MHP’de terörist başı Abdullah Öcalan'ın TBMM’de konuşma ihtimaline dair Devlet Bahçeli’nin açıklamalarını eleştiren MHP TBMM Grup Danışmanı Oğuzhan Güngör görevden alındı. Güngör, Bahçeli’nin Öcalan'a dair yaptığı çıkışı eleştirmesi üzerine görevinden el çektirildiğini duyurdu.

Güngör’ün görevden alınması, MHP’de daha önce yaşanan bir tartışmayı yeniden gündeme taşıdı. Babası eski Mersin Milletvekili Ali Güngör, 2000 yılında Rahşan Affı olarak bilinen düzenlemeye karşı çıktığı için MHP’den ihraç edilmişti. Oğuzhan Güngör, babasının yolundan gittiğini belirterek, babasına uygulanan yöntemin aynısıyla karşı karşıya kaldığını ifade etti.

Eleştiri Sonrası Görevden Alındı

Oğuzhan Güngör, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, terörist elebaşı Abdullah Öcalan’ın TBMM’de konuşabileceği yönündeki söylemini eleştirmişti. Bu eleştirisi sonrası Güngör, MHP TBMM Grup Danışmanlığı görevinden alındığını sosyal medya hesabından duyurdu.

Güngör, babasının partiden ihraç edilmesine neden olan o konuşmasını da paylaşıp şunları dile getirdi:

"Az önce Milliyetçi Hareket Partisi’ndeki görevime son verildiği tarafıma tebliğ edilmiştir. Bundan 24 sene önce Türk Milleti’nin sesi olan rahmetli babama uygulanan yöntem, tarafım için de söz konusu olmuştur.

Bebek katiline umut hakkı vermeyi taahhüt edip, Yüce Meclisimizde konuşmasını teklif edebilenler, bunu alkışlayabilenler, bir Türk Milliyetçisi’nin söylenmesi gerekeni söylemesinden rahatsız olmuşlardır.

Bebek katilinin Gazi Meclisimizi kirletemeyeceğini söylemenin bedelini, Ali Güngör’ün oğlu olmanın verdiği gurur ve aziz Türk Milleti'nin bir evladı olarak şerefle kabul ediyorum.

Makam ve şahsi ikbal için herşeyini vermeye hazır olanlara inat, dün olduğu gibi bundan sonra da eğilmeden, şahsi ikbal gütmeden yoluma devam edeceğim. Zira bana ve milyonlarca vatan ve devlet aşığı Türk Milliyetçisi’ne ilham veren fikriyatın temeli budur.

Türk Milliyetçiliği, Türk Milleti'nin sinesinden çıkmış olup, yalnız ve yalnız ona aittir. Ülkücülük ise Başbuğ’dan ve nice şehitten bize mirastır. Milletimizi ve Ülkümüzü, geçmişimiz ve geleceğimiz için tek kişi kalıncaya kadar müdafaa etmeye devam edeceğiz."

 GÜNGÖR'ÜN  MHP'DEN GÖNDERİLMESİNE NEDEN OLAN AÇIKLAMA

Güngör, dün (23 Ekim) X hesabından Bahçeli'nin Öcalan açıklamasını eleştiren dört sayfalık bir açıklama yayımlamıştı. Güngör şunları söylemişti:

"Sayın Genel Başkanım,

Bugün size Oğuzhan Güngör olarak seslensem; oğluma, "Türk evladının isminin başına Türk yakışır" diyerek Türkali ismini koymanızdan dolayı size şükranlarımı sunardım. Babamın hastalığından sonra ben ve ailem için yaptıklarınızdan ötürü minnettar olduğumu belirtirdim. Sizinle geçirdiğim sürecin kıymetli ve çok özel hatıralar barındırdığını büyük bir vefa duygusuyla ifade ederdim.

Babamın ihracından, son zamanlarını geçirdiği hastanede yaptığınız görüşmeye kadarki dönem ise birçok vefasızlık, birçok ah içerir.
Anlatılması zor bir dramdır.
***

Fakat ben bugün size Türk Milleti'nin bir evladı, Ülkücü Hareket'in bir neferi olarak, babamın 1972 yılında henüz 22 yaşındayken rahmetli Başbuğ'uma yazdığı mektubu okuyup gözyaşlarımın arındırdığı bir saflık ve temizlik içinde sesleniyorum:

Sloganlarla konuşulan bir dünyada konuşmak zor, yazmak daha da zor. Düşünceyi açan, geliştiren, devam ettiren şey soru sormaktır. Öyleyse olağan yaşayış çizgisinin yok olup yolun, yöntemin belirsizleştiği, kör karanlıkta ışık hüzmelerini arayan gözlerin olduğunu düşünerek soru sorarak başlayalım:
Ekim Ayı'ndan önce Bölücü Terör Örgütü'nün siyasi uzantısı olan partiye dönük açıklamaların 21 gün içerisinde bu noktaya varması neticesinde bütün herkesin kapalı kapılar ardında sorduğu soruyu açıkça soruyorum:

"Bütün bunlar neden oldu? Bütün bunların anlamı nedir? Sorumlusu kimdir? Buradan nereye gidiyoruz? Vatanımın ve milletimin başına daha neler gelecek?"
Sormaya cesaret edenlerin bile cevabını bulamadığı; kendisinin dahi inanmadığı, şaşkın ve toplumun hiçbir katmanına gerçek düşüncelerini açıklayamayacağı da gün gibi aşikâr. Kaldı ki bu soruya cevap vermesi için temsille görevlendirilenler biçare ve korkak...

Gerçek şu ki birlik ve beraberlik, bir fikir etrafında olur. Şahıslar etrafında bir birliktelik kurulamaz. Bizi bir araya getiren de bir arada tutan da Türk Milliyetçiliği'dir. Bir topluluğu millet haline getiren de en nihayetinde dil, kültür, tarih, irade gibi belli başlı kriterler değil midir? Bu kriterlerin hiçbirinin şahsımızla alakalı olmaması bir yana toplumsal hareketi yığından ayıran da fikir birliği ile ülkü birliği değilse nedir?
Geldiğimiz noktada toplum, siyaseti adeta çoklu bir kişilik bozukluğu gibi görmektedir. Siyaset kurumları, gerçeklik algısını yitirmiş, toplumun sorunlarından uzaklaşmış ve yeni sorun türetme merkezi haline gelmiştir.

Siyaset, bireyin farklı kişiliklerini "birbirimizin işine karışmadığımız sürece problem yaşamıyoruz." şeklinde tanımlaması halini almıştır. Unutkanlık ise hat safhadadır.

Milli politikaya dönme çabaları ile eski, köhnemiş ve ülkeyi felakete sürükleyen anlayış arasında sıkışmış vaziyetteyiz. Belirli periyotlarla tekerrürlere düşüyor ve yine, yeniden gaflet ve dalalet kokuları alıyoruz. Ancak, destursuz bağa girenin yakıp yıkmasına izin verdikten sonra, "bu çatı üstüme yıkılıyor" diye ağlayarak mağdur edebiyatı yapılamayacak kadar çok acı yaşandı."

Pasifik’te Gizemli Hamle: Çin’in 9 Milyar Dolarlık Savaş Gemisi Ortaya Çıktı Pasifik’te Gizemli Hamle: Çin’in 9 Milyar Dolarlık Savaş Gemisi Ortaya Çıktı
Kaynak: Haber Merkezi