İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada, Ayşe Barım’ın sanatçıları Gezi Parkı eylemlerine yönlendirdiği ve olayları organize ettiği öne sürülürken Ayşe Barım Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etme” suçundan tutuklandı.
Ayşe Barım’ın tutuklanmasının ardından Gezi olaylarındaki etkisi tartışılmaya başlanırken 2007 yapımı bir filmde yer alan sahne Barım hakkındaki iddiaları güçlendirdi.
EYLEMCİNİN CEP TELEFONUNDAKİ İSİM: AYŞE BARIM
Fatih Akın’ın yönetmenliğini yaptığı 2007 yapımı "Yaşamın Kıyısında" filminde, polisle çatışan bir eylemcinin telefon rehberinde Ayşe Barım’ın isminin görülmesi, soruşturma kapsamında sosyal medyada gündeme geldi.
Filmde, maskeli bir eylemci (canlandıran: Nurgül Yeşilçay), polisle çatışırken telefonunu düşürüyor. Telefonu alan polis, rehberde “Ayşe Barım” ismini fark ediyor. Bu detayın, Gezi Parkı olaylarının yaşandığı 2013 yılından 6 yıl önce çekilen bir filmde yer alması, kamuoyunda Gezi olaylarının önceden planlandığı ve sanatçıları eyelemlere katılması yönünde yönlendiren kişinin Ayşe Barım olduğu iddialarını gündeme getirdi.
TESADÜF MÜ, PLAN MI?
2007 yılında çekilen filmde Barım’ın isminin yer alması, birçok kişi tarafından “tesadüf mü yoksa Gezi olayları önceden planlandı mı” sorusunu gündeme getirdi.
Ayşe Barım’ın, Gezi Parkı olaylarının planlayıcılarından biri olduğu ve olayları organize ettiği iddialarıyla ilgili hukuki süreç devam ederken kamuoyu, soruşturmanın nasıl sonuçlanacağını yakından takip ediyor.
NE OLMUŞTU?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ayşe Barım’ın Gezi Parkı eylemlerine katılan sanatçıları yönlendirdiği ve olayları organize ettiği iddialarını araştırıyor. Barım’ın, Gezi Parkı davasının firari sanığı Memet Ali Alabora ve Osman Kavala ile sık sık iletişimde bulunduğu belirlendi. Ayrıca Barım’ın sahibi olduğu firmaya bağlı sanatçılarla birlikte 29 Mayıs-2 Haziran 2013 tarihleri arasında eylemlere katıldığı ve bu sanatçıları yönlendirdiği iddia ediliyor.
Barım hakkında “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüse yardım etme” suçundan başlatılan soruşturma kapsamında, Alabora ve Kavala ile bir tapede sanatçıların Gezi Parkı’nda bildiri yayınlaması konusunda fikir alışverişinde bulunduğu tespit edildi. Görüşmede bildirinin zamanlamasının önemli olduğu ve daha aktif bir dönemde yayınlanmasının uygun olacağı ifade edildi.
