Araştırmada öne çıkan kimlik tanımları çevrecilik ve inanç oldu.
Çalışmaya katılan bireyler kendilerini en çok yüzde 93,1 oranında “çevreci”, yüzde 91,8 oranında “inançlı” ve yüzde 85,5 oranında “milliyetçi” olarak tanımladı. Bunun yanı sıra yüzde 82,3’lük bir oranla “cumhuriyetçi” kimlik vurgulandı.

Özellikle "cumhuriyetçi" kavramının Atatürkçü, Kemalist ya da sosyal demokrat gibi diğer siyasi kimliklerden daha yaygın kabul gördüğü belirlendi.

Laiklik Cumhuriyet tarihindeki en popüler dönemini yaşıyor.
Araştırmaya göre laiklik, Türk halkı tarafından büyük oranda benimseniyor. “Devlet laik olmalıdır” görüşünü destekleyenlerin oranı modern grupta yüzde 89, muhafazakar grupta ise yüzde 71,8 olarak ölçüldü.

Ancak bu destek, laikliğin "devletin din işlerinden tamamen uzaklaşması gerektiği" görüşünden ziyade “devlet din işlerine karışmamalı” düşüncesine dayanıyor. Bu görüş modern katılımcılar arasında yüzde 67, muhafazakarlar arasında ise yüzde 51 oranında kabul gördü.

Hayat pahalılığının en büyük nedeni olarak iş dünyasının kâr odaklı yapısı görülüyor.
Araştırmaya katılanların büyük bir kısmı, ülkedeki ekonomik sorunların temel sebebini “iş dünyasının aşırı kâr elde etmesi” olarak değerlendirdi. Bu görüş, modern grupta yüzde 64, muhafazakar grupta ise yüzde 67 oranında paylaşıldı.

Göçmen politikası eleştiriliyor, büyük bir çoğunluk mültecilerin ülkeden ayrılmasını istiyor.
Türkiye’nin mevcut göçmen politikalarına olumsuz bakanların oranı modernlerde yüzde 89, muhafazakarlarda yüzde 81 olarak tespit edildi. “Göçmenlerin Türkiye’den gönderilmesi gerektiğini” savunanların oranı ise muhafazakarlarda yüzde 80, modernlerde yüzde 86 olarak ölçüldü.

Araştırmada din ve toplumsal yaşamla ilgili çarpıcı görüşlere ulaşıldı:

Gençlere dini eğitim verilmesi gerektiğini düşünenler: Modernler yüzde 75, muhafazakarlar yüzde 91.
Din, ibadetlerle sınırlı olmalı diyenler: Modernler yüzde 34, muhafazakarlar yüzde 20.
Devlet yönetiminde dindarların daha fazla yer almasını isteyenler: Modernler yüzde 25, muhafazakarlar yüzde 44,8.
Dindar iş insanlarının daha dürüst olduğunu düşünenler: Modernler yüzde 29, muhafazakarlar yüzde 45.
Dindar yöneticilerin çalışan haklarını koruma konusunda daha hassas olduğuna inananlar: Modernler yüzde 35, muhafazakarlar yüzde 51.
Dini cemaat ve tarikatlara bağlı olmanın önemli olduğunu düşünmeyenler: Yüzde 85 oranında bu görüşe katılmadı.

Demokrasi, ideal yönetim sistemi olarak geniş bir destek görüyor.
Modernlerin yüzde 76’sı, muhafazakarların ise yüzde 68’i demokrasiyi en ideal yönetim biçimi olarak değerlendiriyor. Ancak bireysel özgürlükler konusunda toplum ikiye bölünmüş durumda: Katılımcıların yüzde 49’u bireylerin yaşam tarzlarına müdahale edilmemesi gerektiğini savunurken, yüzde 47’si bu görüşe katılmıyor.