Altun, "Gerek ekonomi alanında gerekse diğer alanlarda dezenformasyonun ve benzeri bilgi bozukluklarının bir silah olarak kullanılmasına karşı iletişim seferberliğimizi ve mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz." mesajı verdi.
Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde düzenlenen görüşmede, gazetecilerin "Ekonomiye dair dezenformasyon, piyasa bozucu faaliyet olarak değerlendirilebilir mi?" sorusuna yanıt veren Altun, bu tür dezenformasyon faaliyetlerinin özellikle piyasalara etki etme noktasında büyük risk oluşturduğunu söyledi.
Altun, “Pandemi sonrası belirsizlikler, küresel ekonomideki istikrarsızlıklar ve krizler, dezenformasyonun etkisiyle derinleşti. Ulusal ekonomilerin kırılganlıkları, dezenformasyon ve manipülasyon faaliyetlerinin etkisiyle arttı” diyerek, dezenformasyonun küresel ekonomiye olan zararını net bir şekilde ortaya koydu.
“DEZENFORMASYON PİYASALAR ÜZERİNDE OLUMSUZ ETKİLER OLUŞTURUYOR”
Altun, yanıltıcı verilerin ve çarpıtılmış ekonomik yorumların, ekonomik aktörlerin karar alma süreçlerini zorlaştırabileceğini belirtti. Özellikle sosyal medya üzerinden yayılan spekülatif iddiaların, piyasalar üzerinde olumsuz etkiler oluşturabileceğini ifade etti. Altun, “Yeni medya mecralarında kendisini 'ekonomist' olarak tanıtan kişilerin yanlış yorumları, dezenformasyonun piyasa bozucu bir etkiye dönüşmesine neden olabiliyor” diyerek bu durumun Türkiye’de de zaman zaman karşılaşılan bir problem olduğunun altını çizdi.
İletişim Başkanı Altun, özellikle seçim dönemlerinde dezenformasyonun artarak yayıldığını belirtti. “Döviz alın, bankalardan paranızı çekin” gibi çağrılarla spekülatif bir ortam oluşturulmaya çalışıldığını ve bunun da kamuoyunda belirsizlik yaratmaya yönelik bir strateji olduğunu söyledi. Son olarak, bazı sosyal medya hesaplarında Hazine ve Maliye Bakanı hakkında çıkan istifa haberlerinin yalan olduğuna dikkat çekti.
“HEDEF, EKONOMİYE VE KAMU GÜVENİNE ZARAR VERMEK”
Altun, dezenformasyonun ardındaki amacı net bir şekilde açıklayarak, “Hedefleri, vatandaşların ekonomiye olan güvenini zedelemek ve siyasi baskılar yaratmaktır” dedi. Ancak buna karşı halkın bilinçli olduğunu ve ekonomi yönetimine olan güvenin devam ettiğini vurguladı. Altun, iletişim başkanlığı olarak, ekonomik istikrarın korunması için dezenformasyonla mücadeleyi sürdüreceklerini ifade etti.
“HIZLA HABER VERME REFLEKSİYLE ETİK İLKELERİN GÖZ ARDI EDİLMEMELİ”
Dijitalleşme ve haberin hızla yayıldığı çağda, Altun, sıcak haber ve demlenmiş haber arasındaki farkları değerlendirdi. “Hız, bu çağın özeti” diyen Altun, haberciliğin hem anlık hem de daha derinlemesine analizler içeren "demlenmiş haber"ler için önemli bir alan sunduğunu belirtti. Ancak, hızla haber verme refleksiyle etik ilkelerin göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade etti.
“DAHA ETKİLİ YENİ HABER ANLATILARI GELİŞTİRİLMELİ”
Günümüzün haber bombardımanı altında, dağınık zihinleri hesaba katarak, daha etkili anlatılar geliştirmenin gerekliliğine dikkat çeken Altun, haberin anlatısının okuyucunun dikkatini çekebilecek şekilde tasarlanması gerektiğini söyledi. Bu, haberin hızlı tüketildiği bir ortamda, derinlemesine bilgi sunan haber anlatılarının önemini artırıyor.
“DUYUM HABERLERİ VE YANILTICI İÇERİKLERİN HABERCİLİĞİ KİRLETİYOR”
Altun, "Haberin türü ne olursa olsun, esas meselenin topluma karşı sorumluluk bilinci" olduğunu vurguladı. Gerçek gazeteciliğin temelinin doğruluk olduğunu söyleyen Altun, gazetecilerin etik ilkelerden sapmadan haber yapmalarını gerektiğini belirtti. Özellikle, duyum haberleri ve yanıltıcı içeriklerin haberciliği kirlettiğine dikkat çekti.
DEZENFORMASYONA KARŞI MÜCADELEDE KARARLILIK MESAJI
Altun, Türkiye’nin Dezenformasyonla Mücadele Merkezini (DMM) örnek alarak, küresel ölçekte karşılaştığı dezenformasyon saldırılarına karşı etkin bir mücadele yürüttüklerini açıkladı. Türkiye’nin, Türkiye İletişim Modeli çerçevesinde oluşturduğu stratejiler ile dezenformasyonun etkilerini ortadan kaldırmayı hedeflediklerini belirtti. Ayrıca, TRT ve Anadolu Ajansı ile uluslararası arenada önemli bir yol kat ettiklerini ifade etti.
DEEPFAKE TEKNOLOJİSİNE JARŞI MEDYA BİLİNÇLİ OLMALI
Gelişen deepfake teknolojisinin, dezenformasyonun sinsi bir biçimi olduğunu belirten Altun, medya kuruluşlarının bu teknolojiye karşı tetikte olması gerektiğini söyledi. Ayrıca, deepfake içeriklerin nasıl fark edileceği ve sahte içeriklerin tespitine yönelik yeni yazılımların medya mensupları için kritik bir öneme sahip olduğunu vurguladı.
“DEZENFORMASYONLA MÜCADELEDE TÜM TOPLUM ORTAK ÇABA GÖSTERMELİ”
Altun, dezenformasyonla mücadele sürecinin, sadece kurumların değil, tüm toplumun ortak çabası ile başarılı olabileceğini söyledi. Özellikle, sosyal medya şirketlerinin ve geleneksel medya kuruluşlarının dezenformasyona karşı etkili stratejiler geliştirmesi gerektiğinin altını çizdi.