Trump yönetiminin yeni tarifelerle küresel ticarette yeni bir dönemi başlattığını vurgulayan Ardıç, tedarik zincirlerinin bu süreçte yeniden şekillendiğine dikkat çekti. Türkiye’nin yüzde 10’luk gümrük tarifesi ile nispeten avantajlı konumda olduğuna işaret eden Ardıç, “ABD’nin Avrupa Birliği’ne yüzde 20, Çin’e yüzde 34 gümrük tarifesi uygulayacak olması ülkemiz için bir fırsat penceresi açabilir. ABD’li ithalatçılar, Çin veya Vietnam gibi yüksek tarifeli ülkeler yerine Türkiye’ye yönelebilir. Tekstil, otomotiv yan sanayii ve kimya gibi sektörlerde pazar payımızı artırma şansımız doğabilir” dedi.
Ardıç, bu gelişmenin özellikle tekstil, otomotiv yan sanayii ve kimya gibi sektörlerde Türkiye’nin pazar payını artırması için bir zemin oluşturabileceğini belirterek, “Rekabet avantajı sağlayabileceğimiz sektörlere daha fazla yoğunlaşarak, ABD pazarında alternatif tedarikçi olarak konumumuzu güçlendirebiliriz” ifadelerini kullandı.
"ASYA'DAN YATIRIMLAR TÜRKİYE'YE KAYABİLİR"
ABD’nin Asya ülkelerine uygulayacağı yüksek tarifelerin, bu ülkelerdeki üretim ve yatırımların yön değiştirmesine neden olabileceğine dikkat çeken Ardıç, Türkiye’nin bu dönüşümden fayda sağlayabilecek ülkeler arasında olduğunu belirtti.
“Coğrafi konumumuz, genç ve dinamik iş gücümüz, güçlü sanayi altyapımız ve lojistik avantajlarımızla yeni yatırımları çekme potansiyelimizi iyi değerlendirmeliyiz.” diyen Ardıç, bu sürecin dikkatli yönetilmesi gerektiğinin de altını çizdi.
"AVRUPA PAZARINDA REKABET ARTABİLİR"
Öte yandan Ardıç, Asya ülkelerinin ABD’deki pazar kayıplarını telafi etmek için Avrupa gibi alternatif pazarlara yönelmesinin, Türk ihracatçıları için daha yoğun bir rekabet ortamı yaratabileceği uyarısında da bulundu. “Bu nedenle stratejik planlama ve sektör bazlı destek politikaları önem kazanıyor” şeklinde konuştu.