Başkent’in ev sahipliği yaptığı önemli etkinliklerden biri olan “9. Kent Araştırmaları Kongresi” Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB ETÜ) işbirliğiyle 20-22 Kasım tarihleri arasında Söğütözü’nde gerçekleştiriliyor.
PROGRAMA ALANINDA UZMAN İSİMLER KATILIYOR
Kent araştırmaları alanında uzman akademisyenleri ve paydaşları üç gün süreyle bir araya getiren etkinlik, kentlerin dirençlilik kapasitesi ve toplum üzerindeki etkileri gibi güncel konulara ışık tutmayı amaçlıyor.
Kongrenin dikkat çeken oturumlarından biri, ilk gün düzenlenen ‘Afet Sonrası Merkezi ve Yerel Yönetimler Arasında Koordinasyon ve İşbirliği’ başlıklı panel oldu. Bu oturumda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü’nden Murat Akınbingöl, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Alanları 6. Daire Başkanı Mustafa İnan, Hatay Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler Daire Başkanı Mehmet Mursaloğlu, Adıyaman Belediyesi Başkan Yardımcısı Ceyhan Kayhan ve AFAD Yer Seçimi ve Mekânsal Planlama Daire Başkanı Elif Bağ konuşma yaptı. Oturum Başkanlığını ise Prof. Dr. Menaf Turan üstlendi.
BELEDİYE BİNASINI İNŞA ETMEKTE ACELECİ DAVRANMIYORUZ
“Şunu arz etmek isterim ki, biz olmayan bir şehirde yaşıyoruz.” diyerek söze başlayan ve Hatay’da yıkılan/yıkılacak bina sayısının toplam bina sayısına oranının yüzde 92 olduğunu dile getiren Hatay Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler Daire Başkanı Mehmet Mursaloğlu, “Geriye neredeyse hiçbir şey kalmadı. Çok zorluklar çektik. Çok acı günler geçirdik. Ben şahsım adına Mursaloğlu ailesinden tam 86 kişiyi kaybettim.” dedi.
Hatay’ın 6 Şubat’ta yaşanan yıkıcı depremlerin ardından büyük bir dayanışma örneği sergileyen bir il olduğunu dile getiren Mursaloğlu, “Ancak afet sonrası iyileşme sürecinde karşılaşılan en büyük zorluklardan biri yerel ve merkezi yönetimler arasında bilgi ve veri akışını sağlayacak etkin bir koordinasyon zamanında maalesef tesis edilemedi. Bunun sebebi ise önceden kurgulanmış afet müdahale planı bulunmamasıdır.” ifadelerini kullandı.
Yapılan işbirliğine ve örnek projelere değinen Mehmet Mursaloğlu, “Kırıkhan İlçemizde bulunan ve TİGEM’e ait olan 550 dönümlük bir tarlayı/arsayı Hatay Büyükşehir Belediyesi’ne sağ olsun devletimiz hibe etti. Burada fide ve fidan üretimi/satışı tesisi için yer tahsisi gerçekleştirildi. Aklınıza ‘Deprem bölgesinde fide veya fidanın ne işi var?’ sorusu gelebilir. Öncelikle kendi bölgemizdeki insanlara bir ivme kazandırmak, kapı açmak. İkincisi de Ortadoğu’da, özellikle Dubai ve Katar’da önümüzdeki yıllarda gerçekleştirilecek olan bitki ve ağaçların ekimi/dikimi. Bizim bölgemizde yetişen bitkilerin o bölgedeki iklim şartlarına uygun olmasıdır. Daha önceden bu ağaçlar İspanya ve İtalya’dan alınmış olmamış. Sonradan Antalya’dan alınmış onlar da çok sağlıklı yetişmemiş. Ancak bölgemizin coğrafi konumu, iklimi ve yapısı itibariyle bu ülkeler için biz ağaç yetiştireceğiz. Kendi ülkemizde de bunlara büyük destek vereceğiz ve bunun getirisi çok yüksek olacak.
Ayrıca belediye binamızın depremde yıkılması nedeniyle Expo alanında dağınık bir şekilde faaliyet gösteren tüm birimlerimizin yeniden bir araya getirilmesi amacıyla bir belediye binası inşa edilmesi planlanmakta. Ancak Hatay Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Öntürk’ün; ‘Antakya ayağa kalkmadan ben belediye binasına öncelik tanımayacağım’ diye bir söylemi var, bu da çok güzel bir fikir. Bu proje için Karayolları Genel Müdürlüğü’ne ait bir alan üzerinde de görüşmeler sürdürülüyor belediye binamız için, ama bu konuda çok aceleci davranmıyoruz.” dedi.
VATANDAŞLARIMIZ KONTEYNIR KENTLERDEN ÇIKMAK İSTEMİYOR
Daha önce İzmir Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı’nda, ardından da İzmir/Karabağlar Belediyesi’nde başkan yardımcılığı görevinde bulunduğunu, halen Adıyaman Belediyesi Başkan Yardımcılığı görevini yürüttüğünü dile getiren Ceyhan Kayhan, Hatay’dan sonra depremde en çok hasar gören ikinci ilin Adıyaman olduğunu belirterek, “270 bin bağımsız binamız yıkılmıştı. Bu gelirlerle kentin yeniden inşası kolay değil. Çünkü elektrik gelirimiz yok. Su gelirimiz var onu da yüzde 60 civarında toplayabiliyoruz. Emlak gelirlerimiz yok denecek kadar az. Ulaşım geliri, zaten bütün belediyeler gibi zarar ediyoruz ulaşımdan. Adıyaman Belediyesi’nin gelir anlamında çok büyük sıkıntısı var. Depremde zarar görmüş, büyükşehir statüsünde olmayan illerin başında geliyor Adıyaman.” şeklinde konuştu.
Yaşadıkları sorunlara ve bunlarla ilgili yapılan çalışmalara değinen Kayhan, “Barınma sorunumuz var. Şu an bile Adıyaman’da 272 bin vatandaşımız konteynırlarda yaşıyor, kalıcı konutlara geçemediler. Bununla ilgili Emlak Konut’un çalışması devam ediyor. Örenli ’de TOKİ çalışmalar yapıyor. Yerinde Dönüşüm de yine Emlak Konut ve Adıyaman Belediyesi işbirliğiyle yapılıyor. Bu dönemde kurumlarla işbirliğimiz çok iyi, onda sorun yaşamıyoruz. Ancak yapılan her yeni yapı zaman zaman bize yeni sorunlar çıkarıyor. O sorunları da tabi ki belediyenin çözmesi gerekiyor. Bu konudaki taleplerimizi bakanlığımıza iletiyoruz. Örneğin İndere’de, 4-5 km şehrin yukarısında yapılan konut bölgesine ulaşım sağlamamız gerekiyor. Ancak Adıyaman Belediyesi’nin ulaşım sağlama gibi bir şansı yok. Çünkü yeterince bütçesi yok, yeterince araçları yok, bunlarla ilgili taleplerimizi bakanlığımıza iletiyoruz.” dedi.
Vatandaşların konteynır kentlerden çıkmak istemediğini belirten Kayhan, “Nedeni de elektrik parası ödemiyorlar, su parası ödemiyorlar, ısınma derdi yok, kira yok. Tek neden de ekonomik sıkıntılar. Tabi konteynerde yaşamanın getirmiş olduğu büyük sıkıntılar da var. Çok dar alanda yaşıyorlar, bunun devamında aile içi şiddet, taciz bunların hepsi bizim gündemimize gelen şeyler. Depremin sonrasında yeni sorunlar da çıkıyor karşımıza, yeni sorunlar yaşıyoruz. Tabi yerel yönetimler olarak biz de bu sorunları çözmeye çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
