Şener, İmamoğlu'nun üniversite eğitimi sürecine usulsüz bir şekilde dahil olduğunu ve bunun ilerleyen yıllarda belediyecilik anlayışında da kendini gösterdiğini dile getirdi.
Ekrem İmamoğlu’nun, lise diplomasıyla Kuzey Kıbrıs’ta bulunan ve YÖK tarafından tanınmayan bir özel okula kayıt yaptırdığı, ardından iki yıl sonra el yazısıyla yazılmış bir dilekçe ve bir not kağıdı ile 500 puan üzeri ile girilen İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçiş yaptığı belirtiliyor. Şener, bu olayın bugün geldiği noktanın habercisi olduğuna işaret ediyor.
"BELEDİYE YÖNETİMİNDE AYNI DÜZENE DEVAM"
Nedim Şener, İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde de benzer usulsüzlüklerin yaşandığını ve bu yönetim anlayışının İBB'ye taşındığını dile getirdi. Beylikdüzü’nde şüpheli işler ve rüşvete dayanan sistemin yerel basında sık sık gündeme geldiğini belirten Şener, bu alışkanlığın şehir yönetiminde de sürekli hale geldiğini ifade etti.
"HALKIN GÜVENİNE İHANET"
İmamoğlu’nun kendisine oy verenlerin temiz umutlarına sadık kalmak yerine yolsuzluk ve usulsüzlüğe devam ettiğini belirten Şener, onun "İstanbul nimet nimet" sözüyle şehri rant kapısına çevirdiğini öne sürdü.
Şener'in söz konusu yazısı şu şekilde:
"Onu bugünlere taşıyan eğitim hayatının başında ilk adımını usulsüzlükle atmış; baba parası, lise diploması ile KKTC’de kayıt yaptırdığı üzerinde ‘üniversite’ yazan, YÖK tarafından tanınmayan özel sermayeli bir tabela şirketine kayıt yaptırıp iki yıl sonra elinde bir not kağıdı ve el yazısı dilekçe ile 500 ve üzeri tam puan ile girilen İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ne usulsüzlükle, torpille yatay geçiş yapan Ekrem İmamoğlu’nun geldiği nokta şaşırtıcı değil.
Babadan kalma siyasetçi ve iş ilişkileri, iş yapma biçimi ile Beylikdüzü’nde, daha o yıllarda yerel basının gündeminden hiç düşmeyen kirli rüşvet ve usulsüzlük çarkını İBB Başkanlığı’na da taşıyınca yıllardır gözden uzak gerçekler görünür oldu.
Oysa tek yapması gereken tertemiz umutlarla oy verenlerin samimiyetine sadık olmak, eskiden kalma alışkanlıkları olan usulsüzlük, yolsuzluk ve rüşvetten uzak durmaktı. Ama o, ‘İstanbul nimet nimet’ diyor, kirli çevresiyle sanki bu sözün anlamını verircesine kendisine bağlı bir yolsuzluk, usulsüzlük düzeni inşa ediyordu."