların birikimini ve sabrını yansıtır,” ifadelerini kullandı.
Dokuma Sanatını Tanıtmak İçin Fuar ve Etkinliklerde
Melda Gürsoy, dokuma sanatını daha geniş kitlelere tanıtmak için Ankara'daki çeşitli fuar ve etkinliklere katılıyor. Bu etkinliklerde geleneksel dokuma sanatını canlı olarak sergileyen Gürsoy, halkın ilgisini çekmek için büyük bir çaba sarf ediyor. “Fuarlar, bu sanatı tanıtmak ve yeni nesillere ilham vermek için önemli bir fırsat sunuyor. Bu etkinliklerde hem eserlerimizi sergiliyoruz hem de dokuma sürecini izleyicilere anlatıyoruz,” dedi.
Gürsoy, genç neslin bu sanata ilgisini artırmanın öncelikleri arasında olduğunu belirtti. Bu amaçla düzenlediği atölye çalışmalarında, katılımcılara dokuma tekniklerini öğretmeye çalıştığını söyledi. “Gençlerimizin bu sanata yönelmesi, dokuma geleneğinin gelecekte de yaşatılmasını sağlayacaktır,” diye ekledi.
Geleneksel Dokuma ile Modern Tasarım: Tiftik ve Moda Bir Arada
Melda Gürsoy, geleneksel dokuma sanatını modern yaşamla buluşturma konusunda da çalışmalarda bulunduğunu belirtti. Özellikle Ankara Keçisi tiftiğinden üretilen dokumalar, modern kıyafet tasarımlarında da kullanılmaya başladı. Gürsoy, tiftik dokuma ile hazırlanan ürünlerin yalnızca geleneksel değil, aynı zamanda çağdaş tasarımlarda da kendine yer bulduğunu belirtti. “Dokuma sanatını sadece geçmişin bir parçası olarak görmüyoruz. Modern tasarımlara uyarlayarak, günlük hayatta kullanılabilir hale getiriyoruz. Bu sayede, geleneksel motifler günümüz modasına entegre ediliyor,” dedi.
Gürsoy’un modern tasarım anlayışı, tiftik yününden üretilen dokumaları modanın bir parçası haline getirerek, genç nesillerin de ilgisini çekmeyi hedefliyor.
Melda Gürsoy, yaklaşık yedi yıldır dokuma sanatıyla uğraştığını belirtti. Özellikle son bir buçuk yıldır Ankara'da yoğun olarak çalışmalarını sürdüren Gürsoy, geleneksel dokuma sanatının unutulmaması için çabaladığını söyledi. “Bu sanat, sadece bir el işi değil, aynı zamanda bir kültürel hafızadır. Bu yüzden, gelecek nesillere aktarılması gereken bir miras olarak görüyorum,” diye konuştu.
Gürsoy, mesleki deneyimini genç nesillere aktarmayı hedeflediğini belirterek, “Dokuma sanatına olan ilgiyi artırmak ve bu sanatı korumak için çalışmaya devam edeceğim. Ankara'da ve Türkiye'nin diğer bölgelerinde dokuma sanatının yeniden canlanması için elimden geleni yapmaya hazırım,” dedi.
Dokuma Sanatını Yaşatmak İçin Toplumsal Katkı Gerekli
Melda Gürsoy, geleneksel dokuma sanatının yaşatılması için daha fazla desteğe ihtiyaç olduğunu ifade etti. Özellikle Ankara Keçisi tiftiğinden dokuma yapan sanatçıların çalışmalarına destek olunmasının önemini vurgulayan Gürsoy, “Bu sanatın unutulmaması için herkesin desteği gerekiyor. Devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları ve halkın ilgisi, dokuma sanatını canlı tutmanın en büyük güvencesidir,” dedi.
Gürsoy, dokuma sanatının gelecek nesillere aktarılması için eğitim ve tanıtım çalışmalarının artırılması gerektiğini belirterek, “Bu sanatı sevdirmek ve öğretmek için her türlü çabayı göstermeye devam edeceğim. Geleneksel dokuma, yalnızca geçmişin bir mirası değil, aynı zamanda geleceğe de taşınması gereken bir değerdir,” şeklinde konuştu.
Ankara’nın geleneksel dokuma sanatına olan katkılarıyla tanınan Melda Gürsoy, Ankara Valiliği bünyesinde dokuma sanatını modern yaşamla buluşturarak yeni nesillere ilham vermeye devam ediyor.