23 Nisan Çarşamba günü, İstanbul ve çevresini sarsan 6,2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Saat 12.49'da yerin 6,92 kilometre derinliğinde kaydedilen sarsıntı, yalnızca İstanbul’da değil, Marmara Bölgesi'nin büyük bir kısmında hissedildi. Depremin ardından çok sayıda artçı sarsıntı da kaydedildi.
KANAL İSTANBUL TARTIŞMALARI SÜRÜYOR
Depremin ardından, İstanbul’u doğrudan ilgilendiren ve tartışmalı projelerden biri olan Kanal İstanbul tekrar gündeme taşındı. Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamayla, projenin İstanbul için yaratabileceği tehlikelere dikkat çekti.
Uzun yıllardır Türkiye'deki depremler üzerine çalışmalar yapan ve kamuoyunu bu konuda sık sık bilgilendiren Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Kanal İstanbul projesinin İstanbul’un geleceği için büyük riskler barındırdığı görüşünü yineledi.
"NE DİYEYİM..."
Prof. Dr. Ercan, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
"Her koca yerleşim alanında savaş, deprem, salgın, doğal kıranlar görüldüğünde, o kentin kendi kendini besleyebilmesi “saklı tarım alanları” korunur, asla yapılaşma izni verilmez. İstanbul’da bu tür akanlar; Bostancı, Tuzla, Acıbadem, Beykoz, Çekmece, Pendik, Ömerli, Dudullu,Şile, Beşiktaş Ihlamurdere, Ortaköy Dereboyu, Topkapı, Bahçelievler, Bakırköy, Avcılar, Küçükçekmece, Sefaköy, Ayamama, Esenyurt, Hoşköy, Halkalı, Hadımköy, Ataköy, Yeşilköy, Çatalca, Arnavutköy, Uskumruköy, Büyükçekmece, Kumburgaz, Silivri, Pirinçciköy, Kemerburgaz, Göktürk, Cumhuriyet, Kıraç, Beylikdüzü, Gürpınar gibi verimli toprakların olduğu yerlerdi. Bunların çoğu deprem duyarlı olup, yapılaşarak elden çıktı. İstanbul’un elde kalan son saklı tarımsal, hayvansal beslenme alanı Kanal İstanbul’un geçerek yok edeceği Küçükçekmece-Sazlıdere-Durusu kuşağıdır. Öngörüsüz davranışlar 18 milyonluk bir kente karagünler gösterebilir. Ne diyeyim? Uğurlusu olsun."
Ercan’ın vurguladığına göre, özellikle Küçükçekmece-Sazlıdere-Durusu hattı hem deprem riski taşıyor hem de İstanbul’un kalan son verimli tarım ve hayvancılık alanlarını barındırıyor. Kanal İstanbul projesinin bu kuşaktan geçmesi, söz konusu alanları geri dönülmez şekilde yok edebilir.
Prof. Dr. Ercan’a göre, söz konusu tarım ve hayvancılık alanlarının yok edilmesi, olası bir büyük afette İstanbul’un kendi kendine yetebilme kapasitesini ciddi şekilde zayıflatabilir. Bu da milyonlarca insanın yaşamını doğrudan etkileyebilecek bir kriz anlamına geliyor.