Bir sokak röportajında başörtülü bir kadının gerçek şeriatı anlattığı  sözleri büyük yankı uyandırdı.

Laiklik ve demokrasinin toplumsal hiçbir soruna çözüm üretmediğini belirten vatandaş çözümün adresi olarak şeriatın yani Allah’ın hükümlerinin uygulanması gerektiğini belirtti.

Allah’ın emir ve yasakları olan şeriatın Türkiye’de yanlış algılarla hedef  gösterildiğini hatırlatan vatandaş, İran Suudi Arabistan yönetimlerinin keyfi uygulamalarının şeriat olarak lanse edilmesinin İslam’a zarar verdiğini söyledi.

 “ŞERİAT, ALLAH’IN HÜKMÜDÜR”

Laiklik ve demokrasinin toplumsal sorunlara çözüm üretemediğini savunan vatandaş, çözümün şeriatta yani Allah’ın hükümlerinin uygulanmasında olduğunu söyledi. Şeriatın Türkiye’de "öcü" gibi gösterildiğini belirten kadın, İran ve Suudi Arabistan’daki uygulamaların İslam’a zarar verdiğini ifade etti. Şeriatın yanlış anlatıldığını savunarak, "Kur’an-ı Kerim sadece ibadetleri değil, adaletten siyasete kadar hayatın tüm alanlarını düzenler" dedi.

“İSLAM’DA ADALET VE ÖZGÜRLÜK DAHA ÇOK VAR”

Röportaj sırasında kadın, İslam’ın adaleti merkeze aldığını, ancak mevcut sistemlerin dini referans almadığını dile getirdi. “Adalet dediğimiz şey, herkese hakkını vermektir ve bu Allah’ın emir ve yasaklarına uyarak sağlanır” ifadelerini kullandı. Demokrasi ve laiklik gibi sistemlerin, insanın değer yargılarını göz ardı ettiğini savunan vatandaş, İslam medeniyetinin tarih boyunca farklı inançlara özgürlük sunduğunu hatırlattı.

“İSLAM ÜLKELERİNDEKİ GERİ KALMIŞLIK YÖNETİMLERDEN KAYNAKLANIYOR”

İslam ülkelerinin geri kalmışlığını dinle ilişkilendiren görüşlere karşı çıkan kadın, bu durumun gerçek İslam’ın uygulanmamasından kaynaklandığını belirtti. “100 yıldır Allah’ın dediği şekilde mi yönetildik ki İslam’ı suçluyoruz? Halkına gerçek İslam’ı anlatmayan diktatör yönetimler sorumlu” diyerek, İslam’ın doğru anlatılmadığını ve yalnızca ibadet ritüellerine indirgenerek halkın yanıltıldığını savundu.

"ALLAH DAHA MI AZ BİLİYOR Kİ İNSANIN KOYDUĞU KURALLARI UYGULUYORUZ?”

Kadın, laiklik ve demokrasi gibi sistemlerin baskıcı olduğunu öne sürerek, "Tek bir kanunla herkesi aynı kefeye koyuyorlar. Hâlbuki İslam, Müslüman’ın kendi kurallarıyla, diğer inançların kendi kurallarıyla yaşamasını sağlar" dedi. Laikliğin dinin devlet işlerine karışmamasını savunduğunu hatırlatan vatandaş, "Allah daha mı az biliyor ki insanın koyduğu kuralları uyguluyoruz?" diye sordu.
 

Kadın sözlerini şöyle sürdürdü:

İslam’ı temsil eden şahsiyetler siyasete kurban verilmişken gelip de bugün İslam'da siyaset yoktur diyenler hangi akla hizmet etmektedirler?

İslam'da siyaset var. Yalancılık yok aldatmak yok.
Din ahiret için gelmedi. Dünya için geldi. Dünyayı idare etmek için geldi. Din sadece ibadetleri anlatmaz. Bakalım Kur’an-a. 600 sayfa sadece namazı, zekâtı, haccı anlatmış olabilir mi?

Kur'an-ı Kerim bir hayat nizamıdır. Kur'an'ın devlet ile ilgili hükümleri var. Kur'an'ın zulümle ile ilgili hükümleri var. Kur'an'ı Kerim dünyadaki adaletsizlikleri kaldırmak için geldi. Yeni bir insan modeli meydana getirmek için geldi. Cahil bir insanı alıp aydın bir insan yapmak için geldi. Yanlışları sorgulayan bir müslüman modeli meydana getirdi.

Demokrasi bir bütündür. Demokrasiyi savunduğumuz zaman tamamını savunmuş oluyorsunuz. Demokrasilerde zina da serbest faiz de serbest İslam'ın yasak dediği her şeyi serbest. Bir müslüman bunu kabul edebilir mi?

Şu anda Adalet deyince aklıma İslam medeniyeti geliyor. İslam medeniyetinin olmadığı bir yerde adalet çölde su aramak gibi bir şey olsa gerek.

Türkiye'de ise adalet kavramı çok daha farklı bir boyutta yani milyonlarca insan ‘adalet adalet’ diye bağırıyor. Fakat bu seslere kulak vermek yerine aramak yerine bu sesleri kısan olmayı tercih ediyorlar.

Adalet tamamen güçlülerin elinde maalesef. Adalet dediğimiz şey herkese hakkı olanın verilmesidir. Adalet de haklı olmakla sağlanır. Yani Allah'ın emir ve yasaklarına uyarak sağlanır.

Şuanki sistem dini referans bile almıyor. Allah'ı sistemin dışına atıyorlar. Din yalnızca vicdanlara hapsedildi. Hâlbuki Allah “ben sizin tek ilahınızım” diyor. “Hakimiyet sahibiyim ve rabbinizim” diyor.

Allah'ın kural koyucu olmadığı veya o hakka sahibi olmadığını söylemek ise adaletsizliktir. Çünkü sen Allah'ın hakkı olan hükmetmeyi gasp ederek en büyük adaletsizliği gerçekleştiriyorsun.

 İslam medeniyeti Allah'ı alır merkezine. Allah'ı almayan sistemler hiçbir zaman adaleti gerçekleştiremez.

Batı medeniyetin ürünü olan laiklik ve demokrasiye bir bakalım insanın değer yargılarına yer yoktur. Laiklik diyerek Allah’ı saf dışı bırakıyorlar.
Din onlara karışmıyor. Onlar da istedikleri gibi davranıyorlar.

İşte İslam medeniyeti bunları reddediyor. Özgürlüğünün olması için laikliğe gerek yok. İslam'da bu özgürlük zaten var.

Tarihimizde bir bakalım İslam hakimiyetinin olduğu dönemlerde diğer dinler üzerinde asla bir baskısı yoktu. Yani tarihimizde böyle bir şey yok. Herkes kendi dinine özgürce yaşadı asıl şu anda baskı var.
 
Bir tane kanun var. Halbuki İslam medeniyetinde böyle değil. İslam'a göre Müslümanlar kendi kanunlarına bağlı kalır. Ona göre yaşar Yahudiler kendi kanunlarına bağlı kalıp ona göre yaşar;  fakat laik devlette böyle bir şey yok. Tek kanun var. Müslümansanız da Yahudiyseniz de ateistseniz de bu böyle.

Ben müslümanım. Bu kanun bana uymuyor diyemiyorsunuz. Hangisi daha özgürlük için aslında laiklik daha çok baskı yapıyor tek kanunu koyuyor ondan.

İslam’da özgürlük daha çok veriliyor. Müslüman olan laikliği kabul etmez. Laiklik din devlete karışmasın diyor. Peki Kur'an-ı Kerim soruyor. “Siz mi daha iyi bilirsiniz. Yoksa Allah mı?”. E madem Allah diyorsunuz o halde bırakın Allah ne diyorsa onunla hükmedilsin. Allah'ın hakkını Allah'a vermiyorlar.

Niye sen Allah'tan daha mı iyi biliyorsun ki?

İslam ülkelerinin gelişmediğini görüyoruz değil mi? O ülkelerin gelişmesini tek nedeni din olabilir mi?
 Bir kere bizim geri kalmışlığımızdan kimler idare ediyorsa onlar sorumludur. Hangi nizamla idare ediliyorsa nizamlar sorumludur. 100 senedir Allah'ın dediği şekilde mi idare ediyorlar ki İslam sorumlu olsun veya Müslümanlar sorumlu olsun.

İslam devletlerinin hepsinde diktatörlük var. Diktatörlüklerini sürdürebilmeleri için halka gerçek İslam’ı öğretmezler. Onlar halka gerçek İslam’ı öğretse evvela halk onları da devirir.

 Bir kere İslam’ı sadece bir takım ibadet ritüel anlayışına sahip bir din olarak anlattılar. Zulme Haksızlığa hiç ses çıkarmayan adaletsizliklere göz yuman bir din gibi gösterdiler. Onlar da istedikleri gibi ülkenin kaynağını yemeye devam ediyorlar.

Onların o bozuk düzenleri yüzünden bir türlü gelişeemiyoruz. İslam aleminin geri kalmışlığından değil. Biz bin sene evvel İslam ile idare ederken dünya devleti olmamış mıydık? Resulullah'ın izinden giderek dünya devleti değil miydik? Maddi olarak da manevi olarak da o gün mü daha güçlüydük, yoksa bugün mü?

Sincan’da ‘Dünya Matematik Günü' şenliği yapıldı Sincan’da ‘Dünya Matematik Günü' şenliği yapıldı

SOSYAL MEDYADA İLGİ GÖRDÜ

Kadının açıklamaları sosyal medyada hem destek hem de eleştiri aldı. Pek çok sosyal medya kullanıcısı İslam’ın doğru anlatılması ve uygulanması gerektiği konusunda fikir beyan ederken, bazıları ise laiklik ve demokrasinin modern toplumlar için vazgeçilmez olduğunu savundu.

Kaynak: Fatma Doğanay