Ankara programı kapsamında ilk olarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı ziyaret eden Ekrem İmamoğlu, görüşmenin ardından açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, “Mansur başkanımız ve ben aynı ilkeleri paylaşan iki belediye başkanıyız ve iki yol arkadaşı olarak her zaman iş birliği ve dayanışma içerisinde olduk, olmaya da devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

İmamoğlu'nun açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

"Ankara programımız kapsamında ilk olarak Sayın Mansur Yavaş başkanımızı ziyaret ettim. Kendisiyle hem çok kıymetli hem verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Mansur başkanımız ve ben aynı ilkeleri paylaşan iki belediye başkanıyız ve iki yol arkadaşı olarak her zaman iş birliği ve dayanışma içerisinde olduk, olmaya da devam edeceğiz. 

"BU SALDIRILARLA NE AMAÇLADIKLARININ FARKINDAYIZ"

Şehrimizde geçmişten bugüne artarak devam eden israf dönemini bitirdik ve tabiri caizse tarihe gömdük. 2023’te milletimizin sarsılan hayallerini yine 2024’te umutla ayağa kaldırdık. Bugün, iktidarla olanların milletin tercihlerine saygı duymak yerine kendi gündelik çıkarları ve kendi fikrine hizmet etsinler bakışı, anlayışı uğruna bizlere yönelik fütursuzca saldırılar başlattığını görüyoruz. Bu saldırılarla ne amaçladıklarının da farkındayız. Siyasi münafıklık yaparak, fitne ateşini yakarak çalışanlara söyleyecek sözümüz yok. Ancak milletimizin elbette bilgilendirilmeye ihtiyacı vardır.

Selahattin Demirtaş'tan dikkat çeken çıkış: "Cezaevinde olduğum sürece..." Selahattin Demirtaş'tan dikkat çeken çıkış: "Cezaevinde olduğum sürece..."

"BİZİM ARAMIZDA KOLTUĞA, MAKAMA, ROLLERE DEĞİL..."

Milletimiz bilmelidir ki; bizim aramızda koltuğa, makama, rollere değil, sadece ama sadece milletin menfaatlerine odaklanan bir yol arkadaşlığı vardır ve bundan asla vazgeçmeyiz. Biz, kutuplaşmanın değil beraberliğin tarafındayız. Birlikte güçlü olduğunun ve birlikteyken kazandığının bilincinde olan siyasetçileriz, belediye başkanlarıyız. Bize yapılan saldırıları tesadüf asla bulmuyoruz. Tekil olarak asla değerlendirmiyoruz. Bunlar, bizim ortak paydamız olan ve ülkemizin tek güçlü ve en önemli lokomotifine yani partimize çatısı altında bulunduğumuz CHP’ye yönelik topyekûn bir saldırı boyutuna ulaştığını da tespit ediyoruz. Bu saldırıları ilk genel seçimde tecelli edecek millet iradesini engelleme girişimi olarak da görüyoruz. Tüm saldırılara karşı milletimizle ve partimizle tek yumruğuz.

"BİZ MESELEYE KİŞİSEL PENCEREDEN BAKMAYIZ"

Karşımızda, geçmişten bugüne tabirlediğim şekliyle; organize kötülüktür ancak bu kötülük adına, ardına milletin iradesini alan bizlerle birlikte mücadele edemediğini ve açıkçası bi'çare olduklarını da yaşıyoruz. Mertçe bir mücadele için ne ahlaka, ne kapasiteye sahip olmadığını ne yazık ki bize yaşatıyorlar. Her seçimden önce, avaz avaz bağırarak mertçe mücadeleye sizi davet ediyorum demiş bir kişiyim.

Milletimizin bize bağladığı umutların, bizden beklenen görevlerin farkındayız. Millete karşı görevlerimize her zaman, her koşulda, bugünkü kardeşlik ve dayanışma duygularımızla ve tam bir sorumluluk içerisinde el ele yerine getireceğimizden kimsenin şüphesi olması. Çünkü biz davaya hizmet eden insanlarız. Biz, meseleye asla kişisel pencereden bakmayan ve bakmayacak insanlarız. Mansur Başkan ile buluşmamızdan ve birliğimizi, dayanışmamızı tazeleyen bu samimi sohbetten hemen sonra TBMM’ye geçtim ve partimizin çok kıymetli grup başkanvekilleriyle buluştum.

"ZİYARETLERDEKİ TEMEL AMACIMIZ KAYYUM SÜRECİNE DAİR ORTAK TUTUM GELİŞTİRMEK"

Biliyorsunuz, 2 hafta önce Ankara’ya gelmiş ve siyasi partilerin liderlerine ziyarette bulunmuştum. Bu kapsamda sırasıyla mecliste temsili olan partileri ziyaret ettim. Yaptığımız siyasi parti ziyaretlerindeki temel amacımız, iktidarın giderek bir yönetim sistemine dönüşen ne yazık ki kayyum sürecine dair ortak bir tutum geliştirmek ve ülkemizi, milletin iradesine darbe vuran bu antidemokratik yaklaşımdan kurtarmak için bir süreç aydınlatması yapmak, iki, Türkiye Belediyeler Birliği çerçevesinde bu süreci tamamen bu ülkenin üzerinden kaldırabilecek bir kısım adımı TBMM üzerinden atabilmenin tarifini yapmak idi. Bu manada bu yaptığımız çalışmalar çok değerli karşılık buldu ve açıkçası bu oluşan fikir birliği zemini de beni ziyadesiyle mutlu etti. Bu kapsamda, partimiz mecliste oluşan bu altyapıyla bir kanun tasarısı hazırlamak ve tüm partilerin katılımıyla ülkemizi, bu kötü yükten kurtarmak üzere bir çalışma başlattı. Grup başkanvekillerimizle bu çalışma süreci hakkında görüş alışverişi yapma fırsatını bu vesileyle yakalamış olduk.

"HÜKÜMET KAYYUMLARIN ELİYLE BİRLİĞİMİZİ BALTALIYOR"

Bundan sonra da Genel Başkanımızla ve tüm partililerimizle bir ve bütün olarak, belediyelerimizle birlikte çalışmaya kararlılıkla da devam edeceğiz. Şehirlerimizi ve ülkemizi iktidarların atadığı şahıslar değil, milletin seçtiği siyasetçiler ve belediye başkanları yönetmelidir. Hükümetin yargı ve kayyumlar eliyle, kendi iradesini millete dayatma politikası ne yazık ki kardeşliğimizi, birliğimizi baltalıyor, boynumuzu büküyor, başımızı öne eğdiriyor. Bakın; bugün hükümetin ülkemizi en derinden sarsan ekonomi politikaları, süreçteki yetersizlik, kapasitesizlik ve sıkıntıları çözme adına atmak istedikleri bir kısım adımları dahi dünya ölçeğinde itibarsızlaştıran bir sürece taşıyor. İşte milleti hiçe sayan bu anlayış yüzünden, ifade ettiğim gibi, ekonomiden eğitime, sağlıktan adalete her alanda ne yazık ki çürümeler ve gerilemeler yaşanıyor.

""HER BİRİ BİRBİRİNDEN TRAJİKOMİK HAMLELER"

Bugün demokrasi ve hukuk için mücadele etmek, milletin iradesine sahip çıkmak, kesinlikle ve kesinlikle aslında ülkemizin bugününe değil, geleceğine sahip çıkmaktır. Yerel yönetimleri; kayyımcı, vesayetçi anlayıştan kurtarıp, milletin egemenliğini kayıtsız şartsız sağlamak için acilen atılması gereken demokratik ve hukuki adımlar vardır. Anlaşılıyor ki, bugün iktidarda olanlar, ilk seçimlerde ortaya çıkacağı belirginleşen milletin kararını engellemek üzere, her türlü hukuksuzluğa tenezzül eden adımlar atmaya karar vermiştir. Ve ne yazık ki, bu adımları atma konusunda belli hazırlıklar artık kahvehane dedikodusuna kadar ulaşmıştır. İşte yaşıyoruz; konser tartışması, yok efendim SGK borcu tartışması, müfettişler, kayyımlar… Her biri birbirinden trajikomik hamleler. Kendi menfaatini, kendi koltuğunu, kendi iktidarını milletin menfaatinin üstünde görenlerin çaresizliğini gösteren detaylardan ibarettir bu çalışmalar. Dolayısıyla biz, belediyelerimize ve millet iradesine karşı atılan adımları, birbirinden kopuk, tekil vakalar olarak görmüyoruz. Milletimiz de bunu böyle görmemelidir."

İmamoğlu, gazetecilerin sorduğu "DEM Parti’li Tunceli belediye başkanı ve CHP’li Ovacık belediye başkanlarına hapis cezası verildi. Olası kayyum atamaları gelir mi?"  şeklindeki soruya ise şöyle cevap verdi:

"Mahkemeyle ilgili detayları sayın genel başkanımızla toplantıya girmeden önce almıştık. Detayları takip ediyoruz. Sonuçta bir mahkeme var, mahkemede alınmış bir karar var. Muhtemeldir ki bu mahkemenin itiraz süreçleri söz konusudur. Hukuki mücadelenin devam ettiği bir hususta hem bugüne kadar gelinen noktada süreç nasıl işlemiş onu irdeleyeceğiz. Hem de bundan sonraki mücadele nasıl yürütülmelidir ona dikkatle bakacağız. Şu anda bu detaylara hakim değilim. Şimdilik bu şekilde süreci en ciddi biçimde, başta partimiz, sonra TBB olarak bizler yerel yönetim adına takip edeceğimizi buradan duyururuz."

Kaynak: Haber Merkezi