Yaşar, kimlik sahibi olamayacağının farkına ilk olarak bir hükümet okuluna kaydolmaya çalıştığında varır. 1915'te Çanakkale’de şehit düşmüş olarak devletin kayıtlarında yer alan Yaşar, bir türlü resmi kimliğe sahip olamaz. Ancak bu durum, devletin ona karşı uyguladığı çelişkili ve adaletsiz tutumla daha da karmaşıklaşır.
Devlet ve Birey Arasındaki Çelişkili İlişkiyi Ele Alıyor
Devletin Yaşar’a olan yaklaşımı, onun kimliğini sadece gerektiği zaman kabul etmesidir. 1935’te Dersim’de yeniden şehit düşen Yaşar, devletin gözünde hala bir ölüdür. Ancak, Yaşar'ın askere alınması veya vergi borçlarının ödenmesi gerektiğinde, kimliksiz biri olarak bile devletin onun varlığını kabul etmesi sağlanır. Bürokratik sistemin, birey üzerinde yarattığı ezici etki ve devletin keyfi uygulamaları, oyunun ana temasını oluşturuyor.
Bürokrasi Karşısında Bireysel Direniş
Yaşar, devletle olan mücadelesinin içinde birçok engelle karşılaşır. Bürokrasi ve devletin kasvetli işleyişi, ona her seferinde umutsuzluk ve haksızlık getirir. Ancak Yaşar, tüm bu zorluklara rağmen, cezaevinde geçirdiği zaman sayesinde değişir ve kendini yeniden bulur. Cezaevi, Yaşar’ın sadece dış dünyadan değil, aynı zamanda kendi iç yolculuğundan da bir okul gibi geçmesini sağlar.
Kobat Sanat Tiyatrosu Sahneye Taşıyor
Kobat Sanat Tiyatrosu’nun sahneye koyduğu bu etkileyici komedi, izleyiciyi devlet-birey ilişkisini sorgulamaya davet ederken, aynı zamanda güldürerek düşündürmeyi amaçlıyor. Yaşar’ın bürokrasi karşısındaki mücadelesi, bir yandan absürt komedinin kapılarını aralarken, diğer yandan toplumsal eleştirinin güçlü bir yansıması olarak öne çıkıyor.
16 Kasım Cumartesi akşamı, saat 20.00'de Çankaya’daki Yaşar Kemal KM İnce Mehmet Tiyatro Salonu’nda gerçekleşecek etkinlik, izleyicilere hem güldürüp hem düşündürecek bir deneyim sunuyor.