Hem kuş gözlemcilerinin ve doğa korumacıların hem de karar vericilerin konu hakkında farkındalık kazanması ve birlikte hareket etmesinin hedeflendiği konferansta Yaban Hayatı Suçları konusunda çalışan ulusal ve uluslararası uzmanlar bir araya geldi.
İlk iki günü uzmanların sunumları ve değerlendirmeleriyle geçen konferansın üçüncü günü Mogan Gölü Önemli Doğa Alanı’nda kuş gözlem gezisine ayrıldı.
20 yılı aşkındır sürdürülen Türkiye Kuş Konferansı, ülkemizin kuşlarının ve onlar için özel önem taşıyan Önemli Doğa Alanları’nın izlenmesi, korunması, yeni iş birliklerinin başlatılması, deneyim paylaşımı ve kuşlara, ekosistemlere ilgi duyanlar için ortak iletişim platformu görevi görüyor.
MİLYONLARCA FOTOĞRAFI İNCELEMEK YAPAY ZEKÂYLA MÜMKÜN
Türkiye Kuş Konferansı’nın 19 Ekim’deki oturumu “Kuşlar” konulu sunumlarla devam etti.
Yapay zekâ ve doğa konulu sunumuyla ilgili haymanagazetesi.org internet haber sitesine açıklamalarda bulunan Yapay Zekâ Uzmanı ve Kuş Fotoğrafçısı, aynı zamanda Doğa Derneği Gönüllüsü Melih Özbek, “Ben yapay zekâyla doğa arasındaki ilişkiyi anlattım. Yapay zekânın doğa korumada nasıl kullanıldığından bahsettim. Telefonunuza yükleyeceğiniz, gösterdiğiniz kuşu veya dinlettiğiniz kuşu tanıyan, fotoğrafını çektiğiniz ağacın ne olduğunu söyleyen uygulamalardan tutun da, işte koca koca alanları gözleyip o alanlardaki değişimlerin neyle ilgili olduğunu söyleyen yazılımlar var.
Mesela ‘kaçak orman kesimi var’ diye size haber veren veya kaplanları izleyen yapay zekâ uygulamaları var. Örneğin Sibirya kaplanlarını izleyen ve her kaplanı ayrı ayrı izleyen uygulamalar. Benim sunumda verdiğim örnek Çin’deki Sibirya kaplanlarıydı. Başka hiçbir şeyin fotoğrafını çekmiyor, sadece kaplan görünce çekiyor. Çektiği kaplanın da hangi kaplan olduğunu söylüyor. Örneğin ‘Bu Orhan’ diyor. ‘Şimdi Naci geçti, şimdi Ayla geçiyor’ diye haber veriyor. Böylece karar vericiler çok rahat bir şekilde o veriyi inceliyorlar. Yağmur ormanlarında kaçak ağaç kesilmesinden tutun da Afrika’daki kaçak avcılığın, oradaki hayvanların durumunun incelenmesine kadar birçok alanda artık yapay zekâ, veri toplamada çok aktif şekilde kullanılıyor hayatımızın içinde. Şu anda yapay zekâ kullanılıyor ve genelde Chat GPT ile bağdaştırılıyor. Ama ondan çok daha önce bu tür uygulamalar vardı. Afrika, Serengeti’de 2009 yılında başlamışlar foto kapanlarla fotoğraf çekmeye, milyonlarca fotoğraf var. Projelerde çalışmadım ama ben de gittim, biliyorum, bulundum oralarda. Çok fazla fotoğraf çekilmiş, o fotoğrafların sınıflandırılması lazım. Fotoğrafta hangi hayvanlar var? Onu da gözle bakıp birilerinin yapması lazım. Milyonlarca fotoğrafı incelemek çok zor ve meşakkatli bir iş, aylar sürecek bir iş. Fotoğrafların kimi bulanık, kiminin yarısı görünüyor, kiminin önüne bir zebra geçmiş falan. Öyle çok kolay bir iş değil. İşte bunu Google’ın Deep Mine adlı şirketi yapmış. Şu anda Afrika’da sürdürülen bir projeye onlar ön ayak olmuşlar. Araziye kameralar koymuşlar, gerçek zamanlı olarak fotoğrafı çekiyor, hayvanları tanıyor ve sayılarını gönderiyor.” ifadelerini kullandı.
İSTANBUL BOĞAZI ÖNEMLİ BİR GÖÇ ROTASI
‘İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yaban Hayatı Farkındalık Çalışmaları’ adlı konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kentsel Ekolojik Sistemler Şube Müdürlüğü Müdür Yardımcısı ve peyzaj mimarı Dr. Meltem Coşaner Tonyalı, katılımcılara hitaben şunları söyledi: “Peyzaj mimarı olarak tasarımlarıma doğayı taklit ederek başladım. Daha sonra, ‘Doğa temelli uygulamalarla doğayı nasıl daha iyi hale getirebiliriz?’ diye uğraşırken aslında en önemli şeyin doğanın kendisi olduğunu fark ettim. Farkındalık çalışmaları ve kuş gözlemciliğinin kişisel/bireysel bazdan başlayıp bütün doğayı küresel bir halde etkilediğini gördüm.
Konuyla ilgili çeşitli atölyeler yapıyoruz. ‘İstanbul Kuş Göçü Gözlem Etkinliği’ni göç zamanlarında yılda iki kez muhakkak yaparız. Onun dışında da sayıyı artırırız ki her yaştan insanları kapsayabilelim. Küçük yaş grubunda atölyelerle dikkat çekeriz. Büyük yaş grubu için de kuş gözlemine merak duyan insanlarla bir arada oluruz ki, özellikle kuş gözlemini onlara anlatabilelim, kuş çeşitlerini birlikte daha fazla konuşabilelim diye. Dünyanın en önemli göç rotalarından biri zaten İstanbul Boğazı. Leylekler için de öyle, ‘Leyleği Havada Gördüm’ etkinlikleri yaparak da halkla buluşuyoruz. Bu da onlardan güzel bir örnek. Yırtıcı göçmen kuşlarını koruma projemiz var, artık bizim özümsediğimiz projelerden biri. Tüm STK’larla birlikte çalışıyoruz aslında. Bu yıl yine Yırtıcı Göçmen Kuşlarını beraber gözlemledik doğada. Büyük Çamlıca’da yapıyoruz bu etkinliği. Göçmen Kuşlar Günü’nü geçtiğimiz günlerde yaptık. Beş gün boyunca uzman gözlemcilerimiz gözlemlediler ve her gözlemi gün sonunda sosyal medyamız aracılığıyla paylaşımda bulunduk ve diğer gözlemcileri kanalımızı izlemeye davet ettik.
‘Kamil Abduş Lagünü Su Kuşları Sayımı’ da önemsediğimiz projelerden biri. Kamil Abduş Lagünü önemli bir lagün. Bu lagün içerisinde su kuşlarının tespitlerini yaparken, aslında bilimsel verilere de katkıda bulunup, daha sonrasında bu verilerin derlenmesi, toplanması ve bunlarla ilgili analizleri için de çalışmaları yapmış oluyoruz.
İstanbul’da Riva, Şile bölgesi, Büyükçekmece, Küçükçekmece ve su havzaları önemli kuş alanları arasında yer alıyor.”