Yaşanan ekonomik sıkıntılar, her gün gelen zamlar, alışveriş alışkanlıklarının değişmesi, klasik bakkal ve küçük esnafı alışveriş merkezlerinin etkisi altında bir var olma mücadelesi vermeye itti. Gelinen bu noktada “Ankaralı küçük esnafın AVM’ye bakışı nasıl?” sorusunu yönelterek esnafın sorunlarına ışık tutmaya çalıştık.

SATILMIŞ EZGİ: ÜÇ HARFLİ ZİNCİR MARKETLER PİYASAYI ELE GEÇİRDİ

Küçük esnafın durumu malum ortada, büyük marketlerden dolayı bizler iş yapamıyoruz. Türkiye’de bir istikrarsızlık var, yanlış seçim politikaları var. Bu büyük gros marketlerin hafta sonları kapanmasını istiyoruz biz küçük esnaf olarak. Tabi ürünlere yetişemiyoruz, sürekli zam geçişleri, artan mazot fiyatları, büyük marketlerin yapmış olduğu kampanyalar, biz küçük esnaf olarak bunlara yetişemiyoruz haliyle. Onun için ne vergimizi ödeyebiliyoruz, ne BAĞ-KUR’umuzu ödeyebiliyoruz. Bunlar için hükümetimizin küçük esnaflara yardımcı olmasını istiyoruz. Şahsıma ait Kaan Market’i işletiyorum. Market diye geçiyor, aslında bakkal tabi, Bakkallar Odası’na bağlıyız. Söylenecek çok şey var da kelimeler yetersiz kalıyor. Sesimizi duyuramıyoruz yani. Küçük esnaflar birer birer kapatıyor zaten. İlanlara bir bakın bir sürü esnafın kapattığını görebilirsiniz. Devrettiğini, sattığını görebilirsiniz. Mahalle arasında iş yaptırmıyorlar ŞOK’lar, BİM’ler, A101’ler, üç harfliler yani. Ayrıca Tarım Kredi Kooperatif Marketler. Hükümetimiz de sağ olsun bunlara iyi bir destek sağlıyor bu konularda. Hükümetimizin küçük esnafın yanında olması lazım, aksine karşısında oluyorlar. Vergiyi veren biziz, diğer büyük marketler şirket olduğu için, kurumsal olduğu için tabi ki çok şeyden muaf oluyorlar vergilerden dolayı, ama biz kaldıramıyoruz bu yükü. Sattığımız ekmek, sigara, su. Suyu da çok uzaklardan taşımamak için gelip buradan alıyorlar. Dükkânın içini alışverişlerde kolaylık olsun diye, müşterilerin dolaşıp ürünleri raflardan seçip alabilecekleri şekle getirdik ancak halkımız yine büyük marketleri tercih ediyor.

YAVUZ TAN: GELECEĞİN TEHLİKESİ GROS MARKETLER

Ben plasiyer toptancıyım, 25 yıldır bu sektördeyim, birebir esnafla iç içeyim. Ama ŞOK’lar, BİM’ler, A101’ler, yani üç harfliler yüzünden esnaflarımız artık iş yapamaz oldu. Oralar bir toptancı gibi oldu artık. Bizler de bir nüfusuz, bir kitleyiz ama biz de arada kayboluyoruz. Bakkalımız kaybolduğu zaman bizler de kayboluyoruz. Onlar olmazsa bizler olmuyoruz. Ben şu an en büyük tehdidi bu üç harfliler olarak görüyorum, esnaflarımızın bitmesini ben böyle görüyorum. Alış Veriş Merkezi AVM’ler belli noktalarda oluyor, onlar zaten oluşmuş bir şey. Başka bir kitleye hizmet ediyor. Ama mahalle arasında mantar gibi çoğalan üç harfliler yüzünden esnaflarımız bitti, sayesinde bizler de bittik. Onlar ekmek yesin, biz artık ne yiyeceksek yiyelim. Yani yapacak bir şey yok. Benim gördüğüm sıkıntılar bunlar. Esnaflara bir de elektrik sarfiyatı fazla geliyor, ayrıca kirada olan bir sürü esnaf var. Kiralar neredeyse üçe katlanmış durumda, kiralarını ödeyemiyorlar, karın çoğu oralara gidiyor. GİMAT olsun, Ulucanlar olsun oraların esnafı da sadece taşralara çalışıyordu, ağırlık olarak bütün malı taşralara satarlardı. Üç harfliler aynı sıkıntıyı oraya da verdi. Taşra dediğimiz Ankara’nın ilçeleri ya da Ankara’nın çevresindeki iller. GİMAT ve Ulucanlar gıda sektöründe özellikle İç Anadolu’nun büyük bir toptancı sitesiydi. Taşradaki yerel marketlerin sayesinde ayakta kalıyorlardı. Şimdi GİMAT esnafına gidin onlar da sinek avlıyor. Esnaflar artık iş yapamaz olmuş, işi bırakır duruma gelmişler. Bir de her tarafa gros marketler açılmaya başladı. 2-3 şubesi olan marketler gros açmaya başladı. Geleceğin tehlikesi de gros. Grosun farkı ürünleri ucuz tutuyorlar. Şu anki yerel zincir marketlerden daha fazlaca montanlı yani yüzölçümü fazla yerler açıyorlar. Bir de gros olduğu için firmalar onlara daha ehemmiyet veriyor ve bu groslardan daha ucuza mal alabiliyorlar. Şu an groslaşmalar çoğalmaya başladı, mantar gibi de çoğalıyorlar. Onlar da şu an üç harflilerin de üzerinde fiyatlarını uygun tutuyorlar. Toptan fiyatına perakende satıyorlar. Diyelim ki 10 şubesi olan yerel zincir bir marketçi gidip X bir gros açıyor, farklı bir isimle. Marketçilikten grosçuluğa yöneliyorlar artık ve neredeyse para basıyorlar şu an. Halk da groslaşmayı istiyor. “10 tane market açacağıma bir tane gros açarım, hiç değilse kontrolümde olur, daha çok iş yaparım” diyor ve yapıyorlar da yani. Her mahallede en kötü 2-3 tane gros var. Sokak aralarına kadar giren üç harfliler artık modern bakkalımız oldu. Bakkal Mehmet amcalarımız Ahmet amcalarımız kayboluyor, yılların esnafı kapatıyor, devrediyor. Şu an kırsal kesimde, gariban kesimde de adı gros olarak başlayan marketler türemeye başladı. Bir bakkalda bulunan her şeyin daha fazlasını, daha ucuza alma imkânı sunuyor. İçerisinde her şey var. Temizlikten, gıdadan, teknolojiden, kozmetikten, giyimden, iç çamaşırına kadar her şey var. Şu an grosların satmadığı hiçbir şey yok. Okul döneminde kırtasiyeyi dolduruyor, bayramda bayramlık malzemeyi dolduruyor, ramazanda ramazanlık malzemeyi dolduruyor. Bu durumda bakkal ne satacak, kırtasiyeci ne satacak? Kurumsallaştı, küreselleşti bu sistem. O zaman küçük esnafa bir şey kalmıyor. Biz yerel toptancıyız, toplam 40 aracımız çıkıyordu satış-pazarlama üzerine Ankara’da piyasaya. Şu an 3 tane satış elemanı kalmış. 30-40 nere 3 plasiyer nere. Yani 10 katı düşmüş, bizler de kayboluyoruz. Şimdi ben gidip 3 harflilere mal satamam, satmaya gücüm yok. Benim işim bakkallar, ufak esnaflar, büfeciler, kahveler, lokantalar. Plasiyer olarak biz de mal bozduran, spot yapan yerlerden tedarik ediyoruz. GİMAT, Ulucanlar esnafı o malı nasıl bulup toptan alıyorsa biz de o şekilde bulup alıyoruz. Kendi karlarımızı koyarak biz ayakta kalmaya çalışıyoruz. Üç harfliler ya da groslar gidip GİMAT’tan, Ulucanlardan mal almıyor. GİMAT, Ulucanlar esnafını da bakkalın bir gömlek üstü gibi düşünün. Örnek olarak buranın sermayesi 100 bin liraysa oranınki 1 milyon lira, sektör aynı. Bakkal da plasiyerin 5 lira dediği bir ürünü GİMAT’tan, Ulucanlardan 4 liraya almak için gidecek. O da müşteri ayağına gittiği için, oturduğu yerde mal sattığı için bizden 50 kuruş 1 lira daha ucuza satma şansına sahip oluyor. Biz bakkal esnafının ayağına kadar hizmet götürdüğümüz için bizim fiyatımız biraz daha farklı oluyor. Son olarak şunu söylemeliyim; abartıyorum belki ama maksimum beş sene sonra bir tane küçük esnaf göremeyeceğiz.