Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’in geçirdiği aort yırtılması, tıpta "sessiz katil" olarak nitelendirilen bu ciddi damar hastalığını bir kez daha gündeme taşıdı. Kalp-damar cerrahları ve kardiyologlar, hastalığın çoğunlukla hiçbir belirti vermeden ilerlediğine, yırtılma anında ise birkaç dakika içinde ölümcül seyredebileceğine dikkat çekiyor.

Sessiz ve ölümcül: Aort yırtılması nedir?

Aort, kalpten çıkan ve tüm vücuda oksijenli kan taşıyan en büyük atardamardır. Aort yırtılması, bu damarın iç katmanlarının bir noktadan yırtılmasıyla başlar ve damar duvarı boyunca kanın sızarak ilerlemesiyle ölümcül bir tablo oluşturur. Tıbbi olarak "diseksiyon" olarak tanımlanan bu durum, genellikle ani ve şiddetli göğüs veya sırt ağrısıyla ortaya çıkar; ancak bazı hastalarda bu belirtiler ya hiç görülmez ya da hafif seyredebilir.

Uzmanlar, bu nedenle aort yırtılmasının sıklıkla kalp kriziyle karıştırıldığını, tanının zamanında konulmasının ise yaşamla ölüm arasındaki farkı belirlediğini söylüyor.

Sinsi ilerliyor, risk grubu geniş

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Eren Yıldız’a göre, bu hastalığın en tehlikeli yanı, yıllar boyunca hiçbir belirti vermeden sessizce ilerlemesi. Yıldız, "Özellikle 50 yaş üstü bireyler, hipertansiyon ve yüksek kolesterol hastaları, sigara içenler ve ailesinde damar hastalığı öyküsü olanlar bu açıdan risk altında. Ayrıca Marfan sendromu gibi genetik bağ dokusu bozuklukları da damar duvarlarını zayıflatıyor" diye konuşuyor.

Belirtiler krizi andırıyor ama farklı

Aort yırtılmasında en yaygın belirti, genellikle hastalar tarafından "yırtılır gibi" ya da "bıçak saplanır gibi" tarif edilen göğüs ya da sırt ağrısı. Ağrı, zamanla karına ya da bel bölgesine yayılabilir. Bayılma, felç belirtileri, tansiyon düşüklüğü ve nabız kaybı gibi semptomlar da görülebilir. Ancak bu belirtilerin çoğu, başka kalp-damar hastalıklarıyla karışabildiği için zaman kaybı yaşanabiliyor.

Tanı ve müdahale yarışa dönüşüyor

Erken teşhis, bu hastalıkta adeta hayat kurtarıyor. Tanıda bilgisayarlı tomografi (BT) anjiyografi ilk tercih edilen yöntemlerden. Özellikle acil servise başvuran ve risk grubunda yer alan hastalarda hızlı görüntüleme hayati öneme sahip.

Tedavi ise çoğunlukla acil cerrahidir. Yırtılan damar bölgesi çıkarılarak yerine greft adı verilen yapay damar takılır. Ancak bazı hastalarda, yırtılmanın boyutuna ve yerine göre stent gibi girişimsel yöntemler de tercih edilebiliyor. Ne var ki her iki yöntemin de başarılı olabilmesi için tanının zamanında konulması gerekiyor.

Sağlıkta özelleştirme ölüm demektir! Sağlıkta özelleştirme ölüm demektir!

Korunmak mümkün mü? Uzmanlardan 5 hayati öneri

Uzmanlara göre, aort yırtılmasını tamamen önlemek her zaman mümkün olmasa da riski en aza indirmek mümkün. İşte uzmanların ısrarla altını çizdiği 5 önlem:

  1. Tansiyon ve kolesterolü kontrol altında tutun. Bu iki faktör, damar duvarına binen yükü doğrudan artırıyor.

  2. Sigarayı bırakın. Nikotin, damar yapısını zayıflatarak diseksiyon riskini yükseltiyor.

  3. Yılda bir kez görüntüleme yaptırın. Özellikle risk grubundakilerin BT veya MRA gibi yöntemlerle aort çapını kontrol ettirmesi öneriliyor.

  4. Aile öyküsünü dikkate alın. Genetik yatkınlık varsa, genç yaşlardan itibaren takip gerekebilir.

  5. Ani zorlayıcı hareketlerden kaçının. Ağır kaldırma, şiddetli ıkınma gibi ani basınç değişimleri, yırtılmayı tetikleyebilir.

Kaynak: Haber Merkezi