Gezi olaylarında olduğu gibi son günlerde Türkiye'de yaşanan sokak olaylarında Türk Futbol takımlarının bazı taraftar grupları yine ön saflarda protestoların merkezinde oldular.
Türkiye’deki taraftar gruplarında, söylem ne olursa olsun, ne İngiliz futbol takımı Liverpool’un “Kop” tribünleri örneğinde olduğu gibi işçi sınıfının net biçimde görülen ağırlığı ne de Mısır'ın futbol takımı Al Ahly’nin Ultraları gibi rejimi devirmek için ayağa kalkan halk hareketinin doğrudan bir tezahürü söz konusudur.
FUTBOL İŞÇİLERİN OYUNU İKEN BURJUVAZİYE HİTAP EDER HALE GELDİ
Futbol 150 yıl önce işçi sınıfının sporu olarak doğmuş ve halen yüz milyonlarca işçi tarafından da çok sevilen futbol , bugün işçileri hem bu oyunu oynayan hem de tribünlerde izleyenler olarak sahadan koymuştur. Uzun çalışma saatlerine ve ağır çalışma koşullarına daha çocukluklarından itibaren maruz kalan işçilerin çoğunluğu futbol oynama imkanını bile çok zor bulabilmektedir. Bilet fiyatlarının yüksekliği yüzünden de stadyumlara ender olarak gidebilmektedirler. İşçilere artık televizyonlardan maçların özet görüntülerini izleyebilen taraftarlar olmanın dışında başka bir şey kalmamaktadır.
FENERBAHÇE VE BEŞİKTAŞ TARAFTARI FARKLI
Türkiye'de de tribünler özellikle Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarları toplumsal olaylarda diğer takım taraftarlarına göre daha öncü ve farklı bir portre çiziyor. Gezi olaylarında olduğu gibi son olaylarda Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarları İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok şehirde yapılan protesto gösterilerinde ön saflarda olurken eylemlere toplu gelip pankartlarıyla siyasal iktidara mesaj verdiler. Tribün grupları muhalif kesimleri öyle motive ediyor ki o gruplar eylem alanına geldiğinde sosyal medyada o grupların alana gelişiyle ilgili binlerce paylaşım yapılıyor.
Ankara'da meydana gelen olaylarda Ankaragüçlüler de sokaklarda meydana gelen olaylarda yer aldılar.