Financial Times’ın haberine göre, 2020 yılında günlük 400 bin varil olan İran’ın ham petrol ihracatı, 2024 yılı itibarıyla 1.5 milyon varile yükseldi. Bu ihracatın büyük bir kısmı Çin’e yönlendiriliyor. Trump’ın geçiş ekibi, yeni başkan göreve başladığında İran’a yönelik daha sert yaptırımlar getirecek yürütme emirleri hazırlıyor. Rapidan Energy Başkanı ve eski enerji danışmanı Bob McNally, bu yaptırımların İran’ın petrol ihracatını tekrar 400 bin varile düşürmesini bekliyor.
Trump’ın Dış Politika Ekibi Sert Bir Duruş Benimseyecek
Trump’ın dış politika ekibi, yeni başkanın İran’a hızlıca sert adımlar atmasını istiyor. Senatör Marco Rubio ve Temsilciler Meclisi üyesi Mike Waltz gibi isimler, İran’a karşı güçlü bir duruş sergilenmesinden yana olduklarını belirtiyorlar. Waltz, Ocak ayında yaptığı bir açıklamada, İran’ın ekonomisinin dört yıl önceki seviyesine geriletilmesi gerektiğini savundu. Trump ekibinin bu sert politikalara sıkı sıkıya bağlı kalacağı ve İran’a yönelik yaptırımların yeniden sertleştirileceği öngörülüyor.
Ancak, İran Dışişleri Bakanı Abbas Araghchi, Trump yönetimine karşı bir uyarı yaptı. Araghchi, sosyal medya platformu X’te yaptığı açıklamada, "Maksimum Baskı 2.0 denemesi sadece Maksimum Yenilgi 2.0 ile sonuçlanacaktır" diyerek, Trump’ın aynı stratejiyi yeniden uygulamasının başarısız olacağını belirtti.
İran Yönetimi, Müzakereler İçin Koşullar Sunuyor
Öte yandan, İran’ın yeni yönetimi Batı ile ilişkileri yeniden canlandırmayı ve nükleer gerilimi azaltmayı hedefliyor. Reformist bir lider olan İran Cumhurbaşkanı Masoud Pezeshkian, Batı ile nükleer anlaşma sağlama niyetini belirtti. İran, Birleşmiş Milletler Nükleer Denetim Kurumu Başkanı Rafael Grossi ile gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından, “Ulusal çıkarlarımız ve devredilemez haklarımız doğrultusunda müzakere etmeye istekliyiz, ancak baskı ve sindirme altında müzakere etmeye hazır değiliz” açıklamasında bulundu.
Ayatollah Hamaney: Nükleer veya Bölgesel Anlaşma Zor Görülüyor
Her iki tarafın da müzakerelere sıcak bakıyor olması, ilerleme şanslarının yüksek olduğu anlamına gelmiyor. Carnegie Endowment for International Peace’den kıdemli araştırmacı Karim Sadjadpour, İran’ın dini lideri Ayatollah Ali Khamenei’nin, Trump yönetiminin İranlı General Kassem Soleimani’yi öldürmesinin ardından, bir nükleer veya bölgesel anlaşma yapma olasılığını düşük gördüğünü belirtti. Khamenei’nin sert duruşunun, iki ülke arasındaki ilişkileri istikrara kavuşturmayı zorlaştırdığı ifade ediliyor.
Trump yönetiminin İran’a yönelik izlediği sert politikalar, yıllarca süren gerilim ve düşmanlıkların ardından, iki ülkenin ilişkilerinde bir uzlaşı sağlanmasını daha da zorlaştırıyor.
Trump’ın İlk Döneminde Yaptırımlar ve Nükleer Anlaşma
Trump, 2017-2021 yılları arasında görevdeyken, 2015 yılında imzalanan İran nükleer anlaşmasından tek taraflı olarak çekilmişti. Bu karar sonrasında, İran’a yönelik ağır yaptırımlar uygulanmıştı. Bu yaptırımlar, İran’ın nükleer faaliyetlerini artırmasına, uranyumu silah seviyesine yakın zenginleştirmesine yol açmıştı. Biden yönetimi, göreve geldiğinde bu yaptırımların bir kısmını sürdürse de, nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılmasına yönelik somut adımlar atılmadı.