8 Kasım Dünya Şehircilik Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Derya Başyılmaz, Türkiye’nin şehirleşme sürecinin geçmişten günümüze uzanan mirasla yoğrulduğunu ve Cumhuriyet'in yenilikçi değerleriyle şekillendiğini vurguladı. Başyılmaz, özellikle Ankara’nın başkent olarak seçilmesi ile başlayan şehirleşme sürecinin Türkiye’nin çağdaşlaşma yolculuğunda simgesel bir anlam taşıdığını belirtti.
Ankara’nın Modernleşme Serüveni Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Başladı
Derya Başyılmaz, Ankara’nın şehirleşme sürecinin Cumhuriyet’in kuruluşu ile büyük bir dönüşüm yaşadığını ifade etti. Osmanlı döneminde stratejik bir kasaba niteliği taşıyan Ankara’nın, 1923’te başkent ilan edilmesiyle yepyeni bir kimlik kazandığını aktaran Başyılmaz, bu değişimin Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyonu doğrultusunda başladığını belirtti. Başyılmaz, “Ankara, dönemin önde gelen şehir plancılarından Alman şehir plancısı Hermann Jansen’in çizdiği plan doğrultusunda modern bir başkent olma yolunda ilerledi. Atatürk, Ankara’nın başkent seçilmesini Türkiye’nin modernleşme sürecinin bir simgesi olarak görüyordu” dedi.
Planlı Gelişen Bir Başkent: Ankara'nın Şehirleşme Süreci
Başyılmaz, Ankara’nın modern bir başkent kimliğine kavuşmasında estetik, fonksiyonellik ve modernite gibi kavramların ön planda tutulduğunu vurguladı. 1920’lerin başında mütevazı bir yerleşim olan Ankara’nın, hızla Türkiye’nin idari ve kültürel merkezi haline geldiğini ifade eden Başyılmaz, “Yeni yapılan yollar, binalar, kamu yapıları ve geniş caddelerle Ankara, modern bir kent kimliği kazandı. Şehir, hükümetin, bürokrasinin, üniversitelerin ve kültürel kurumların merkezi olarak hem Türkiye’nin hem de bölgenin en önemli şehirlerinden biri haline geldi” diye konuştu.
Göç Dalgası ile Gelişen Sosyal Altyapı ve Projeler
Başyılmaz, Cumhuriyet döneminde Ankara’nın hızla büyüyen bir şehir olduğunu belirtti. Kentin gelişiminde köyden kente göç eden nüfusun artışıyla sosyal altyapı, konut ve ulaşım gibi alanlarda büyük projelere ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Bu süreçte Ankara’nın nüfus yapısının hızla değiştiğini ve sosyal altyapı çalışmalarının şehirleşmenin temel taşlarından biri olduğunu ifade eden Başyılmaz, toplumun farklı kesimlerinin kente entegrasyonu için yapılan projelerin Ankara’yı bir başkent olarak daha güçlü kıldığını vurguladı.
Dünya Şehircilik Günü’nün Anlamı: Geçmişten Geleceğe Taşınan Şehirler
Dünya Şehircilik Günü’nün şehirlerin tarihi dönüşümüne dikkat çeken bir gün olduğuna değinen Başyılmaz, şehirlerin sadece barınma alanları değil, aynı zamanda kültür, ekonomi, bilim ve sanatın şekillendiği canlı organizmalar olduğunu belirtti. “Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak bizler, geleceğin şehirlerinin sürdürülebilir, erişilebilir ve akıllı olmasının önemine inanıyoruz” diyen Başyılmaz, şehirleşmenin insan odaklı bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini vurguladı.
Geleceğin Şehirleri İçin Ortak Sorumluluk
Başyılmaz, şehirlerin sürdürülebilirliği, toplumsal eşitliği ve çevresel dengesini korumanın her bir kent paydaşının sorumluluğu olduğunu ifade etti. Dünya Şehircilik Günü’nde kentlerin daha yaşanabilir ve adil bir geleceğe yönelmesi için iş birliğinin önemine değinen Başyılmaz, “Geleceğin şehirlerini inşa ederken geçmişten aldığımız derslerle, daha adil, daha yeşil ve daha yaşanabilir yerleşim alanları oluşturmayı hedefliyoruz. Şehirlerimizin sürdürülebilirliğini sağlamak, toplumsal eşitliği desteklemek ve çevresel dengeleri koruyarak gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için hepimize düşen sorumluluklar var” şeklinde konuştu.
Başyılmaz, Dünya Şehircilik Günü vesilesiyle tüm kent paydaşlarını şehirlerin geleceğine katkı sunmaya davet etti.