Geçtiğimiz yıl Mayıs ayında, İstanbul’da güvenlik görevlisi olarak çalışan Devran Yalçın’ın sosyal medya hesabında yayınladığı bir videoda, namaz ve dini değerlerle alay ettiği iddia edildi. Videoda kullanılan ifadelerin, dini duyguları rencide ettiği ve toplumu kin ve düşmanlığa tahrik ettiği gerekçesiyle Yalçın hakkında soruşturma başlatıldı. Davanın ilk duruşması, İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Yalçın, ankaranethaber.com'a verdiği röportajda, olayların aslını şu sözlerle anlattı:

“YAYINLARIMDA CHAT YAPILABİLMESİ İÇİN BELLİ KURALLAR VAR”

10 yıldır içerik üreticisi olduğunu ve son 6 yıldır Twitch yayıncılığı yaptığını belirten Yalçın, şöyle dedi:

"Yayınlarımın içerisinden komik kısımlar olduğunda bunları kesip, biçip montajlayıp kendi Instagram hesabımıza atıyoruz. Oradan kırpılacak kısmı da içerik üreticisi olarak biz kendimizi belirliyoruz. Yine bunlardan tanesinde, 9 Mayıs tarihinde cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce bir yayın yaptık. Bütün ülkenin gündemi Cumhurbaşkanlığı seçimleri olunca bizim gibi; insanlarla yayın yapmaya çalışan içerik üreticilerinin de haliyle bütün gündemi bu oluyor. Aslında şöyle de bir durum var; şunu özellikle betimlemeden geçemeyeceğim. Benim Chat’ime yazı yazabilmeniz için belli başlı kuralları onaylamanız lazım. Dört tane ana madde var. Bir; beni trollemeyeceksiniz. Kamera gitti, ses gitti vesair falan. İki; yayınımda din, siyaset, futbol, araba konuşmayacaksınız. Çünkü bunlar konuşulduğu zaman insanlar birbirleriyle tartışıyorlar. Bu da benim işime gelmiyor ve modum düşüyor benim. Enerjikliğimi kaybediyorum. Üç; hakaret, küfür, benim Twitch ana sayfasına çıkmamı engelleyecek, beni linç ettirecek herhangi bir şey yapmamanız lazım. Dört; birbirinize karşı saygılı olmanız lazım. Benim Twitch'imde chat yapabilmeniz için dört kural var."

Whatsapp Görsel 2024 12 05 Saat 17.07.18 4D3Bf69D

İLK KEZ DİNİ ŞAKA YAPTI, BAŞINA GELMEYEN KALMADI

Videonun seçim öncesinde bir yayında ortaya çıktığını anlatan Yalçın, "Bir arkadaş, ben yine yayın yaparken akşam bunları onayladıktan sonra konumuzun hiç siyasetle alakasının olmamasına rağmen ‘Kılıçdaroğlu'na oy verelim de dinimiz elden mi gitsin?’ diye absürt bir yorum paylaştı bizimle. Benim işim bu, ben her şeyden hiciv çıkarmak zorundayım. Hayatımda ilk kez dini şaka yaptım. Aslında orijinali şu şekilde oldu; şaka maksatlı bir namaz hareketleri yaparak, ‘Yani kardeşim sen ne sanıyorsun? Yani Kılıçdaroğlu seçimi kazanınca biz Atatürküekber diye mi namaz kılacağız sanıyorsun?’ dedim. Bunun doğru olup olmadığını bu arada yani vatandaş tartışır, ben tartışamam ama art niyet barındırmadığını dürüstçe söyleyebilirim. Yaptıktan sonra çok da eğlendik. Çok da güldük. Hatta arkadaşlarım da dediler ki ‘sen tarzının dışına çıktın. Bence bunu da paylaşalım.’ Çünkü dediğim gibi çevremdeki hiç kimsenin art niyetle bakmadığı bir içerik paylaştık. Yani iki ay boyunca çok da güzel etkileşim aldık." ifadelerini kullandı.

Devran Yalçin

Tarihte bugün: 26 Aralık’ta Ankara’da yaşanan tarihi olaylar Tarihte bugün: 26 Aralık’ta Ankara’da yaşanan tarihi olaylar

"VİDEO KIRPILDI, PROVOKATİF ŞEKİLDE PAYLAŞILDI"

Paylaşılan videonun kırpıldığını ve orijinal bağlamının çarpıtıldığını belirten Yalçın, şu ifadeleri aktardı:

"Birdenbire bir sabah bir kalktım. Yani bazı hesaplar ki o hesapları az çok böyle şimdi burada isim vermeyeyim, bilirsiniz. Provokatif tarzda, altına müzikler koyarak üzerine benim namaz hareketi yaptığım videoyu koyarak ‘Atatürk'e namaz kılıyor’ diyerek hiç anlam veremediğim paylaşımlar yapıldı. O kısım kesildi ve videonun devamında da ‘Biz kendimizi bilen bir halkız, buna dur demeyi biliriz’ gibi şeyler paylaşıldı. Oralar tamamen egale edildi, atıldı. Atatürk'e namaz kılan, Atatürk'ü ekber diyen güvenlik olarak her yere lanse edildi."

AİLESİNE DE HAKARETLER YAĞDI

Kırpılmış ve üzerinde oynanmış videolar sosyal medyada servis edildikten sonra ailesinin itibarına da saldırıda bulunulduğunu ve çirkin ifadelerle hedef gösterildiğini aktaran yalçın, sözlerine şöyle devam etti:

"Daha sonra işte linçler, işte çok affedersiniz, eşimin, annemin telefon numaraları, mernis sayfalarından bulunup sitelere yazıldı. Üç yaşındaki kızım için işte onu eş olarak alacağım, bilmem neyler, işte babamın mezarının fotoğrafını göndermeler, ben işte buna dışkı bırakacağım tarzı rezil kepaze, yani insanı kendi dininden soğutacak şeyler yaşadım. Ben elhamdülillah Müslümanım bu arada. Benim eşim tesettürlü, annem tesettürlü, kayınvalidem, kız kardeşim, baldızım, benim bütün ailem tesettürlü. Arabasını satıp babasını umreye göndermiş adamım. Hani bunlar kanıt niteliğine geçmez belki ama vicdanen söyleyebiliyorum bunu yani. Elhamdülillah Müslümanım diyen adamın kanıta ihtiyacı var mıdır?”

Whatsapp Görsel 2024 12 05 Saat 17.07.17 47411900

DURUŞMADA NE OLDU?

Mahkemede hem orijinal hem de kırpılmış videolar izlendi. Yalçın, videonun orijinal haliyle mevcut olduğunu ve herkesin erişebileceğini belirtti. Mahkeme, bilirkişi raporu talep ederek videonun manipüle edilip edilmediğinin incelenmesine karar verdi. Yalçın, mahkemede yaşananları şöyle anlattı:

"İşte dün de onun duruşması vardı. Avukatım, bir arkadaşım, kızım, eşim, ben olmak üzere duruşma için gittik. Gayet de güzel geçti. Bu arada her iki videonun da hem kırpılmış hem orijinali hali izlendi. Yerinde de görüldü. Videonun kırpıldığı, alenen açık bir şekilde. Ancak tabii biraz baskılar vardı. Gördünüz haberleri de. Bu nedenden dolayı tam olarak hemen beraat verilmedi. Bilirkişi raporu istendi. Yani videonun kırpılıp kırpılmadığını araştırmak için. Problem yok. Yani hiç önemli değil. Bilirkişi de araştırabilir. İsteyen herkes de bu arada benim sosyal medya hesabıma girip videoyu izleyebilir ki kaldırmadım zaten. Videoda olduğu gibi mevcut. Olaylar bundan ibaret."

‘EŞİNİ GÖSTERDİ’ ŞEKLİNDEKİ İDDİALAR ASILSIZ ÇIKTI

Yalçın, bir muhabirin eşine röportaj teklifinde bulunduğunu ancak eşinin nazikçe reddettiğini söyledi. Buna rağmen asılsız haberlerin yayıldığını ifade etti ve şu ifadeleri kullandı:

"Daha sonra işte bir muhabir arkadaş geldi yanımıza. Hakkında da kötü bir şey söylemeyeceğim elbette. Röportaj yapmak istediğini söyledi çekinerek, ona tamam dedik. Çünkü işte benim de akademik şeylerim var. İşte yükselmek istiyorum tarzı şeyler söyledi. Biz de yardımcı olmak istedik. Eşime geldi. Eşimden izin istedi. İşte ‘siz de çıkmak ister misiniz?’ dedi. Eşim reddetti nazikçe. Ben de tamam dedim ve röportajımızı yaptık. Bugün yani bambaşka bir sabah uyandık. ‘Kameralara eşini gösterdi’ ‘Muhabirlerle eşini tanıştırdı’ ‘Bunun çoktan nikahı düşmüştür’ gibi inanılmaz şeyler söylendi.”

Kaynak: Hacer Koca