Ebeveynlerin çocuklarıyla ilgili fotoğraf ve videoları sosyal medyada paylaşması artık sıradan bir alışkanlık haline geldi. Ancak bu durum, ‘sharenting’ (sharing + parenting) olarak adlandırılan ve çocukların haklarını ihlal eden bir kavramı da beraberinde getiriyor.

Hürriyet’te yer alan habere göre, Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Ağı (ÇAÇAv) Koordinatörü Avukat Şahin Antakyalıoğlu, ebeveynlerin çocuklarının özel anlarını paylaşmasının hukuki ve etik açıdan ciddi riskler taşıdığını belirtti.

Sosyal medyada çocuk paylaşmak suç mu?

Antakyalıoğlu’na göre, hem ülkemizde hem de dünyada çocukların izni olmadan yapılan paylaşımların suç teşkil ettiği konusunda yeterli bilinç oluşmuş değil. Çocukların özel görüntülerinin sosyal medyada yayılması, özel hayatın gizliliğini ihlal etme, müstehcenlik, cinsel istismar, taciz veya sarkıntılık suçlarını da doğurabiliyor.

Özellikle çocuk fotoğraflarının kötü niyetli kişiler tarafından suistimal edilme riski oldukça yüksek. Uzmanlar, ebeveynlerin çocuklarının dijital izlerini kontrolsüz bir şekilde oluşturmasının ilerleyen yıllarda kimlik hırsızlığı, siber zorbalık ve psikolojik baskı gibi tehlikelere yol açabileceğini belirtiyor.

Çocukların geleceği tehlikede!

Çocukların bilinçsiz şekilde sosyal medyada paylaşılmasının popülerlik algısını etkilediğini ve bu nedenle çocukların görsellerinin paylaşılmasına ses çıkarmadığını belirten Antakyalıoğlu, ebeveynleri daha dikkatli olmaya çağırıyor.

HAVELSAN’ın yeni İHA’sı BULUT envantere girdi! Güvenlik güçlerinin hizmetinde HAVELSAN’ın yeni İHA’sı BULUT envantere girdi! Güvenlik güçlerinin hizmetinde

Uzmanlar, çocukların mahremiyetine saygı duyulması ve güvenliklerini korumak adına sosyal medya paylaşımlarının sınırlandırılması gerektiğini vurgulayarak şöyle konuştu:

“Bu paylaşımlar, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin paylaşılması, Türk Ceza Kanunu’ndaki (TCK) aile bireylerine kötü muamele ile aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali suçlarını oluşturuyor. Ayrıca çocuğun paylaşılan içeriği müstehcense de TCK’daki ‘müstehcenlik suçu’ da oluşuyor. Hatta paylaşılan içeriğe göre cinsel istismar, cinsel taciz veya sarkıntılık suçları da doğabiliyor. Cinsel istismar suçu 8 yıldan 15 yıla kadar, sarkıntılık 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezasına yol açabiliyor. Bir eylem birden fazla suçu kapsıyorsa Yargıtay bu suçlardan cezası en ağır olanının verilmesi yönünde hüküm bildiriyor."

Bu sadece buzdağının görünen yüzü

"Başta 110 ülkede 134 sivil toplum örgütünün üye olduğu, çocukların cinsel istismarına son vermek için çalışan ECPAT olmak üzere birçok sivil toplum örgütü Türkiye’nin de dahil olduğu Avrupa Konseyi’ne çocuk paylaşımları ile ilgili baskı yapıyor. Bu STK’lar, internet sağlayıcılarına yeni kanuni düzenleme getirilmesini ve müstehcen görüntüleri otomatik olarak tespit eden yazılımların devreye sokulması gerektiğini söylüyorlar. Çünkü sadece 2023 yılında Avrupa Konseyi ülkeleri arasında 100 milyondan fazla çocuk cinsel istismar görseli ve videosu paylaşıldı. Bu, sadece buzdağının görünen yüzü. Öte yandan dünya genelinde saniyede 2 çocuk görseli paylaşılıyor.”

Proje çocuk haline geliyorlar

Antakyalıoğlu, bu paylaşımlardaki çocukların bir anlamda çalıştırıldığına da dikkat çekiyor: “Aile hukukuna göre ebeveynlerin çocuğa bakmak, büyütmek, sevgi ve şefkat göstermek gibi görevleri var. Bir çocuğu sürekli kayda alıp, fotoğraflarını çekip paylaşınca çocuklar ‘proje çocuk’ haline getiriliyor. Hukuki anlamıyla da bu durum ‘çocuk işçiliği’ne giriyor. Çünkü aileler, bu paylaşımlarla para kazanabiliyorlar. Ailesi tarafından sabahtan akşama kadar kayda alınan bu çocuklar hem psikolojik hem de fizyolojik olarak tehlike altında.”

Kaynak: Haber Merkezi