23 Nisan’da İstanbul’da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından değerlendirmelerde bulunan Görür, bu sarsıntının beklenen büyük deprem olmadığını belirtti. Marmara Denizi’nde gerçekleşmesi beklenen büyük depremin zamanı kesin olarak öngörülemese de Görür, yaşanan son depremlerin bu süreci hızlandırdığı görüşünde. Kumburgaz ve Adalar fayı üzerindeki gerilim birikiminin arttığına dikkat çekiyor.
DEPREM EKONOMİYİ FELÇ EDECEK
Uzun yıllardır Türkiye'nin deprem gerçeğine ilişkin bilimsel uyarılarda bulunan Görür, kamuoyunun dikkatini yeniden Marmara’daki tehlikeye çekti. Görür’e göre İstanbul'da yaşanacak büyük bir depremin yalnızca şehri değil, tüm Türkiye'yi ekonomik ve siyasi anlamda çökertecek etkileri olabilir. Bu nedenle depreme karşı hazırlıklı olmak bir tercih değil, zorunluluk.
"7,5 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREME NEDEN OLABİLİR"
Görür, Kumburgaz fay hattının hâlâ kırılmamış olan yaklaşık 40-50 kilometrelik bölümüne dikkat çekiyor. Fay hattının diğer kollarıyla birleşerek potansiyel olarak 7,5 büyüklüğünde bir depreme neden olabileceğini vurguluyor.
"23 NİSAN SARSINTISI YANILTMASIN"
İstanbul’da 23 Nisan 2025’te meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem sonrası halkta bir rahatlama görülse de Görür bu rahatlamanın erken olduğunu belirtti. “Bu bizim beklediğimiz deprem değil. Büyük deprem gerçekleştiğinde bugün yaşadığımız manzarayla karşılaşmayacağız. Yıkım kesin olacak,” diyerek uyardı.
"EKONOMİ DURURSA TÜRKİYE DİZ ÇÖKER"
Prof. Dr. Görür, büyük bir depremin İstanbul’daki sanayi ve üretim altyapısını durduracağına, bu durumun da Türkiye’nin genel ekonomik ve siyasi yapısını sarsacağına dikkat çekti. “İstanbul oturur yerine, bütün Türkiye diz üstü çöker. Ne ekonomik ne siyasi bağımsızlığımız kalır,” ifadeleriyle olası felaketin boyutlarını gözler önüne serdi.
"BİLİM DIŞI SÖYLEMLER ANLAMSIZ"
Görür, kamuoyunda yer alan bazı spekülatif açıklamaları da eleştirerek, “Deprem bilimi ciddi veri, yöntem ve yayın süreci gerektirir. ‘Ben böyle düşünüyorum’ demekle görüş olmaz,” dedi. Marmara’daki fay hatlarına ilişkin uluslararası araştırmalara dayanan verileri hatırlatarak, bu bilgilerin bilimsel zeminle desteklendiğini vurguladı.
"AFET BAKANLIĞI ŞART"
Depreme karşı mücadelede topyekûn bir yaklaşım gerektiğini ifade eden Görür, sadece İstanbul’un değil tüm Türkiye’nin depreme dirençli hale getirilmesi gerektiğini söyledi. Bu süreçte bir Afet Bakanlığı kurulmasını öneren Görür, “Yol, köprü, havaalanı biraz az yapılsın ama önce can güvenliğimiz sağlansın,” dedi.
"JAPONYA'DA KİMSE DEPREMİN ALEYHİNE BİR ŞEY YAPMAZ"
Depremle mücadelede Japonya’yı örnek gösteren Görür, “Japonya’da adamın başına tabanca dayasan, depremin aleyhine bir şey yaptıramazsın,” diyerek, halkın bilinç düzeyine ve devletin ciddiyetine dikkat çekti. Türkiye’de de benzer bir yapı kurulması gerektiğini söyledi.
"DEPREM GERÇEĞİYLE YÜZLEŞMELİYİZ"
Marmara’da geçmişte Bizans ve Osmanlı dönemlerinde de depremlerin yaşandığını hatırlatan Görür, “Benim neslim depremde ölmemeli,” diyerek çağrısını yineledi. Bu sürecin masa başında değil, sokakta, aktif ve kesintisiz çalışmayla yürütülmesi gerektiğini belirtti.