Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), Türk dünyasındaki dilsel birliği güçlendirmek amacıyla önemli bir adım attı. Geçtiğimiz Eylül ayında Kırgızistan'ın Bişkek şehrinde yapılan zirvede, Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu tarafından hazırlanan 34 harften oluşan Ortak Türk Alfabesi üzerinde uzlaşı sağlandı. Bu karar, Türk dünyasında kültürel bağları daha da güçlendirmeyi hedefleyen büyük bir adım olarak nitelendirildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu tarihi anlaşmanın Türk halkları arasında daha güçlü bir dil birliği oluşturacağına olan inancını ifade etti.
Ortak Türk Alfabesi: Yeni Bir Dil Birliği Adımı
Ortak Türk Alfabesi, Türk dünyasındaki farklı lehçelerde kullanılan harflerin birleşimiyle oluşturuldu. Bu alfabe, Türk devletlerinin kültürel bağlarını pekiştirmek ve halklar arasında daha kolay iletişim sağlamak amacıyla tasarlandı. 34 harfli bu alfabe, Türk dünyasının dilsel çeşitliliğini göz önünde bulundurarak, tek bir yazı sistemine dayanan ortak bir dil platformu oluşturmayı hedefliyor. Bu adım, Türk halkları arasındaki kültürel bağları derinleştirirken, ortak bir dil platformu üzerinden daha güçlü bir iletişim sağlanmasına olanak tanıyacak.
Uluslararası Kültür ve Dil Araştırmaları (UKTA) Başkanı Prof. Dr. Fahri Temizyürek, Türk dünyasında dil birliğinin sağlanmasındaki önemine vurgu yaparak, Ortak Türk Alfabesi ile ilgili görüşlerini paylaştı. Temizyürek, bu çalışmanın çok önemli olduğunu ancak Türk cumhuriyetlerinin daha fazla adım atması gerektiğini belirtti. 1990'lı yıllarda bağımsızlıklarını ilan eden Türk Cumhuriyetleri'nin, zaman içinde çok daha güçlü bir birliktelik ve işbirliği inşa etmeleri gerektiğini vurguladı. Temizyürek, dil birliğinin yanı sıra diğer alanlarda da kültürel ve ekonomik işbirliklerinin artırılması gerektiğini savundu.
Temizyürek, Türk dünyası olarak sadece dilde değil, sanat, bilim, mühendislik ve diğer pek çok alanda işbirlikleri kurmanın büyük önem taşıdığını belirtti. “Türk dünyası mimarları, mühendisleri, eğitimcileri ve sanatçıları, kendi alanlarında güçlü bir birliktelik kurmalı. Bu, sadece kültürel açıdan değil, aynı zamanda ekonomik açıdan da faydalı olacaktır,” dedi. Temizyürek’in beklentisi, Türk dünyasında çeşitli meslek gruplarının bir araya gelerek ortak projeler üretmesidir.
Türk Dünyası Kimliği: Gelecekteki Adımlar
Prof. Temizyürek, Türk dünyası kimliği fikrinin güçlenmesi gerektiğine de dikkat çekti. Gelecekte, Türk devletleri vatandaşlarının Türk dünyası kimliği üzerinden kimliklendirileceğini ve bu kimliğin, Türk halkları arasında serbest dolaşım ve çalışma hakkı sağlayacağını ifade etti. Bu kimlik, Türk halklarının birbirlerinin ülkelerinde aynı haklarla yaşamalarını ve çalışabilmelerini sağlayacak bir adım olacaktır. Temizyürek, Türk dünyasında yaşayan insanların birbirlerine yakınlaşması için bu tür yenilikçi adımların atılmasının kritik olduğunu belirtti.
Prof. Temizyürek’in hayali, her Türk vatandaşının Türk dünyası kimliğiyle çeşitli ülkelerde yaşamını sürdürebilmesi, bu sayede iş ve eğitim fırsatlarının artmasıdır. Temizyürek, Türk dünyasında bir kimlik numarasının oluşturulmasının yanı sıra, bu kimliğin serbest dolaşım hakkı sağlayarak, Türk vatandaşlarının daha kolay iş bulmalarına ve birbirlerinin ülkelerinde ticaret yapmalarına olanak tanıyacağını ifade etti.
Prof. Dr. Fahri Temizyürek, Türk dünyasının sadece bölgesel değil, küresel bir öneme sahip olduğuna inanıyor. Türklerin tarih boyunca adalet, merhamet ve insanlık konularında örnek bir millet olduklarını belirterek, Türk dünyasının insanlığa bu değerleri aşılamada önemli bir rol oynayacağına inandığını söyledi. Temizyürek, Türklerin hiçbir zaman zulme ve adaletsizliğe başvurmadığını, aksine barış, adalet ve hakkaniyetle hareket ettiğini ifade etti.
Türk dünyası, hem kültürel hem de politik olarak insanlığa rehberlik yapacak potansiyele sahip. Temizyürek, gelecekte Türklerin küresel ölçekte daha fazla liderlik yapacaklarına olan inancını yineledi. “Türkler, insanlık için adaletin, merhametin ve huzurun simgesi olmalıdır,” dedi.
Türk Dünyasında Birlikteliğin Güçlendirilmesi
Prof. Temizyürek’in son olarak vurguladığı konu, Türk dünyasında daha fazla işbirliği yapılması gerektiğidir. Türk dünyası ülkelerinin, sanat, bilim, ticaret ve kültür gibi pek çok alanda işbirliği yaparak daha güçlü bir birlik oluşturması gerektiğini savundu. “Türk dünyasında birlik, ancak daha fazla dayanışma ve ortaklıkla güçlenecektir,” dedi. Temizyürek, bu hedefe ulaşmak için her kurum ve bireyin elini taşın altına koyması gerektiğini belirtti.
Prof. Temizyürek, Ortak Türk Alfabesinin Türk dünyasında güçlü bir dilsel bağ kurarak kültürel birlikteliği derinleştireceğini ve bölgesel işbirliklerinin güçlenmesi için zemin hazırlayacağını düşündüğünü dile getirdi. Bu süreç, Türk halkları arasında daha güçlü ve birleşik bir yapının inşasına olanak tanıyacaktır. Gelecekte bu birlikteliğin, Türk dünyası kimliğiyle pekişmesi, çok daha geniş çaplı bir işbirliği ve kalkınma sürecini başlatacaktır.