Gazeteci Fatih Altaylı, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla başlayan ve PKK lideri Abdullah Öcalan'ın İmralı'da Demokratik Emek Partisi (DEM Parti) heyetiyle yaptığı görüşmeyle devam eden süreci değerlendirdi.
Altaylı, "Bahçeli’nin kendi dönüşümünü anlamak benim açımdan imkan dahilinde değil. Ancak PKK’nin ve Kandil yönetiminin Öcalan’ı dinlemeyeceği zaten belliydi" ifadelerini kullandı.
Süreçle ilgili farklı görüşlerin gündeme geldiğini belirten Altaylı, bu adımın ne sonuç vereceği konusunda şüphelerini dile getirdi.
Altaylı'nın yazısı şöyle:
"MHP lideri Devlet Bahçeli “Abdullah Öcalan’ın umut hakkı olmalı. İmralı’dan çıkarılıp, TBMM’de konuşmalı, terörü bitirmeli” diyerek Yeni Çözüm Süreci’ni başlatıp terörü Öcalan’ı affederek sona erdirmeyi önerdiği gün “PKK Öcalan’ı dinler mi ki?” diye sorduk.
Bir önceki çözüm sürecinde Kandil’in ihtiyarları Öcalan’ı takmadıklarını göstermişlerdi. Şimdi o değişmişti de, takacaklardı!
Bahçeli’de ne değiştiği ise ayrı bir soruydu.
Birinci Çözüm Süreci’nde Öcalan’ın devreye sokulmasına ağır tepkiler gösteren Bahçeli’deki değişimin nedeni neydi ki, şimdi Öcalan’ı devreye sokmayı o ister olmuştu.
Ve geçen 25 yılda Öcalan’dan faydalanmayı düşünmeyen “milliyetçi” lider şimdi birden Öcalancı’ya dönüşmüştü.
Açıkçası Bahçeli’nin kendi dönüşümünü anlamak benim açımdan imkan dahilinde değil ama PKK’nin ve Kandil yönetiminin Öcalan’ı dinlemeyeceği aşikardı.
PKK 1978’de kuruldu.
Devlete karşı ilk büyük eylemini 1984’te yaptı.
Yani Öcalan PKK’yı, kuruluşu başlangıç olarak alırsanız 21 yıl, ilk eylemi baz alırsanız 15 yıl yönetti.
25 yıldır ise örgütten uzak ve PKK’yı başkaları yönetiyor.
Buna dayanarak örgütü Öcalan’ı dinler mi dedik.
Haklı da çıkıyoruz galiba.
Kandil’in elebaşılarından Mustafa Karasu çözüm sürecine güvenmediğini, Öcalan ile görüşen heyetin temsil kabiliyetinin olmadığını açık açık söyledi.
“Karasu da kim, Kürt bile değil?” diyenler olabilir.
Ama Oslo Süreci denilen dönemde, Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Hakan Fidan ile PKK adına görüşmeler yapan PKK heyetinin başında Mustafa Karasu vardı dersem Karasu’nun PKK içindeki önemi daha iyi anlaşılabilir.
Karasu’nun sözleri, Kandil’deki PKK’nın “Papaz Kadrosu”nun 2. Çözüm Süreci’ne katkı vermeyi düşünmediğini ve eski tüfeklerin “Terör örgütü olarak tanınan PKK’yi lağvedin, dünyanın yasal olarak gördüğü YPG çatısı altında toplanın” şeklindeki yeni öneriye sıcak bakmayacaklarını da anlamış olduk."