1 Şubat'ta bir grup arkadaşıyla birlikte Olgunlar Caddesi'nde oluşturulan Vegan Stant'ta yer alan ‘abolisyonist vegan’ Melike İzat, konuya ilişkin ankaranethaber.com muhabirine açıklamalarda bulundu.

Pursaklar 3. Kitap Günleri başlıyor! Pursaklar 3. Kitap Günleri başlıyor!

HAYVANLARI SÖMÜRMEK, ÖLDÜRMEK AHLAKEN YANLIŞ

Hayvanları kullanmayı reddettiklerini, hayvanları yemediklerini, giymediklerini, hayvanat bahçesine, sirke gitmediklerini söyleyen İzat, “Hiçbir şekilde hayvanları kullanmıyoruz. Çünkü bunun için bir gerekçemiz yok. Yani biz hayvanları kullanmadan da gayet sağlıklı, mutlu yaşayabiliyoruz. Protein, kalsiyum, demir ne varsa ihtiyacımız olan hepsini bitkilerden karşılayabiliyoruz. Örneğin protein bakliyatlarda çok zengin, kuruyemişte çok zengin. Yani hayvanları kullanmak için bir gerekçe gerekiyor. Onları öldürmek, sömürmek, çok fazla acı ve zulüm var bunun arkasında. Bunu yapmaya gerek yok ve bu etik olarak da yanlış. Yani sırf buna gücümüz yetiyor diye bizden daha zayıf birine şiddet uygulamak, onu öldürmek, sömürmek zaten ahlaken yanlış. Ki biz ahlaki bir evrim de geçirdik yani sırf biyolojik evrim de değil. Ayrıca burada zeka da bir kriter değil. O hayvan hissedebiliyorsa yaşamına değer veriliyor. Bir bilince sahip, işte acıdan kaçıyor, haz alıyor, bir takım şeyler yapıyor, güneşleniyor ne bileyim uyuyor, uyanıyor. Korkuyor, seviniyor. Bizim gibi aslında birçok duyguyu yaşayan insan harici birer kişi, bir eşya değil, bir kaynak değil, bir mal değil. Ama biz o hayvana kişi değil de eşya muamelesi yapıyoruz. Alıyoruz, satıyoruz, miras bırakıyoruz, kullanıyoruz. Ve akla gelebilecek her şekilde acı çektirip öldürüyoruz. Ve buna hakkımız yok aslında.  Çünkü hepimizin kendine ait bir bedeni var. Sizin bir bedeniniz var. Nasıl ki ben sizin bedeninizi ya da bir başkasını tahakküm altına alamayacaksam, bir hayvanı da kullanmak için bir hakka sahip değilim aslında. Mesela bir fare düşünün, kimse o fareyi sevmiyorsa bile o fare kendi yaşamına değer veriyor. Yani bir içkin değeri var. ‘İçkin değer’ ne demek? İşte kimse değer vermiyorsa bile kişinin kendine verdiği değer. Yani o da bir içkin değere sahip aslında. Ve o yüzden bizim onun bedeni üzerinde bir hakkımız yok. Sırf gücümüz yetiyor diye onu tahakküm altına alamayız. Buradaki kriter de hissedebiliyor olması. Yani insan harici birer kişi, bir kaynak değil. O yüzden de hayvan kullanımını hayatımızdan çıkarıyoruz.” dedi.

Abolisyonist Vegan Melike Izat Bakanlıklar Ankara (3)

SOĞUKTAN KORUNMAK İÇİN İLLA KAZ TÜYÜNE GEREK YOK

Hayvansal ürünler yerine alternatiflerini kullandıklarını dile getiren İzat, “Bunun yerine ne yapıyoruz? İşte canımız çok mu peynir istiyor ya da yoğurt, mesela bitkisel yoğurt yapıyoruz, bitkisel süt yapıyoruz. Bunlar hazır da satılıyor marketlerde. Biz daha ekonomik olsun diye evde de yapabiliyoruz. Mesela yulafı suda bekletiyorum, blenderden geçiriyorum, süzüyorum yulaf sütü oluyor. Onu kahveme katıyorum, onunla kek yapıyorum. Bir şeyler eksilmiyor aslında hayatımızdan. Sucuk istiyorsam vegan sucuk var, ya da kendim evde yapıyorum. İşte soya kıyması alıyorum, onunla lahmacun yapıyorum. Her türlü damak zevkinden de mahrum kalmıyoruz aslında. İşte deri giymiyorum da suni deri giyiyorum. Ya da kürk giymiyorum da suni kürk giyiyorum. Ne bileyim bir sürü materyal var. Yani soğuktan korunmak için de illa kaz tüyüne gerek yok, kürke gerek yok. O yüzden günümüzde hayvan kullanımının tamamı yanlış ve gereksiz aslında." şeklinde konuştu.

Abolisyonist Vegan Melike Izat Bakanlıklar Ankara (2)

İNSANLAR VEGAN OLUNCA DÜNYAYI HAYVANLAR KAPLAMAYACAK

Kümes hayvanı olsun, evcil hayvan olsun, vahşi hayvan olsun hiç fark etmediğini söyleyen İzat, “Zaten evcilleştirme en başından beri yanlıştı. Evcilleştirme derken sadece kedi köpek değil. İnekler, koyunlar domuzlar hepsi evcilleştirilen türler ve bunlar daha çok et versin, daha çok yün versin, daha çok yumurta versin diye bir takım sebeplerden çok fazla şeye maruz kalmışlar, aslında hastalığa da sebep olmuş bu. Aynı zamanda bu hayvanlar bizim bakımımıza muhtaç hale gelmişler. Doğada tek başlarına hayatta da kalamıyorlar. O yüzden biz kendimize ‘abolisyonist vegan’ diyoruz. İngilizce ‘abolition’ kelimesinden geliyor aslında. Hayvanları kullanmaktan vazgeçmek anlamında.

Abolisyonist Vegan Melike Izat Bakanlıklar Ankara (4)

Biz evcilleştirilen türlerin bakımıyla yükümlüyüz, kullanılmalarını kastetmiyorum. Ama daha fazla evcilleştirilmiş hayvanın da dünyaya gelmemesi gerekiyor. Ve insanlar vegan oldukça da, bu kadar hayvanı tüketilmek üzere, öldürülmek için dünyaya getirmeyeceğiz zaten. Yani insanlar vegan olunca dünyayı hayvanlar kaplamayacak aslında. Çünkü öyle sorular da geliyor bazen.” ifadelerini kullandı.

Abolisyonist Vegan Melike Izat Bakanlıklar Ankara (1)

Muhabir: Necdet Gürsoy