Konferansın açılışında konuşan Prof. Dr. Naci Görür, deprem riskine karşı alınması gereken önlemleri vurguladı. Görür, depreme dirençli bir şehir oluşturmanın yalnızca sağlam binalar inşa etmekle mümkün olamayacağını belirtti. "Bir kentin sadece binasını yapmakla o kenti depreme hazırlayamazsınız" diyerek, yapıların yanı sıra altyapı, eğitim ve sağlık hizmetlerinin de büyük önem taşıdığını ifade etti.
GAZİANTEP, DEPREM FAY HATTINA YAKIN BÖLGEDE
Prof. Dr. Görür, Gaziantep'in deprem riski ile ilgili teknik bilgiler paylaştı. Doğu Anadolu Fayı'nın bir levha sınırı olduğunu ve Arap, Anadolu ve Afrika levhalarının birbirine yakın bulunduğu bu bölgenin, depremlerin oluşumunu etkileyen bir faktör olduğunu belirtti. Gaziantep'in doğrudan levha sınırında yer almadığını ancak bu sınıra çok yakın olduğunu vurguladı.
"BİNALARIN SAĞLAM OLMASI YETERLİ DEĞİL"
Konferansın en dikkat çeken ifadelerinden biri, Prof. Dr. Görür'ün deprem sonrası şehirde yaşanabilecek felaketlere dikkat çekmesiydi. Deprem sonrası sadece binaların sağlam olmasının yeterli olmadığını belirten Görür, şu ifadeleri kullandı: "Deprem sonrası şehirde okul yok, kanalizasyon patlamış, içme suyu gitmiş, iş dünyası çökmüş, altyapı yok. Evin sağlam olsa ne olur ki? Bu 11 il içinde evim yıkılmadı paşa gibi yaşıyorum diyebilir misin? Şehirdeki tüm bileşenler fonksiyonunu yerine getirmeli, yoksa o kent yaşanır olmaz."
Prof. Dr. Naci Görür, Gaziantep'in depreme karşı dayanıklı olabilmesi için güçlü bir ekonomiye sahip olması gerektiğine de değindi. "Gaziantep'te deprem aynı zamanda ekonomik felakettir. Gaziantep'in deprem sonrası yaralarını sarabilmesi ve kolayca ayağa kalkabilmesi için ekonomisinin iyi olması gerekir" diyerek, ekonomik altyapının önemine dikkat çekti.
Konferans, deprem sonrası alınması gereken tedbirler ve Gaziantep'in depreme karşı hazırlığı hakkında önemli bilgiler sunarak son buldu.
