Türkiye'nin önemli savunma sanayii firmalarından biri olan TUSAŞ'ın Kahramankazan yerleşkesine yönelik hain bir terör saldırısı gerçekleştirildi. Saldırıda 5 kişi şehit olurken 22 kişi de yaralandı. Saldırıyı gerçekleştiren iki terörist ise etkisiz hale getirildi. Bu saldırının arkasında hangi motivasyonlar olabileceği ve TUSAŞ'ın hedef alınma nedenleri konusunda, güvenlik uzmanı ve Bahçeşehir Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi (BAU SAM) Başkanı Abdullah Ağar, olasılıkları 6 başlıkta değerlendirdi.

Savunma Sanayiinde Türkiye’nin Bağımsızlaşması Rahatsızlık Yaratıyor

Ağar’a göre ilk olarak ele alınması gereken husus, Türkiye'nin savunma sanayiindeki bağımsızlık hedefleridir. TUSAŞ, savaş uçakları, insansız hava araçları (İHA), helikopterler, hava savunma sistemleri ve uzay teknolojileri gibi kritik savunma sistemlerini geliştiriyor. Türkiye’nin bu projelerde ilerlemesi, özellikle jeopolitik rakipleri ve küresel aktörler arasında rahatsızlık yaratıyor. Bu durum, Türkiye'nin jeopolitik bağımlılığını azaltma yolunda adımlar atması nedeniyle bazı çevrelerin saldırıya yönelmiş olabileceğine işaret ediyor.

Ortadoğu’daki Gerilim ve Türkiye'ye Yönelik İthamlar

Ortadoğu’da yaşanan istikrarsızlık ve bölgedeki gerilimlerin de saldırıyla bağlantılı olabileceğini ifade eden Ağar, "Özellikle Ortadoğu'da büyük bir gerilim, büyük bir istikrarsızlık var. Bu istikrarsızlığa bir şekilde Türkiye'ye dahil etmeye çalıştıklarını görüyor ve gözlemliyoruz. Bir diğer tarafıyla Türkiye hem doğrudan hem de dolaylı yoldan etkileniyor. Hem de bir şekilde süreçleri etkiliyor. Bununla birlikte büyük bir gerginlik var. Bu gerginliğin üretmiş olduğu pek çok iftiralar, iddialar, ithamlar, hakaretler, itibarsızlaştırma, şeytanlaştırmalar söz konusu. Saldırının bununla bağlantılı olabileceğini  göz ardı edemeyiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin Telefonda Görüştü! Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin Telefonda Görüştü!

Terör Örgütleri Arasındaki Bağlantılar ve İç Gerilimler

Abdullah Ağar, terör örgütleri arasındaki ilişkilerin de saldırıya zemin hazırlamış olabileceğine dikkat çekti. Ağar, "Öcalan’ın Kandil ile görüştüğüne dair iddialar ve PKK-YPG bağlantıları, Türkiye'nin iç politikası üzerinde bir gerilim oluşturuyor. Devlet Bahçeli'nin yaptığı açıklamalar ve bazı jestlerin bu süreçle bağlantılı olabileceği, terör örgütlerinin ise mevcut düzenden fayda sağlamaya devam etmek istediği belirtiliyor. Bu nedenle, saldırı yoluyla kaos ortamı yaratmak ve mevcut düzenin devamını sağlamak isteyen grupların devreye girmiş olabileceği ihtimali de var" şeklinde konuştu.

Kahramankazan ve Kazan Bağlantısı: Stratejik Bir Zamanlama mı?

Ağar’ın dikkat çektiği en ilginç nokta ise saldırının zamanlaması oldu. Ağar, "Tataristan’ın başkenti Kazan’da BRICS toplantısı yapılırken, aynı gün Ankara'nın Başkenti Kahramankazan’da terör saldırısı düzenlenmesi düşündürücü. Türkiye'nin BRICS gibi alternatif ekonomik ve siyasi platformlara ilgi göstermesi, Batı dünyasında rahatsızlık yaratmış durumda. Bu toplantının gerçekleştiği sırada saldırının olması, Türkiye’nin jeopolitik tercihlerine müdahale etme amacı taşıyan bir girişim olarak değerlendirilebilir." ifadelerini kullandı.

Rusya-Türkiye Zirvesi ve Stratejik Manipülasyon Olasılığı

Saldırının bir diğer dikkat çekici yönünün de Türkiye ve Rusya arasındaki üst düzey görüşmelerin yapıldığı döneme denk gelmesi olduğunun altını çizen Ağar, "Putin ve Erdoğan’ın görüşme gündeminin çok önemli konuları kapsaması beklenirken, saldırı sonrası iki liderin de terör olayına odaklanmak zorunda kalması dikkat çekiyor.  Saldırı, stratejik dikkati başka yöne çekme amacı taşıyor olabilir. Saldırının, Türkiye ve Rusya arasındaki iş birliğini gölgelemeye yönelik bir girişim olabileceği ihtimali de göz önünde bulundurulmalı" dedi.

Türkiye’nin Müttefikleriyle Güven Bunalımı Derinleştirilebilir mi?

Ağar, saldırının arkasında Türkiye ile müttefikleri arasındaki güven bunalımını daha da derinleştirme amacı olabileceğini belirtti. Türkiye’nin son dönemde NATO içindeki konumu ve Batı ile ilişkilerindeki sorunlar göz önüne alındığında, böyle bir saldırı aracılığıyla Türkiye'yi daha da izole etmek isteyen aktörlerin rol oynama olasılığı üzerinde durdu. Türkiye'nin tercihlerini ve tepkilerini yönlendirmek için yapılan bu tür saldırılar, ülkenin dış politikasına müdahale aracı olarak kullanılabilir.

Saldırının Ardındaki Nedenlerin Araştırılması Gerekli

Ağar, tüm bu olasılıkların yanı sıra, saldırının bilinmeyen bir başka motivasyonla da gerçekleştirilmiş olabileceğini belirtti. Abdullah Ağar, "Devletin yapacağı kapsamlı araştırmalar sonucunda, saldırının gerçek failleri ortaya çıkarıldığında Türkiye’nin vereceği tepki ve izleyeceği strateji de daha netleşecektir. Saldırının yalnızca bir terör eylemi değil, aynı zamanda jeopolitik bir mesaj taşıyabileceği ihtimali var." ifadelerini kullandı.

Kaynak: Cansel Yıldız