“Turizmin Kalbi Başkent’te Atıyor” sloganıyla 14-17 Kasım tarihleri arasında ziyaretçilerini ağırlayacak olan TRAVELEXPO ANKARA 7. Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı ATO Congresium’da kapılarını açtı. Yoğun katılımla gerçekleşen etkinlikte Tokat’ın Zile Belediyesi de fuarın en renkli stantlarından birinde ziyaretçilerini ağırlıyor.
ZELA’DAN ZİLE’YE TARİHİ YOLCULUK
Zile Belediyesi Kültür Müdürü Necmettin Eryılmaz, gerçekleştirdikleri kültürel tanıtım faaliyetleri hakkında Ankara Net Haber internet haber sitesine açıklamalarda bulundu. Yerli ve yabancı katılımcılarla seyahat severlerin TRAVELEXPO ANKARA’ya yoğun ilgi gösterdiklerini belirten ve Zile hakkında ilginç detayları paylaşan Eryılmaz, “Roma İmparatoru Julius Sezar M.Ö. 47 yılında Zile’ye geliyor. Hangi Sezar? Bütün Roma diktatörlerinin adı Sezar’dır. Ama bu ‘Julius Sezar’, ‘Sende mi Bürütüs?’ diyen ünlü Sezar. Dünyada sezaryenle doğan ilk çocuk olduğuna inanılan Sezar. Niye geliyor? 21 yaşında, Kleopatra’ya âşık, Mısır, İskenderiye’de dünya imparatorluğunu açıklıyor. O dönemde Roma Senatosu ilk demokratik senatolar arasında yer almaktadır. Komutanlarından biri Sezar’a dönerek, ‘Sen nasıl dünya imparatorusun, Anadolu’da, Zela’da Pontus Kralı Farnakis senin kuryelerinin kafasını kesip gönderiyor.’ der. Bu durum Sezar için bir prestij meselesi olur. Dört lejyon 36 bin askerle Anadolu’ya, Zela’ya şu anki Zile’ye gelir. Pontuslarla Romalılar hep böyle didişmişlerdir tarihte. Orada kanlı bir savaş yaparlar. Sezar o savaşı kazanır. Savaşın sonunda tarihin o kısa ve veciz mektubunu yazarak bir kuryeyle Roma’ya haber gönderir. Mektupta sadece üç kelime yazar. ‘Veni, vidi, vici’ (Geldim, gördüm, yendim). Yani der ki savaş çok kolay oldu. Aslında 20 bin askeri ölmüştür. Bir o kadar da yaralı vardır. Böyle bir prestij meselesi olur onun için. Bu söz dünyada binlerce üründe marka olarak kullanılıyor. Biz Türkiye’deki coğrafi tescilini aldık. Hatta Philip Morris’e de dava açtık. Onlar da kullanıyorlardı ‘Veni, vidi, vici’ sözünü. Biz dedik ki, ‘Ya paket başına belli bir meblağ ödeyeceksiniz ya da bu ibareyi kullanmayacaksınız.’ Bizim iznimiz olmadan kullanamıyorlar. Tütün ürünlerinden bu ibareyi kaldırdılar.” dedi.
ARAPLAR ‘ZİLE PEKMEZİ’NE BAYILDI
Zile’nin coğrafi tescilli meşhur bir ürünü olan Beyaz Zile Pekmezi’nin sadece Zile’de üretildiğini dile getiren Eryılmaz, “Zile’nin Narince Üzümü’nden yapılıyor. Enteresan bir metotla, her evin arkasında bulunan bağ damlarında, geleneksel usullerle yapılıyor. Şimdilerde fabrikasyon olarak da üretiliyor. Dünyanın 41 ülkesine ihraç ediliyor. Bu fuara da tadımlık olarak getirmiştik. Özellikle Araplar çok beğendiler. Bağlantı için Zile’ye gelecekler. Her gittiğimiz yerde onu mutlaka tattırıyoruz. Şifalı olduğuna inanılıyor. Avrupada çeşitli şifa marketlerde ve eczanelerde satılıyor. Kan yapıcı ve afrodizyak özelliğiyle Anadolu’da çok bilinen bir pekmez Beyaz Pekmez. Özel bir metotla yapılıyor. Yumurta akıyla mayalanıyor. Kadınlar ellerinde zelve denilen o ahşaplarla çırpa çırpa beyazlandırıyorlar. Zile’nin en önemli ihraç ürünüdür beyaz pekmez.” ifadelerini kullandı.
ANTİK ZELA PARASI
Necmettin Eryılmaz, Altın Zela Antik Hatıra Paralarına (temsili) ilişkin açıklamasında da, “Roma İmparatoru Julius Sezar, Zela’da Pontuslarla yaptığı savaşı kazanınca, o savaşın, zaferin şerefine para bastırıyor. ‘Zela Parası’ dediğimiz bu antik hatıra paraların imitasyonunu yaptırdık. Tanıtım anlamında o paraları da dağıtıyoruz.” şeklinde konuştu.
TARİHİ KONAKLAR DİYARI
Zile’nin tarihi dokusuna da vurgu yapan Eryılmaz, “3 bin 600 tane tarihi konak var, kalesi var, Ulu Camii ve Serçe Sarayı var. Müthiş bir Osmanlı şehri Zile. Amasya’ya çok yakınız, Tokat-Amasya destinasyonundayız. İlçemizi tanıtmak için burada bulunuyoruz.” dedi.