Görür, özellikle İzmir ve çevresinin büyük bir deprem riski taşıdığına dikkat çekerek, bölgedeki 15 aktif fay hattının 7 ve üzeri büyüklükte deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu belirtti.
Görür, Ege Bölgesi'nde gerçekleşen depremlerin İzmir'i önemli ölçüde etkilediğini, bunun yanı sıra Doğu Akdeniz, Manisa ve Büyük Menderes Grabeni'nde meydana gelen sarsıntıların da bölgeye ciddi yansımalarda bulunduğunu vurguladı.
"BAYRAKLI EN RİSKLİ BÖLGELERDEN BİRİ"
Deprem riskine dair en kritik uyarılardan biri ise Bayraklı ve çevresine ilişkin oldu. Görür, bu bölgenin zemin yapısının son derece zayıf olduğunu ve deprem dalgalarından en fazla etkilenecek alanlardan biri olarak öne çıktığını ifade etti.
İzmir’de bulunan aktif fayların hareketliliğine ilişkin yeterli çalışmanın yapılmadığını ifade eden Görür, bu fay hatlarının ne zaman kırılabileceği konusunda net bir bilginin bulunmadığını söyledi. Yetkililerin deprem gerçeği ile yeterince ilgilenmediğini belirten bilim insanı, “Önce deprem olsun, sonra gerekeni yaparız anlayışı devam ediyor” diyerek eksikliklere dikkat çekti.
TARİHSEL DEPREMLER UYARI NİTELİĞİNDE
Prof. Dr. Görür, tarihsel olarak büyük depremler yaşayan İzmir’in, gelecekte de benzer büyüklükte sarsıntılarla karşı karşıya kalabileceğini belirtti. Erzincan ve Adapazarı’ndaki depremleri örnek gösteren Görür, belirli aralıklarla büyük depremlerin meydana gelme olasılığına dikkat çekti. İzmir’de bulunan 10-15 aktif fayın deprem üretme zamanlarının bilinmemesinin endişe verici olduğunu vurgulayan Görür, bilimsel araştırmaların yetersizliğine de işaret etti.
EN GÜVENLİ İL ANKARA
Görür, Türkiye’de deprem riski en düşük şehrin Ankara olduğunu belirterek, bu kentin çevresinde veya içinden aktif fay hatlarının geçmediğini söyledi. Görür, şu ifadeleri kullandı:
"Şöyle söyleyeyim; Ankara, Türkiye'de göreceli olarak daha güvenli bir yer. Depremden ağır etkilenmeyecek, nispeten güvenli bir yer olarak sayabiliriz. Çünkü, içinden ya da yakınından fay geçmiyor."