Osmanlı sivil mimarisinin nadide örneklerinden biri olan yapılar, yeterli ilgiyi görmediği için zamanla yok oluyor. Yaklaşık 800-900 yıllık bir geçmişe sahip Alaçeşme, Osmanlı ve Rum mimarisinin izlerini taşıyan düğmeli evleriyle tanınıyor. Ancak, mirasçıların bir araya gelememesi ve restorasyon çalışmalarının yüksek maliyetleri karşısında evler birer birer harabeye dönüşüyor. Çoğu evin zamanla bakımsızlıktan çöktüğünü belirten Alaçeşme Mahallesi Muhtarı Hasan Uluğkay, “Birçok ev yıkılmaya yüz tuttu. Çok az sayıdaki düğmeli ev, ya restore edilerek ev olarak kullanılıyor ya da otel olarak işletiliyor. Ancak geriye kalanlar ne yazık ki zamana direnemiyor” dedi.
"800-900 YILLIK TARİHE SAHİP"
Muhtar Uluğkay, Alaçeşme Mahallesi’nin tarihçesini şöyle anlatıyor:
“Alaçeşme, resmi kayıtlarda 800-900 yıllık tarihe sahip, Yörükler ve Rumlar köy sakinleri arasındaydı. Osmanlı kayıtlarında "Alakilise" veya "Alakilisa" diye geçer. Bu isim köyde eskiden yer alan ve bakımsızlıktan yıkılan işlemeli Rum kilisesinden gelir. İl Meclisince ismi "Alaçeşme" olarak değiştirildi, 1928 yılında Dahiliye Vekâleti kayıtlarında da "Alaçeşme" ismiyle yer aldı”
"GÖÇLERDEN SONRA KÖY TERK EDİLMİŞLİĞE DÜRÜKLENDİ"
Köydeki nüfusun 50-60 yıl önce oldukça kalabalık olduğunu belirten Uluğkay, “Mahallemizdeki birçok kişi iş bulma umuduyla Antalya, İzmir, İstanbul gibi büyük şehirlere göç etti. Bu göçler sonucunda evler boşaldı ve bakımsızlık nedeniyle yıkıldı” diye konuştu.
KORUMA ALTINDAKİ EVLER ÇÖZÜM BEKLİYOR
2008 yılında koruma altına alınan 7 düğmeli ev, taş ve ahşap malzeme kullanılarak inşa edildi ve her biri Osmanlı döneminin geleneksel konut mimarisinin önemli örnekleri arasında yer alıyor. Ancak koruma altındaki evlere bir çivi bile çakılmasına izin verilmediği için çatılarından su alan yapılar zamanla yıkılmaya başladı.
"5 EV KULLANILAMAZ HALE GELDİ"
Muhtar Uluğkay, şu ifadeleri aktardı:
“Mahallemizde 2008 yılında Antalya Koruma kurulu tarafından korumaya alınan 7 adet tarihi özelliği olan bina var. 5 evin asıl sahipleri öldü. Bunlar mirasa kalan evlerdir. Koruma altına alındığından bir çivi dahi çakılmıyor. Bu evlerin çatılarından su aldığı anda ev yıkılmaya başlar. Eskiden çatılarını bakımlarını yaptırıyorlardı. Şimdi ise bir çivi dahi çakamıyorlar. Bazıları ise Kültür ve Turizm Bakanlığı her ne kadar destek verse bile kendilerinin ekonomik durumlarının iyi olmaması nedeni ile yaptıramadılar. Sadece 2 kişi restorasyonunu yaptırabildi. Bunlar da Turizm Bakanlığından bir miktar yardım alarak yaptırdı. Maalesef 5 ev kullanılamaz hale geldi. Bu evlerin kırılan kiremitleri bile değişseydi bugün hepsi ayakta olacaktı. Fakat maalesef izinsiz çivi bile çakılamıyor. Evler yıkıma mahkum edildi. Tarihi köyün tarihi düğmeli evleri yıkılmaya terk edildi. Devletimiz inşallah bu evlere bir çözüm bulur"