Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP), 28 Şubat darbesinin 28. yıl dönümünde, Ankara Adliyesi önünde bir basın açıklaması düzenledi. Açıklamada, dönemin Türkiye-İsrail ilişkilerine ve 28 Şubat’ın arka planına dair çarpıcı ifadeler kullanıldı.
ANFİDAP Dönem Sözcüsü Avukat Mustafa Eminoğlu, yaptığı açıklamada 28 Şubat öncesi dönemde Türkiye’nin İsrail ile olan ilişkilerinin olağanüstü seviyelere ulaştığını belirtti. Eminoğlu, 90'lı yıllarda Türkiye’nin üst düzey hükümet yetkililerinin İsrail’e yaptığı ziyaretlere dikkat çekerek, 1996 yılında İsrail ile imzalanan askeri koordinasyon anlaşmasını ve bunun Türkiye için taşıdığı riskleri vurguladı.
Eminoğlu'nun açıklamasından öne çıkan kısımlar şu şekilde:
"28 Şubat öncesinde Türkiye’nin İsrail ile ilişkileri inanılmaz derecede yakınlaştı. 93’te Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, 94’te Başbakan Tansu Çiller, 96’da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve 97’de Savunma Bakanı Çevik Bir İsrail’e gitmiştir. 1996 yılında İsrail ile Türkiye arasında geniş kapsamlı bir askeri anlaşma imzalanmış ve bu anlaşma ile Türkiye'nin hava sahası, İsrail Hava Kuvvetleri'ne imtiyaz olarak tanınmıştır. Bunun sonucunda, 50'den fazla F4 Fantom uçağının bakımı İsrail tarafından yapılmıştır. Bu dönemde, Türkiye terörün zirveye çıktığı, faili meçhul suikastların yaşandığı, katil İsraillilerin Türkiye’ye gelerek infazlar yaptığı bir süreç yaşamıştır."
Eminoğlu, dönemin başbakanı Necmettin Erbakan’ın liderliğinde, bir grup vatanseverin Türkiye’yi İsrail’in etkisinden kurtarma yönünde adımlar attığını ifade etti. Ancak, bu adımların sonucunda 28 Şubat darbesinin gerçekleştiğini belirten Eminoğlu, darbenin baş aktörü Çevik Bir’in, 2002 yılında yayınladığı bir yazıda 28 Şubat’ı İsrail için gerçekleştirdiklerini açıkça ifade ettiğini belirtti.
"Çevik Bir, 2002’de yayınlanan yazısında ‘İstikrar İçin Formül: Türkiye + İsrail’ diyerek, Türkiye’nin İsrail ile daha güçlü bir ilişki kurması gerektiğini vurgulamıştır" diyen Eminoğlu, bu yazının 28 Şubat'ın gerçek amacını gözler önüne serdiğini söyledi.
Açıklamasının sonunda, Eminoğlu, Türkiye’nin geleceği için iki seçenek bulunduğunu ifade ederek, "Ya Çevik Bir gibi ajan cuntacıların elinde İsrail’in kölesi olacağız, ya da tam bağımsız bir Türkiye için mücadele edeceğiz." İfadelerini kullandı.
