Kayyım uygulamasının yalnızca bugün uygulanan partiler için değil, iktidar partisi dâhil hangi siyasi parti belediye başkanına yönelik olursa olsun, yerel yönetim ilkelerinin korunması ve Türkiye’nin yerel yönetimlerinin güçlendirilmesi çerçevesinde Türkiye Belediyeler Birliği olarak mücadele edeceklerini vurgulayan Başkan İmamoğlu, “Bu ülkenin bütün belediyeleri adına mücadele vereceğimizi göreve gelirken belirtmiştik. Bu prensip doğrultusunda bugün yaşadığımız bu ortamın Türkiye’mize, milletimize verdiği bu zararın derhal durdurulması ve mutlaka bu sürecin düzeltilmesi gerektiğine inanıyoruz ve ifade ediyoruz ki; “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!” ifadelerini kullandı.
BU UYGULAMALAR DEVAM EDECEKTİR TAVRI YAKIŞIKSIZDIR
Bir gazetecinin, AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler’in kayyımlarla ilgili ‘yasal düzlemde uygulamaların devam edeceği’ yönündeki açıklamasını sorması üzerine İmamoğlu, şu yanıtı verdi:
“AK Parti TBMM Grup Başkanının ‘bu uygulamalar devam edecektir’ tavrı ve tarzı o kadar yakışıksız ki, o kadar çirkin ki. Milletin iradesi ile oraya gelmiş bir milletvekili, tümüyle normal bir akışta yargının işi olan, devletin kurumlarının işi olan bir hususta irade beyan etmektedir. Aynen benim de şahsen yargılandığım bir davada, hukuki bir karar vermesi öngörüldüğü halde, sürülen bir hakimle ilgili İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinde yine bir grup başkanvekili ya da sözcüsünün ‘O hakimi niçin sürdüğümüzü biliyoruz.’ cümlesindeki cevap gibi.
Birisi ‘Bu uygulamalar devam edecektir.’ hükmünü, iradesini ortaya koyuyor; diğeri de ‘Hakimi niye sürdüğümüzü biliyoruz’, yani ‘Sürdüm’ diyecek kadar bir ‘şahsım devleti’ anlayışı ve ifadeleri ortaya çıkmaktadır. Ben bu söylemi kınıyorum. Hukuka aykırıdır, hukukçu kimliği ile bunu ifade eden bir kişi kendi hukuki bilgisini ve görgüsünü gözden geçirmelidir.
TBB KURULDU KURULALI İLK KEZ BÖYLESİ GÜÇLÜ BİR HAMLEYİ ORTAYA KOYUYOR
Bir gazetecinin “Olağanüstü bir toplantı gerçekleştirdiniz. Olası kayyımlara karşı bir eylem planınız var mı?” sorusu üzerine Başkan İmamoğlu;
“TBB kuruldu kurulalı ilk kez böylesi güçlü bir hamleyi ortaya koyuyor. Burada biter mi, asla. Zaten siyasi partiler kendi hatlarında hukuk mücadelesini ve aynı zamanda toplumu bilgilendirmeyi ve bu sürecin bitmesiyle ilgili eylem planlarını yürütüyor. Başta CHP olmak üzere. Aynı zamanda TBB olarak sadece toplanmak ve bir beyanda bulunmak değil, TBMM’de özellikle milletvekili olanlar başta olmak üzere partilerin birçoğu ile ilgili irtibata geçilmiştir. Daha sonra da başka partiler ile irtibata geçilme konusunda bir sınırımız olmayacaktır.” dedi.
TALEPLERİMİZİ BÜTÜN SİYASİ İRADELER İLE PAYLAŞACAĞIZ
İmamoğlu bugün bazı siyasi parti genel başkanlarıyla görüşeceğini belirtirken TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’tan da bir randevu istediğini, Meclis Başkanı yurt dışında olduğu için bu görüşmenin ileriki günlerde gerçekleşebileceğini ifade etti. İmamoğlu şöyle devam etti:
“Bu işin kökten düzelmesi için birtakım yönetmelik ve uygulamaların gözden geçirilmesi hususundaki görüşlerimizi ve taleplerimizi bütün siyasi iradeler ile paylaşacağız. Bugünkü uygulamayı siyasi çerçevede başka mecralarda, platformlarda tartışabiliriz. Ama TBB çatısındaki bakışımız, duruşumuz, bu işin tümden, birisinin iki dudağı arasından değil, hukukun yasanın hükümleri üzerinden sağlıklı bir şekilde işletilmesi gerçeğini ortaya koymak ve bunu sağlama mücadelemizdir. Bunu sağladığımız zaman zaten siyasi olarak kim hangi manevrayı yaparsa yapsın, böyle bir uygulama ile Türkiye karşı karşıya kalmayacak anlamına gelir. Çabamız bu yönde. Bunun dışında hem hukuki yönüyle hem ulusal hem uluslararası anlamda da TBB’nin farklı komisyonları ile çalışmaları sürüyor. Zaman içerisinde bunları da sizlerle paylaşmaya devam edecek.”
Gazetecilerin Yargıtay Başkanı ile görüşme talebi olup olmadığının sorulması üzerine İmamoğlu, yargı ile ilgili bir görüşme taleplerinin olmadığını sürecin ilk önce siyasi irade ile görüşülmesinin daha doğru olduğunu ifade etti.
MÜCADELEM DEVAM EDİYOR, HADİ BUYURSUN ENGELLESİNLER O ZAMAN
“İktidarın kayyım politikasının aslında bütünüyle hedefinin Ekrem İmamoğlu olduğuna dair siyasi kulislerde ciddi değerlendirmeler yapılıyor. Yeter ki Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olamasın, iktidar bunun peşinde ve CHP’yi parçalamayı amaçlıyor deniyor. Siz bu iddialar karşısında zaten tutumunuzu söylediniz ‘uğraşacağım sizinle’ dediniz, bundan sonra ki eylem planınız ne olacak CHP ile birlikte?” sorusu yöneltilen İmamoğlu bu soruya şu sözlerle cevap verdi:
“Benim zaten eylem planım bu. Türkiye Belediyeler Birliğinin başına aday olmakla da başlattığımız eylem planımı bundan sonra da hukuksuzluğa karşı mücadele, ülkedeki otoriter akla karşı mücadele, baskıcı davranışlara karşı mücadeledir. Milletimizin adil ve eşit bir ortamda yaşamasını sağlamak, her bir ferdinin kendisini mutlu ve huzurlu hissettiği bir ülkenin var olmasını sağlamak. Benim mücadelem bu. Dolayısıyla meseleyi bir adaylık tarifi ile köşeye sıkıştırmaya çalışanlara Allah akıl versin diyorum. Zaten mücadelenin içindeyim, uğraşmaya devam ediyorum, bundan sonra da devam edeceğim. Bu TBB hattındaki mücadelem, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı hattında da mücadelem var, CHP’li Ekrem İmamoğlu mücadelem de var, vatandaş Ekrem İmamoğlu mücadelem de var. Dolayısıyla bu mücadelem bu bahsettiğim unsurlara karşı duran, bu az önce söylediğim hukuki zemindeki prensipleri engelleyen kim varsa, hangi kurum varsa, kuruluş varsa onlara karşı dimdik ayakta ve en sert mücadelemi vermekte kararlı bir kişiliğim var. Bundan da geri adım atmayacağım. Onun için hani beni engellemeye çalışıyorlar adaylık falan. Onlar hep detay konular. Mücadelem devam ediyor hadi buyursun engellesinler o zaman.”
Ahmet Türk’ün encümen üyeliğinin akıbeti sorulan İmamoğlu,
“TBB bünyesindeki hukuki birimler ile süreç elbette ki takip edilir. Ben ve arkadaşlarım TBB encümeni toplantılarına Ahmet Türk başkanımızı davet etmeye devam edeceğiz.” yanıtını verdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den randevu talebi sorulan İmamoğlu bu soruya “Tabi Sayın Bahçeli’den de randevumuz oldu. Şu an da bir olumsuz dönüş yok, cevap bekliyoruz.” şeklinde karşılık verdi.
İmamoğlu bir gazetecinin “Mardin ve Batman illerine bir ziyaret olacak mı?” sorusu üzerine ise “Şu siyasi irade ile olan süreci tamamlayıp ardından da bölgeyi ziyaret etmek gibi bir düşüncem var, hızlıca onu da gerçekleştireceğim.” dedi.
BİZİM POLİSİMİZİ O ZOR DURUMA DÜŞÜRMEK BİR YÖNETİCİYE YAKIŞIR MI?
Esenyurt Belediye Meclis üyelerinin belediyeye alınmamalarına ilişkin İmamoğlu şu yanıtı verdi:
“Bir kayyım atanıyor sanki çok önemli bir iş yapılmış gibi, sanki gururlu ve keyifli bir iş yapılmış gibi. Ben bu duruma ‘utanmadan’ kelimesini ekleyeceğim. Bir fotoğraf çektirilip basına ve kamuoyuna servis ediliyor. Ben bunu yapmam. Benim polisimi halkla, milletle karşı karşıya getirmek için bütün hamleler yapılıyor. Polisin orada seçilmiş belediye meclis üyesini belediyeye sokmamak gibi bir bariyer oluşturmasının anlamı ne? Barikat kurarak polisimizi bu zor duruma düşüren bütün yöneticileri kınıyorum. Polisimizi niye vatandaşla karşı karşıya getirirsiniz? Seçilmiş meclis üyesini belediyeye sokmama aklı kime ait? Bu akılsız akıl kime ait çok merak ediyorum.
Ben Mısır’da Birleşmiş Milletler (BM) Habitat toplantısında görüntüleri görünce utançla başım öne eğildi dünya huzurunda. Bunu kime anlatabilirsiniz. Türkiye Cumhuriyeti devletine bu yakışır mı? Bizim polisimizi o zor duruma düşürmek bir yöneticiye yakışır mı? Adı ister vali olsun, ister emniyet müdürü olsun ister kaymakam olsun buradan onlara sesleniyorum. Yarın utanacağınız, başınızı öne eğeceğiniz, hayat boyu pişman olacağınız işleri yapmayın. Ben açıkça şuna inanıyorum; devletin aklı bu değil, herhâlde birileri bugünkü mevcut durumdan tabiri caizse kraldan çok kralcı olma peşinde koşmalarıdır. Ayıptır, yazıktır, günahtır. Bir hata yaptınız, bari bırakın meclis üyeleri görevlerini yapsın, komisyonlar kurulsun çalışsın denetlesin yarın da hesap versin. Bu millet onları seçti. Yazık! 101 yıldır bu ülke cumhuriyetle demokrasiyi daha iyi hale getirmek için mücadele veriyor. Dönem dönem birileri arkasından asılmıştır ama milletin mücadelesi hep iyileşmesi içindir. Milletimize güveniyoruz.”