2024 yılının Ocak-Nisan döneminde Türkiye'de 294 bin 837 yeni otomobil satıldı. 86 milyonluk nüfus göz önüne alındığında, bu rakam 1000 kişiye yalnızca 3.5 otomobilin düştüğünü gösteriyor. Bu düşük satış oranıyla Türkiye, Avrupa'daki 32 ülke arasında 28. sırada bulunuyor.






2023 yılında otomotiv sektöründe arz, talebin gerisinde kalınca, otomobiller enflasyonun altında değer kaybetmeyen bir yatırım aracı haline geldi. Bu durum, fiyatların ve karaborsanın hızla yükselmesine neden oldu ve sektöre ve bayilere yönelik suçlamaları artırdı. Tüketiciler, fiyatlardaki dalgalanma ve bayilerin stokçuluk yapması nedeniyle araç alımını durdurma kararı aldı. Satışlar ve kârlılık düşse de, sektör bir yıl içinde böylesine büyük bir darbe yaşamamıştı.

Son dönemde markaların ve distribütörlerin stok baskısı nedeniyle büyük sıkıntılar yaşanıyor. %60'ı aşan finansman maliyeti ve stok baskısının, bayilerin %25'inin kapanmasına ve 40 bin kişinin işsiz kalmasına neden olacağını belirtti. OYDER, 800’den fazla bayiyi temsil eden bir kuruluş olarak, bu krizin sektöre ciddi zararlar verdiğine dikkat çekildi.

Ayrıca, bayilerin elindeki araç stokunun 50 bin adede ulaşacağını ve bu durumun 120 bin kişiyi etkileyeceğini ifade etti. OYDER, 800’den fazla bayiyi temsil eden bir kuruluş olarak, bu krizin sektöre ciddi zararlar verdiğine dikkat çekti.

Otomotiv sektöründe yaşanan kriz, çözüm olarak markaların ve distribütörlerin stoklarını eritmesi gerektiği yönünde bir düşünceyi ön plana çıkarıyor. Yurtdışında verimlilik hedefleri tutturulamadığında, şirketler bayilerin stoklarını artırmazken, Türkiye’de tam tersi bir durum söz konusu.


Bayiler, stoklarla döngüyü sağlayamaz hale geliyor ve bu durum, gerçek satışların yerine geçerek bayilerin mali yapılarını bozuyor, işin sürdürülebilirliğini ortadan kaldırıyor. Sonuç olarak, birçok bayi kapanma yoluna gidiyor. Hatta bazı büyük bayi grupları bile artan maliyetler ve azalan talep karşısında otomobil satışını bırakarak market işletmeciliğine geçiyor.