Millî Savunma Bakanlığı (MSB), Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Başpiskoposu’nun Kıbrıs’taki Türk toplumunu hedef alan açıklamalarına yazılı bir açıklamayla sert yanıt verdi.
Bakanlık kaynaklarından yapılan açıklamada, söz konusu ifadelerin Kıbrıs'ta barış ve istikrar ortamını tehdit ettiği belirtilerek, Türkiye’nin garantör ülke olarak sorumluluklarını hatırlattığı vurgulandı.
“Türkiye, GKRY'nin Kıbrıs Türklerinin güvenliğini ve Ada'da barış ve istikrar ortamını tehdit eden faaliyetlerine karşı garantörlüğün kendisine vermiş olduğu yetkileri daha önce olduğu gibi kullanmaktan çekinmeyecektir,” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, GKRY yönetimi ve dini makamlarının sorumsuz ve provokatif tutumlarının bölgesel barışa zarar verdiği belirtilirken, uluslararası toplumun da bu tür söylemlere karşı duyarlı olması gerektiği çağrısında bulunuldu.
Gazetecilerin gündeme dair sorularını cevaplayan bakanlık kaynakları duruma dair şu ifadeleri kullandı:
DAHA ÖNCE KULLANDIĞI GİBİ YETKİLERİMİZİ KULLANIRIZ
"GKRY Başpiskoposu'nun açıklamalarını geçtiğimiz haftalarda gündeme gelen yeni terör örgütü kurulması gelişmesiyle birlikte değerlendirilmeli. Tarihsel gerçekleri yok sayan, mevcut durumu ve Türkiye'nin Kıbrıs adasındaki varlığını çarpıtan bu zihniyet; barış, diyalog ve yapıcı bir yaklaşımın önünde ki en büyük engel. Uluslararası hukuku ve insani değerleri hiçe sayan bu yaklaşım, Kıbrıs Türk halkının meşru haklarını ve güvenliğini hedef alıyor. Kıbrıs hiçbir zaman bir Rum adası olmadı. Buna benzer düşüncedeki planların hayata geçirilmesi mümkün değildir ve buna müsaade edilmeyecek. Kıbrıs Türk halkı bu adanın asli ve eşit ortağıdır. Hiçbir güç onları bu topraklardan çıkarmaya muktedir olamayacak. Bugün Kıbrıs adasında barış hâkimse bunun Türkiye sayesinde olduğu hatırlanmalı. Türkiye, GKRY'nin Kıbrıs Türklerinin güvenliğini ve Ada'da barış ve istikrar ortamını tehdit eden faaliyetlerine karşı garantörlüğün kendisine vermiş olduğu yetkileri daha önce olduğu gibi kullanmaktan çekinmeyecek."
TEK ÇARE TÜRK ADALETİNE TESLİM OLMAK
MSB kaynakları "Terörsüz Türkiye" sürecini de değerlendirdi. Özellikle mağaralarda bulunan ve örgütün sözde yöneticileri ile iletişimi bulunmayan teröristlerin teslim olmasına yönelik yapılan çalışmalara dikkat çeken kaynaklar şunları kaydetti:
"Terör örgütü PKK'nın kendini fesih ve silah bırakma sürecini teşvik ederek, alt kadrolarda bulunan kararsız örgüt mensuplarını teslim olmaya ikna etmek, terörle mücadelede kararlılığı göstermek, silahlı mücadelenin bir çıkış yolu olmadığını, tek çarenin Türk adaletine teslim olmak olduğunu anlatmak maksadıyla Türkçe, Kürtçe ve Arapça olarak hazırlanan bildiriler Irak'ın kuzeyindeki örgütün barınma alanlarına havadan atılıyor."
GÖRÜŞMELER İNGİLTERE İLE YAPILIYOR
Almanya'nın Eurofighter tedarikine onay vermediğine dair haberlere dikkat çeken kaynaklar "Eurofighter Typhoon uçağının ülkemize satışına yönelik görüşmeler İngiltere ile yapılıyor. Bizim şu ana kadar Almanya ile bir görüşmemiz olmadı. Sürecin en başından bu yana muhatabımız olan İngiliz makamları tarafından bize resmî olarak iletilen olumsuz bir husus bulunmuyor. Birleşik Krallık devlet yetkilileri ve üretici firma görevlileri ile süreç planlandığı şekilde problemsiz yürütülüyor. Eurofighter Typhoon uçağının satışı ile ilgili olarak fiyat değerlendirme sürecimiz devam ediyor" dedi.
5 İNSANSIZ HAVA ARACI GÖREVLENDİRİLDİ
İstanbul’da art arda yaşanan depremler sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), afetle mücadele planı kapsamında hızla harekete geçti. Milli Savunma Bakanlığı (MSB) kaynakları, Lojistik Genel Müdürlüğüne bağlı AFAD Daire Başkanlığı ekiplerinin vakit kaybetmeden görev başı yaptığını ve Tali Bölge Komutanlıklarına bağlı Afet Yönetim Merkezlerinin aktif hale getirildiğini açıkladı.
Deprem sonrası sahadaki ihtiyaçlara hızlı yanıt verebilmek için hava desteği de devreye alındı. MSB koordinasyonunda BAYKAR’a ait üç ve bakanlığa ait iki olmak üzere toplam beş insansız hava aracı (İHA), İstanbul semalarında keşif ve durumsal farkındalık amaçlı uçuşa başladı.
Güvenlik ve afet yönetimi açısından kritik önem taşıyan bu keşif uçuşlarının, olası hasar tespiti ve lojistik planlamaya önemli katkı sunacağı belirtiliyor.