Yazıda, erkeklerin toplumdaki geleneksel otoritelerini kaybettiği ve bu durumun “Etekli erkekler” gibi benzetmelere yol açtığı ifade edildi. Erkeklik kavramının giderek aşındığı belirtilirken, “Erkekler azalan erkeklik ve kaybolan otoriteleriyle âdeta kadınlaşırken kadınlar da kaybolan kadınlıklarıyla erkekleşmektedir. Modernitenin temellerini oluşturan pozitivizm, sekülarizm ve feminizm yeni bir dünyanın kuruluşunu beraberinde getirmiştir” görüşü dile getirildi.
"İyi Bir Eş Olma Anlamını Kaybetmeye Başlar"
Yazıda kadınların iş hayatında yer alması gerektiği vurgulanmakla birlikte, bu durumun yaşam felsefesine dönüşmemesi gerektiği savunuldu. “Başarı, ‘İş hayatına atılma, kariyer yapma ve sürekli ilerleme’ olarak kabul görmeye başlayınca iyi bir annelik, iyi evlatlar yetiştirme ve iyi bir eş olma anlamını kaybetmeye başlar.” ifadelerine yer verildi.
"Evin Mutluluğunu Sağlayan Kadın Mutsuz Olmamalı"
Kadınların evde kalıp çocuk yetiştirme rolünün giderek değersizleştirildiği düşüncesine dikkat çeken yazıda, şu mesajlar yer aldı:
"Artık evde oturan, çocuklarını büyüten, ailenin mutluluğunu temin etmeye çalışan kadının mutsuz bir yaşama mahkûm olduğu gibi bir düşünce peydahlanmıştır. Elbette kadınlar iş hayatında yer almalı ve kariyer basamaklarında ilerleyebilmelidir. Ancak bu durum, yaşam felsefesi hâline gelince kaygı ve mutsuzluğu besleyici bir faktöre dönüşebilmektedir."