Tuz terapisiyle ilgilendiğini belirten Uzman Doktor Tuba Öztürk Haliloğlu, özellikle astım ve KOAH hastaları üzerinde yapılan çalışmaların sonuçlarını paylaştı. Haliloğlu, yapılan bilimsel araştırmalara dayanarak speleoterapi (mağara tedavisi) ve halloterapi (tuz odası terapisi) hakkında detaylı bilgiler verdi.
Çankırı'daki tuz terapisinin çeşitleri: Speleoterapi ve Halloterapi
Uzman Doktor Tuba Öztürk Haliloğlu, tuz terapisinin iki temel yöntemi bulunduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Tuz terapisiyle ilgileniyorum. Tuz terapisinin iki ayağı bulunmakta. Bunlardan bir tanesi speleoterapi dediğimiz mağarada uyguladığımız tedavi, diğeri ise tuz odasında uyguladığımız halloterapi. Bu iki yöntem birbirinin yerine geçmemekle birlikte birbirini tamamlayan tedavilerdir. Speleoterapi, mağara tedavisi olarak uzun yıllardır bilinmektedir. İlk olarak 15. yüzyılda Polonya’da uygulanmaya başlamış. Daha sonra İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanlar, sığınak olarak kullandıkları mağaralarda, astım hastalarının sağlıklarında olumlu gelişmeler yaşadığını fark etmişlerdir. Bugün Ukrayna, Polonya, Nahçıvan gibi birçok ülkede tuz mağaralarının içinde hastaneler bulunmaktadır."
Uzman Doktor Haliloğlu, speleoterapinin günde 4 ila 12 saat arasında mağarada bulunmayı gerektirdiğini ve bu sürecin hastaların solunum yollarına olumlu etkiler sunduğunu belirtti. Halloterapi yöntemi hakkında ise şu bilgileri verdi:
"Halloterapi dediğimiz tuz odası tedavisinde ise seans süreleri 10 dakika ile 45 dakika arasında değişmektedir. Mağarada havada asılı duran iyon miktarı yaklaşık 2-5 mg/m³ iken, tuz odalarında bu miktar 5-30 mg/m³ seviyelerine çıkarılabilmektedir. Bu yüzden halloterapi süresi daha kısa tutulmaktadır. Mağaraya erişimin mümkün olmadığı durumlarda hastalar için önemli bir alternatif tedavi yöntemi olarak kullanılabilir."
Tuz terapisinin hangi hastalıklara faydası var?
Bilimsel çalışmalara göre tuz terapisi, özellikle solunum yolu hastalıkları için önerilmektedir. Ancak cilt hastalıkları üzerinde de olumlu etkileri olduğu kanıtlanmıştır. Haliloğlu, bu tedavinin deneysel olmadığını ve bilimsel olarak faydalarının kanıtlandığını vurguladı:
"Tuz terapisi, astım hastaları, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), akut ve kronik bronşit, geniz eti büyümesi, orta kulak iltihabı, kistik fibrozis, kronik sinüzit, akut sinüzit ve grip gibi enfeksiyonel hastalıklar üzerinde olumlu etkiler göstermektedir. Hastalar üzerinde yapılan araştırmalar bu tedavinin solunum yollarını açtığını ve akciğer kapasitesini artırdığını göstermektedir."
"Daha Güçlü Bir Nefes" projesi kapsamında Çankırı Tuz Mağarası'nın faydaları keşfedildi
Çankırı Tuz Mağarası'nın dünyada bilinen en uygun mağaralardan biri olduğunu belirten Haliloğlu, burada yapılan araştırmaların sonuçlarını şu şekilde açıkladı:
"Daha Güçlü Bir Nefes Projesi kapsamında 34 astım hastası ile bir çalışma gerçekleştirdik. Hastalarımızı 15 gün boyunca her gün 4-5 saat boyunca mağarada tuttuk ve ayrıca hastanemizde 20 ila 30 dakika halloterapi uyguladık. Sonuç olarak hastalarımızda %50’ye yakın iyileşme sağladık. Bu verileri bilimsel olarak kanıtlamış bulunuyoruz. Dünyada pek çok örneği mevcut olan bu tedavi yöntemi Türkiye’de de etkili bir şekilde uygulanmaktadır."
"Türkiye’de tedavi için en uygun mağaralardan biri Çankırı Tuz Mağarası"
Uzman Doktor Tuba Öztürk Haliloğlu, Çankırı Tuz Mağarası’nın doğal yapısının tedavi için ideal olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye’de bu tedavi için en uygun mağaralardan biri Çankırı Tuz Mağarasıdır. Bu mağara, yüksek sodyum klorür oranına sahip ve içinde radyasyon bulunmayan nadir mağaralardan biridir. Bu nedenle hastalar için güvenli bir ortam sunmaktadır."
"Şimdiye kadar hiçbir hastada yan etki gözlemlenmedi"
Tuz terapisi, solunum yollarındaki tıkanıklıkları açarak hastaların daha rahat nefes almasını sağlamaktadır. Haliloğlu, tuzun etkisini şöyle açıkladı:
"Solunum yollarında doğal olarak bulunan ancak aşırı arttığında zararlı hale gelen mukus, tuzun hiperozmotik özelliği sayesinde sıvı çekerek yumuşatılmaktadır. Negatif iyonlar sayesinde aktif hale gelen bu süreç, bronş epitelini temizler ve mukusun atılmasını sağlar. Böylece oksijen alımı artar ve bronşlardaki daralma azalır. Bu sayede hastalar daha rahat nefes alabilir hale gelir. Bu tamamen doğal bir yöntemdir ve şimdiye kadar hiçbir hastada yan etki gözlemlenmemiştir."
Haliloğlu, tuz terapisinin etkili olabilmesi için belirli bir seans süresi gerektiğini belirterek, "Astım hastaları için 15-18 seans, KOAH hastaları için ise 18-21 seans önerilmektedir. Genellikle hastalar 10-15 günlük bir tedavi süreci geçirdikten sonra 1 ay ara verilerek ikinci kür, ardından 3 ay sonra üçüncü kür şeklinde bir uygulama önerilmektedir. Bu tedavi süreci tamamlandığında etkisi 4-5 ay kadar devam etmektedir, ancak bu süre zarfında etkisi giderek azaldığı için düzenli aralıklarla tekrar edilmesi önerilmektedir." ifadelerine yer verdi.
"Çankırı sağlık turizmi açısından önemli bir merkez"
Çankırı Tuz Mağarası'nın sağlık turizmi açısından da büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirten Haliloğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Çankırı Tuz Mağarası, sadece hastalar için değil, aynı zamanda sağlık turizmi açısından da büyük bir öneme sahiptir. Buraya sadece tedavi amacıyla değil, aynı zamanda turistik bir gezi için de gelinerek mağaranın doğal yapısı keşfedilebilir. Tuz mağarası hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir."
Astım ve KOAH hastalarına çağrı: Çankırı Tuz Mağarası’nın solunum yolu hastaları için önemli bir tedavi merkezi
Haliloğlu, Çankırı Tuz Mağarası’nın solunum yolu hastaları için önemli bir tedavi merkezi olduğunu vurgulayarak şu çağrıda bulundu:
"Özellikle astım ve KOAH hastaları başta olmak üzere, geçmeyen sinüzit, bronşit ve solunum yolu hastalıkları olan bireyleri Çankırı Tuz Mağarası’na bekliyoruz. Burada sağlığınızı doğal yöntemlerle iyileştirme fırsatını yakalayabilirsiniz."