Hayranları için o, beyaz perdenin melek yüzüydü, ancak eleştirmenler Delon’un karanlık tarafına dikkat çekiyor. Bu tartışmalar, Delon’un hem sinema hem de özel hayatındaki karmaşıklığı yeniden gündeme taşıdı.
OKUMAYA DEVAM EDİN>>>
1950'lerin sonlarından 1980'lerin ortalarına kadar, Alain Delon dünya çapında "en yakışıklı erkek" ve "arzu nesnesi" olarak tanındı. Delon’un gençlik yıllarındaki filmleri, onun bu unvanı nasıl kazandığını kanıtlar nitelikteydi.
Özellikle “l’homme fatal” olarak tanımlanan Delon, beyaz perdeye kattığı cazibe ve karizmayla hafızalara kazındı. Ancak, perde arkasında Delon’un çok daha farklı bir yüzü olduğu iddiaları her zaman var olmuştu.
Delon, ünlü gangsterlerle olan yakın ilişkileriyle de sık sık gündeme geldi. Marsilya'nın en ünlü gangsterlerinden Antoine Guerini ve banka soygunlarıyla bilinen Korsikalı gangster François Marcantoni ile olan dostluğu, Delon’un karanlık yüzüne dair iddiaları güçlendirdi.
OKUMAYA DEVAM EDİN>>>
Özellikle 1968 yılında koruması Stephan Markoviç’in öldürülmesi olayında Delon’un adı sıkça anıldı. Bu cinayet, Fransa’da büyük bir politik skandala yol açtı ve Delon’un ismi, eski Başbakan Georges Pompidou’nun eşiyle bağlantılı olarak da gündeme geldi. Ancak Delon, cinayet sırasında film çekiminde olduğunu kanıtlayarak suçlamalardan aklandı.
Delon, sadece yakışıklılığıyla değil, aynı zamanda birçok ünlü kadınla yaşadığı ilişkilerle de konuşuldu. Bir dönem aşk yaşadığı iddia edilen Brigitte Bardot, Delon’u narsist ve zor bir kişilik olarak tanımladı.
DEVAMI DİĞER SAYFADA>>>
Bardot, Delon’un sürekli mavi gözlerini vurgulamak için sahnelerde spot ışıklarına baktığını ve bu tutumunun onu çileden çıkardığını yazmıştı. Delon’un bu tavrı, onun sadece beyaz perdede değil, gerçek hayatta da kendini beğenmiş bir karakter olduğunu gösteriyor.
Alain Delon, Jean-Pierre Melville'in “Le Samouraï” filmi başta olmak üzere, René Clément ve Jacques Deray gibi yönetmenlerin filmlerinde karizmatik ve unutulmaz roller üstlendi. Delon, sinemanın altın çağının simgelerinden biri olarak kabul edildi.
DEVAMI DİĞER SAYFADA>>>
Jean-Paul Belmondo ile birlikte Fransız avantür filmlerinin unutulmaz oyuncuları arasında yer aldı. Ancak Delon, sanat sineması ile yollarını ayırarak daha popüler bir kültür ikonu haline geldi. Sinema eleştirmeni Uğur Vardan’a göre, Delon “büyülü bir yakışıklılığa” sahipti ve sinemanın ışıltısını en iyi yansıtan isimlerden biriydi.
Alain Delon, sinema dünyasına bıraktığı mirasla bir efsane olarak anılsa da, hayatı boyunca tartışmaların odağında oldu.
Hem çok sevilen hem de nefret edilen bu figür, 20. yüzyılın en tanınan yüzlerinden biri olarak aramızdan ayrıldı. Delon’un karmaşık karakteri ve yaşamı, onun sadece bir aktör değil, aynı zamanda çok yönlü ve tartışmalı bir figür olduğunu da gösteriyor.