İstanbul doğumlu olan Yazıcıoğlu, oyunculuk, seslendirme, yönetmenlik ve sunuculuk gibi birçok alanda faaliyet göstererek kariyerinde geniş bir yelpazede başarıya ulaşmıştır. Peki, Erhan Yazıcıoğlu’nun yaşamı ve kariyeri hakkında detaylar neler?
Erhan Yazıcıoğlu Kaç Yaşında ve Nereli?
9 Temmuz 1951’de İstanbul’da dünyaya gelen Erhan Yazıcıoğlu, 73 yaşında olup, sanat kariyerine genç yaşlarda adım atmıştır. Sanat yolculuğuna İstanbul Şehir Tiyatroları’nda başlayan Yazıcıoğlu, babasının itirazlarına rağmen 17 yaşında sahneye çıkmış ve kısa sürede dikkat çeken bir figür olmuştur.
Erhan Yazıcıoğlu Ne Kanseriydi?
Erhan Yazıcıoğlu’nun sanat hayatı, aynı zamanda bazı sağlık sorunlarıyla da gölgelenmiştir. 1995 yılında tiroid kanseri teşhisi konulan Yazıcıoğlu, bu süreçte bir ses telini kaybetmiştir. Uzun bir tedavi sürecinin ardından yeniden sahnelere dönen sanatçı, tiyatroya olan bağlılığını bir kez daha kanıtlamıştır. 2011 yılında ise mide ve bağırsaklarındaki tümör nedeniyle tekrar tedavi gören Yazıcıoğlu, bu zorlu süreçleri aşarak sanat hayatına devam etmiştir. Yaşadığı bu deneyimleri 2013 yılında yayımladığı "Kenar Mahallenin Delikanlısı" kitabında anlatmıştır.
2014 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliği görevine getirilen Erhan Yazıcıoğlu, Şehir Tiyatroları’nın 100. yılı olan bu dönemde önemli projelere imza atmıştır. Repertuvara yeni oyunlar kazandıran sanatçı, 2015 yılı Aralık ayında bu görevinden ayrılmıştır.
Erhan Yazıcıoğlu’nun Film ve Dizileri
Erhan Yazıcıoğlu, Keşanlı Ali Destanı (Haldun Taner), Vişne Bahçesi (Anton Çehov) ve Ağrı Dağı Efsanesi (Yaşar Kemal) gibi önde gelen eserlerdeki başarılı performanslarıyla adını tiyatro dünyasında sağlamlaştırmıştır. Ayrıca, Şemsi Paşa Pasajı ve Yeter Anne gibi televizyon dizilerinde rol alarak izleyicilerin beğenisini kazanmıştır.
Sanatçı, 2017 yılında Aşk-ı Memduh adlı tiyatro oyunuyla sahneye çıkarken, 2019’da ise “Fikrim Firarda” adlı stand-up gösterisiyle izleyicileri güldürmeyi başarmıştır. Bu gösterisinde hayatına ve yaşadıklarına esprili bir bakış açısıyla yaklaşan Yazıcıoğlu, sanata olan tutkusunu mizahi anlatımıyla birleştirerek tiyatroseverlerin beğenisini kazanmıştır.