3 Mart 1918 – İstanbul Hükümetinin Ankara'ya Taşınması Kararı Alındı
Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul, işgal altında kalmaya başlamıştı. 3 Mart 1918’de, İstanbul hükümeti, savaşın sona ermesiyle birlikte Anadolu'ya çekilme kararını aldı. Bu tarihte, İstanbul Hükümeti'nin başkentinin Ankara'ya taşınması sürecinin ilk adımları atıldı. Ankara, giderek Türk Kurtuluş Savaşı'nın merkezi haline gelerek, Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti olarak seçilecekti.
3 Mart 1924 - Tevhid-i Tedrisat Kanunu Kabul Edildi
Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitim sistemini modernize etmek amacıyla çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu, 3 Mart 1924 tarihinde kabul edildi. Bu yasa ile birlikte, dini eğitimin devlet denetimine alınması ve medreselerin kapatılması sağlanarak, eğitim sisteminde önemli bir reforma gidildi. Aynı zamanda, eğitimde tek bir sistem oluşturularak, bütün okullarda müfredat birleştirildi ve laik eğitim anlayışı güçlendirildi.
3 Mart 1925 – Şeyh Said İsyanı Başladı
3 Mart 1925'te, özellikle Diyarbakır ve çevresindeki bölgelere yayılan Şeyh Said İsyanı başlamıştır. Bu isyan, Türkiye Cumhuriyeti'nin erken yıllarında karşılaşılan en büyük Kürt isyanlarından biriydi ve 1925’te İstanbul’daki hükümete karşı başkaldırı olarak biliniyor. İsyan, Osmanlı İmparatorluğu’ndan sonra Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte, ülkenin güvenliğini tehdit eden önemli bir olay olarak tarih kaydına geçti. Şeyh Said İsyanı, Cumhuriyetin güvenlik politikasının şekillendirildiği bir dönemi işaret eder.
3 Mart 1935 – Türk Eğitim Tarihinde Bir Dönüm Noktası: Köy Enstitülerinin Kurulması
1935 yılı 3 Mart'ında, Türk eğitim sisteminin köklü değişimlerinden birine imza atıldı. Köy Enstitüleri, Türkiye'nin köylerinde eğitimli bireyler yetiştirmeyi amaçlayan bir proje olarak kuruldu. Eğitimdeki eşitsizliği ortadan kaldırmak ve kırsal kesimlere eğitim imkanları sunmak amacıyla kurulan bu okullar, Türkiye'deki köy eğitimine dair önemli bir dönüm noktasıydı. Ayrıca bu okullar, sosyal yapının dönüşümüne önemli katkılar sağladı.
3 Mart 1946 - Cumhuriyet Halk Partisi'nden Demokrat Parti’ye Geçiş
Türkiye'deki siyasi yaşamda önemli bir gelişme olarak, 3 Mart 1946 tarihinde Celal Bayar ve arkadaşları, Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) istifa ederek, Demokrat Parti’yi kurma çalışmalarına başladılar. Bu hareket, Türkiye’de çok partili siyasi yaşamın önünü açan bir dönüm noktasıydı ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı alternatif bir parti ortaya çıktı. Demokrat Parti’nin kurulması, Türkiye'deki siyasal hayatın değişim sürecini başlatmış oldu.
3 Mart 1950 – Türkiye’de İlk Genel Seçim Sonrası Hükümet Değişikliği
Türkiye'nin çok partili sisteme geçiş sürecinde, 3 Mart 1950 tarihinde yapılan seçimlerin ardından Adnan Menderes liderliğindeki Demokrat Parti, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) karşısında zafer kazanarak hükümeti devraldı. Bu seçim, Türkiye’nin demokrasiye olan yolculuğunda çok önemli bir adım oldu. Menderes'in Başbakanlığı döneminde, Türkiye'de sosyal ve ekonomik reformlar yapılmaya başlandı.
3 Mart 1969 - Türk Hava Yolları'nın İlk Uçuşu
Türk Hava Yolları (THY), 3 Mart 1969 tarihinde, ilk uluslararası uçuşunu Ankara’dan İstanbul’a gerçekleştirdi. THY’nin büyüme yolundaki ilk adımlarından biri olan bu tarih, Türk sivil havacılık tarihinin önemli kilometre taşlarından birini oluşturdu. Bu tarihten sonra Türk Hava Yolları, Türk havacılık sektörünün küresel anlamda en önemli oyuncularından biri olma yolunda hızla ilerlemeye başladı.
3 Mart 1972 – İlk Türk Kadın Pilot: Sabiha Gökçen
Türk Hava Kuvvetleri’nin ilk kadın pilotu Sabiha Gökçen, 3 Mart 1972 tarihinde uluslararası arenada büyük bir başarıya imza attı. O zamana kadar Türk Hava Kuvvetleri’nin yalnızca erkek pilotlardan oluştuğu bir dönemde, Gökçen, kadınların da bu alanda başarılı olabileceğini tüm dünyaya gösterdi. Bugün, Sabiha Gökçen, Türk kadınlarının uluslararası başarılarını simgeleyen önemli bir figür olarak anılmaktadır. Sabiha Gökçen'in bu başarısı, hem Türk havacılığının hem de kadın haklarının gelişimi açısından önemli bir dönüm noktasıydı.
3 Mart 1980 - Çıkan Hükümet Krizi Sonrası Siyasi Gerilim
Türkiye’deki siyasi gerilimler 1980 yılına gelindiğinde doruk noktasına ulaşmıştı. 3 Mart 1980 tarihinde, hükümetin kurulması sürecinde çıkan anlaşmazlıklar ve siyasi krizler, Türkiye’nin siyasi istikrarsızlık dönemini pekiştirdi. Bu gelişmeler, birkaç ay sonra 12 Eylül 1980 darbesi ile sonuçlandı ve Türkiye'de askeri yönetim dönemi başladı. Bu süreç, Türkiye'nin modern tarihinin en kritik dönemlerinden biri olarak kayda geçti.
3 Mart 1986 – Türk Kültür Vakfı’nın Kurulması
1986 yılında, Türk Kültür Vakfı kuruldu. Vakıf, Türk kültürünü ulusal ve uluslararası alanda tanıtmayı amaçlayan bir kuruluş olarak faaliyete geçti. Kültürel mirası koruma ve gelecek nesillere aktarma noktasında önemli projelere imza atan vakıf, Türk dünyasının kültürel bağlarını güçlendirme adına birçok seminer ve organizasyon düzenlemeye başladı. Türk Kültür Vakfı, Türk kültürünün dünya çapında tanıtılması için çalışmalarına hız kesmeden devam etmektedir.
3 Mart 1992 - Türk Telekom’un Özel Sektöre Devri
Türkiye’deki kamu iktisadi teşebbüslerinin özelleştirilmesi yönünde atılan önemli bir adım olarak, 3 Mart 1992 tarihinde, Türk Telekom’un bazı hizmetlerinin özelleştirilmesi konusu gündeme geldi. Türk Telekom, uzun yıllar boyunca devletin tekelinde olan bir sektördü ve bu değişiklik, Türkiye'nin özel sektör ve serbest piyasa ekonomisine geçişinde önemli bir adım olarak kabul edildi. Bu adım, sektöre rekabet getirecek ve modernize edilecekti.
3 Mart 1997 – Türkiye’de Yükseköğretim Kurulu Reformu
Türkiye'deki yükseköğretim sisteminde önemli bir reform olarak 3 Mart 1997'de, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yapılan bir düzenleme ile üniversiteler arasındaki eğitim standartları eşitlenmeye başlandı. Bu dönemdeki reformlarla birlikte, Türkiye’nin üniversiteler arası eşitsizliğini ortadan kaldırmayı amaçlayan projeler hız kazandı. Ayrıca, akademik başarıyı teşvik etmek için yeni programlar başlatıldı.
3 Mart 2010 - Ankara’daki 2010 Avrupa Kültür Başkenti Etkinlikleri Başladı
3 Mart 2010 tarihinde, Ankara, Avrupa Kültür Başkenti seçilen İstanbul'un ardından kültürel etkinliklerine başladı. Bu kapsamda, şehrin kültürel yüzünü tanıtmak, halkı kültürel etkinliklerle buluşturmak amacıyla çeşitli organizasyonlar ve projeler hayata geçirildi. Ankara'daki bu etkinlikler, şehri ve Türkiye'yi Avrupa'da tanıtmayı amaçlarken, aynı zamanda kültürel zenginlikleri ortaya koymayı hedefliyordu.
