Taksim’de bir otelde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, yerli ve yabancı basın kuruluşları temsilcileri ile bir araya geldi. Basın toplantısının ardından açıklama yapan Bakan Fidan, "Bildiğiniz gibi 2024 bölgesel ve küresel anlamda fevkalade gelişmelere sahne oldu.
"2024 yılı bölgemiz güç dengesini yeniden şekillendirebilecek nitelikte jeopolitik kırılmalara sahne oldu" diyen Bakan Fidan, "Küresel anlamda da sıcak çatışmaların ve büyük güç rekabetinin damga vurduğu bir yıl yaşadık. Bölgemiz artık savaşlardan ve çatışmalardan yorulmuş durumda. Kalıcı barış, dayanışma ve işbirliğine her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Zamanın ruhu dayanışmayı, kalkınmayı, bölge kaynaklarını iyi kullanmayı ve işbirliğini artık zorunlu kılmaktadır." ifadelerini kullandı.
Hakan Fidan konuşmasının devamında şu nları kaydetti:
2024’ü özel kılan gelişmelerden birinin şüphesiz Suriye’de yaşandığı ifade eden Bakan Fidan, “Eli kanlı bir rejime karşı zorlu bir mücadele veren Suriyeli kardeşlerimiz 61 yıllık mezalimi sona erdirerek yeni bir dönemin temellerini attılar. 2011 yılından bu yana stratejik sabırla sürdürdüğümüz Suriye politikamızla tüm saldırılara, provokasyonlara ve engellemelere rağmen hakkı, adaleti ve insanlığı savunduk. ‘Haklının acelesi yok’ dedik. Bugün tarihin doğru tarafında yer almanın haklı gururunu yaşıyoruz. Geçmişte Kırım’dan, Kafkasya’dan, Balkanlar’dan, Türkistan’dan, Irak’tan gelen kardeşlerimize gönlünü açan Türkiye’nin kapı komşumuz Suriye halkına karşı farklı bir tavır içinde olması zaten söz konusu olamazdı. Hamdolsun geldiğimiz noktada milletimize de , Suriyeli kardeşlerimize de mahcup olmadık. 13 yıldır Suriye konusunda mesai harcamış biri olarak bu sonucu görmek tabii ki hepimizi memnun etmiştir. Ancak ‘Suriye konusunda hikayemiz yeni başlıyor’ diyebilirim. Suriye halkı bu aşamada ülkenin yeniden imarı başta olmak üzere çeşitli büyük sınamalarla karşı karşıya. Rejimin devrilmesinden sonra bir hafta içinde açtığımız büyükelçiliğimizle ve sahada aktif çaba gösteren kurumlarımızla komşumuzun yeniden imar ve kalkınma çabalarına hızlı bir şekilde destek olmaya başladık. Suriye politikamızın ana eksenini oluşturan unsurlar, bugünde Suriye’nin istikrara kavuşturulmasının ana reçetesidir diye düşünüyoruz.
"Suriye’deki uzantıları için artık yolun sonu görünmektedir"
Bu vesileyle bir kez daha vurgulamak istiyorum; Türkiye’nin dış politikasında ana eksen barış, işbirliği, dayanışma ve refahtır. Türkiye'nin hiçbir ülkenin toprağında gözü olmadığı gibi herhangi bir gizli gündemi bulunmamaktadır. Cumhurbaşkanımızın liderlik tarzının ne kadar açık, doğru ve kararlı olduğunu hepimiz biliyoruz. Tarihin ve coğrafyanın bize yüklediği misyon gereğince adaletsizliğin ve zulmün karşısında durmayı bir borç biliyor, dış politikamızı da bu istikamette şekillendiriyoruz. Komşularımızdan ve bölge ülkelerinden de beklentilerimiz bu yönde olmaktadır. Diyoruz ki; gelin bölgemizde baskı ve tahakküm politikaları yerine işbirliği ve kalkınma kültürlü inşa edelim. Artık çatışma kültürünü, birbirine çelme takma kültürünü, bölgeyi geriletme kültürünü, halkı yoksulluğa itme kültürünü arkamızda bırakalım. Önümüzdeki dönemde de temennimiz Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğinin muhafazası temelinde geçiş sürecini kapsayıcı anlayışla tamamlanmasıdır. Tabii ki Suriye sahasının terörden arındırılması 2025’in temel önceliklerinden biri olacaktır. Dikkat ederseniz bu bölgede faaliyet gösteren tüm terör örgütlerinin ilk hedefi her zaman Türkiye olmakta. Terörle en etkin mücadeleyi de tabiatıyla yine ülkemiz yapmakta. Ama şunu açık ve net biçimde ifade edeyim; Türkiye bekasına yönelik tüm tehditleri kaynağında yok etme gücüne, kapasitesine ve her şeyden önemli olan kararlılığa sahiptir. Bugün geldiğimiz noktada bölücü örgüt ve Suriye’deki uzantıları için artık yolun sonu görünmektedir. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Eski düzen devam etmeyecek. Suriye’deki yeni düzende artık hiç kimsenin ama ve fakatlı ifadeler kullanma lüksü yoktur” şeklinde konuştu.
“Terörsüz Türkiye hedefimizi öyle veya böyle ama mutlaka Allah’ın izniyle gerçekleştireceğiz”
Terörsüz Türkiye hedefi hakkında konuşan Bakan Hakan Fidan, “Ayrıca terörle mücadelede ikircikli bir tavır sergileyen ülkelerin son dönemde vuku bulan terör saldırılarından da bir ders çıkarması gerekmektedir. Bizi takip eden yabancı muhataplarımız ve ortaklarımız için tekrar vurgulamak isterim; terörün dini ve milliyeti yoktur. Terör örgütleri için Avrupa, Amerika veya Türkiye’nin bir farkının olmadığını artık hep birlikte görmek zorundayız. Önümüzdeki dönemde de DEAŞ terörüne karşı da PKK’ya karşı da ayrım yapmaksızın aynı kararlılıkla mücadele etmeye devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettikleri üzere terörsüz Türkiye hedefimizi öyle veya böyle ama mutlaka Allah’ın izniyle gerçekleştireceğiz. Dış politika prensibimiz sadece terörle mücadeleye odaklı olmayıp terörle mücadele eden ülkelere de destek vermeyi içermektedir. 2024 yılında da bu desteğimizi pek çok ilişkilerimizde kurumsallaştırdık. Kurumsallaşmaya da devam edeceğiz. Bu bağlamda bir diğer komşumuz Irak’ın güvenlik ve istikrarını da kendi ülkemizden açıkçası ayrı görmüyoruz.