Kocaeli Üniversitesi’nden yapılan açıklamaya göre, analiz edilen sismik veri, deprem sırasında yer kabuğunun geçirdiği titreşimlerin ses haline dönüştürülmesiyle oluşturuldu. Dr. Livaoğlu ve Doç. Dr. Şentürk, “Depremin sesi olmaz; ancak sismik frekanslar dijital olarak işlenip duyulabilir hale getirilebilir. Bu da depremin enerjisini farklı bir boyutta gözler önüne serer” ifadelerini kullandı. Uzmanlar, sesin tiz ve sakin şekilde başladığını, ana şok sırasında ise tok ve yoğun bir enerji boşalımı olarak duyulduğunu belirtti.
SİSMİK DALGALARIN İŞİTİLEBİLİR TEZAHÜRÜ
Depremlerin insan kulağıyla duyulabilecek frekansta ses üretmediğini, fakat bilimsel yöntemlerle bu titreşimlerin işitilebilir hale getirilebileceğini belirten araştırmacılar, bu tür analizlerin sismik olayların daha iyi anlaşılmasına katkı sağladığını dile getirdi. Uzmanlar, bu sesin “sismik dalgaların yeryüzüne ulaşmasının farklı bir temsili” olduğunu vurguladı.
DEPREMİN MERKEZİ SİLİVRİ AÇIKLARIYDI
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), depremin merkez üssünün İstanbul’un Silivri açıkları olduğunu açıkladı. Saat 15.12’de ise Marmara Denizi’nde 4.9 büyüklüğünde bir artçı sarsıntı daha yaşandı. Deprem İstanbul genelinde yoğun şekilde hissedilirken, çok sayıda vatandaş panik halinde sokaklara çıktı.
UZMANLAR UYARIYOR: BİLİMSEL VERİLER DİKKATE ALINMALI
Dr. Livaoğlu ve Doç. Dr. Şentürk, deprem sonrası yapılan bu tür analizlerin yalnızca kamuoyunun ilgisini çekmekle kalmayıp, aynı zamanda afetlere karşı farkındalık oluşturduğuna da dikkat çekti. Uzmanlar, “Deprem anındaki yer hareketlerini duyulabilir seslere dönüştürmek, sismik enerjinin insanlar üzerinde yarattığı etkileri daha somut şekilde hissettirmeye yardımcı oluyor” dedi.