Bir dijital platformda yayımlanan dizi, gassallık mesleğini toplumsal merakın odağına taşıdı. Özellikle Elazığ Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü'nde çalışan gassallar, yıllardır cenazeleri İslami kurallara uygun şekilde son yolculuklarına hazırlıyor. Bu mesleği icra edenler, hayatını kaybedenlere karşı taşıdıkları manevi sorumluluğun yanı sıra fiziksel ve duygusal zorluklarla da mücadele ediyor.
"DİZİ SAYESİNDE BEN GASSALİM DEMEYE BAŞLADIK"
Yavuz Kayadurmuş, 10 yıldır bu mesleği sürdürüyor. Covid-19 sürecinde bile vazifesini bırakmayan Kayadurmuş, şöyle konuştu:
"Bir amcam Malatya'da diğer amcam Adana'da gassallık yapıyor. Bunlardan bu mesleği gördüğümden itibaren devam ettirmeye çalışıyorum. Amcalarımın bıraktığı mesleği tekrardan canlandırmaya çalışıyorum. Biz de bu görevimizi layıkıyla yerine getirmek için gayret gösteriyoruz. Düne kadar cenaze imamı ve imam diye tanınmaya çalışırken dizinin sayesinde ben gassalım demeye başladık. Mesleğimden de gurur duyuyorum. Biz elimizden geldiğinde buraya gelen cenazeleri, sanki bir yakınımızmış gibi İslam'a uygun usulde gassallık vazifesini yerine getirmeye gayret ediyoruz. Pandemi sürecinde bile gassallık vazifesini yerine getirmeye gayret gösterdim. Dayım covid-19 olduğunda dahi buradan Adana'ya giderek dayımı yıkadım ve kefenledim. Burada Covid'li cenazeleri de yıkadım ve kefenledim. Bunları yaparken tutanak dahi yedim"
"ŞEHİTLERİN KANININ AKTIĞINI VE DURMADIĞINI GÖRDÜM"
Kayadurmuş’un yaşadığı en unutulmaz anılardan biri, 15 Temmuz şehidi Hüseyin Göral’ın cenazesini yıkamak oldu. Kayadurmuş, o anları şöyle anlattı:
"Yıkarken çok zorlandığım olaylardan bir tanesi, şehit cenazesidir. Şehit cenazesini normalde burada yıkadıktan sonra kefenleyip ve bayrağa sarıp memleketlerine uğurluyoruz. Fakat 15 Temmuz hain darbe girişiminde Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde şehit olan Hüseyin Göral'ın cenazesini yıkama ve kefenleme işiyle şereflendim. O esnada cenaze gelirken torbanın içerisinin kan olduğunu gördüm. Bir insanda kaç litre kan var ki akıp durmaz, şehitlerinin kanının aktığını ve durmadığını bizzat gördüm. Gözyaşlarım eşliğinde şehidimizin yıkama ve kefenlemesini yaptım"
"BEN DE "BEN ÖLDÜKTEN SONRA BENİ KİM YIKAYACAK? DİYE SORUYORUM"
Kayadurmuş, cenazelerin bazen rüyalarına girdiğini söyleyerek şu cümleleri aktardı:
"Kişi gündelik hayatında nasıl ki yaşadığı olaylar rüyasına tekabül ediyorsa bizim de rüyalarımız cenazelerle doluyor. Mesleğimizin zaafı olması gerekiyor. Bundan dolayı bizde cenazeleri yıkarken olabildiğinde rahmetlilerin yüz kısmına bakmamaya gayret gösteriyoruz. Çünkü vücutta unutulmayan bölgelerden birisi de yüzdür. Bundan dolayı cenazenin yüz kısmına bakmamaya özen gösteriyoruz. Ben öldükten sonra beni kim yıkayacak diye kendime soruyorum. İslam'a uygun bir şekilde veya benim burada cenazeleri yıkadığım gibi beni yıkayacakları mı diye düşünüyorum. Ben de gassal filminin beyaz perdeye geçmesinin ardından filmde oynamak isterim"
"UNUTAMADIĞIMIZ CENAZELER VAR"
6 yıldır gassal olan Muhammet Mücahit Ergen de cenazelerin rüyalarına girdiğini anlattı:
"Babam emekli din görevlisi. İlk başlarda endişe ve korku oldu. Daha sonrasında ise alıştık. İlk süreçlerde korktuğumuz anlar çok oluyordu. Özellikle deprem sürecinde vücudunun bazı uzuvlarının olmadığı cenazelerle karşılaştım ve onlardan korktum. Daha sonrasında insanoğlu her şeye alıştığı için biz de mesleğimize alıştık. Unutamadığımız cenazeler genelde, genç ölümler ve intihar vakaları oluyor. Bu cenazelerin bazıları gece uyurken rüyalarımıza dahi girebiliyor. 6 yıllık gassal olmama rağmen, birinci derece akrabamız geldiğinde nasıl olacak diye düşünüyorum"
"EMPATİ YAPARAK MESLEĞİMİ YAPIYORUM"
5 yıldır gassallik yapan Serap Coşkun Budak, mesleğine empatiyle yaklaşıyor:
"Korkularım ilk başlarda üzüntü halinde oluyordu onun dışında hiçbir zaman korkmadım. Kendimi onların yerine bırakıp empati yaparak daha çok severek mesleğimi yapmaya başladım. Mesleğe ilk başladığımda yıkadıklarım değil de kimleri yıkayacaklarımı düşünüyordum. Yakınlarımdan bir cenaze gelirse aynı şekilde yıkamaya devam ederim. Cenazelerin hepsi benim için eşittir. Cenazeleri çok sıcak su ile yıkayamayız. Aile yakınları, bazen su soğuk veya rahmetli sıcak suyu severdi diyenler oluyor fakat suyun sıcaklığı ılık olmak zorundadır. Onun bir derecesi var. Cenazelerimiz ılık suyla yıkıyoruz. Başka iş sektörleri, iş yerine gittiğinde günaydın diyor fakat biz kapıyı açtığımız andan itibaren acılı aileleri ve tabutları görüyoruz"