Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Fas’ın Marakeş kentinde düzenlenen 4. Küresel Yol Güvenliği Bakanlar Konferansı kapsamında gerçekleştirilen "Bakanlar Oturumu"nda konuştu. Uraloğlu, yol güvenliğinin sadece bir ulaşım sorunu olmadığını, aynı zamanda halk sağlığı ve sürdürülebilir kalkınma açısından da büyük önem taşıdığını belirtti.

"22 yılda 25 bin kilometre bölünmüş yol yaptık"

Konuşmasında Türkiye'nin yol güvenliği ve altyapı alanındaki yatırımlarına değinen Uraloğlu, son 22 yılda yaklaşık 25 bin kilometre bölünmüş yol inşa ettiklerini ve bu sayede trafik kazalarındaki can kaybını yüzde 80 oranında azalttıklarını ifade etti. Trafik denetimlerinin artırılması ve sürücüler için bilinçlendirme programlarının yaygınlaştırılmasıyla Türkiye'de yol güvenliğinde büyük ilerlemeler kaydedildiğini vurguladı.

Ayrıca dijital takograf kullanımının yaygınlaştırıldığını belirten Bakan, "Bu sistemi 15 yıldır kullanıyoruz ve şu anda dünyada dördüncü üretici ülkeyiz" dedi.

"Yol güvenliği sadece ulusal değil, küresel bir meseledir"

Türkiye'nin acil müdahale ve kaza sonrası bakım noktasında önemli mesafeler aldığını belirten Uraloğlu, küresel ölçekte iş birliğinin artırılması gerektiğini söyledi. "Yol güvenliği ulusal değil, küresel bir meseledir. Bu anlamda Marakeş Deklarasyonu'nu sonuna kadar destekliyoruz" ifadelerini kullandı.

Uraloğlu, sürdürülebilir finansmana ulaşmanın, altyapıyı ve araçları akıllandırmanın önemine dikkat çekerek, "Teknoloji ve yapay zeka ile yol güvenliğinde daha büyük ilerlemeler kaydedebiliriz. Her hayat değerlidir ve her trafik kazası önlenebilir" dedi.

İsrailli bakanı protesto edip salonu terk etti

Bakan Uraloğlu, konuşmasının ardından Pakistan ve Katar gibi ülkelerin temsilcilerinin de yer aldığı oturumda söz alan İsrail Ulaştırma ve Yol Güvenliği Bakanı Miri Regev’in konuşmasını protesto ederek salonu terk etti.

İmamoğlu adaylık başvurusunun ardından soluğu camide aldı İmamoğlu adaylık başvurusunun ardından soluğu camide aldı

Bakan Uraloğlu’nun bu hamlesi, İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği saldırılara yönelik Türkiye’nin diplomatik tepkisinin bir yansıması olarak yorumlandı. Türkiye, İsrail’in Filistin’de yürüttüğü saldırılara karşı uluslararası arenada sert bir tutum sergileyerek, İsrailli yetkililerle birçok platformda diplomatik temas kurmaktan kaçınıyor.

Kaynak: Haber Merkezi