Turkuaz Yayınlarından çıkan “Krepen Pasajı Nerededir? Pera Tarihine Bir Uğrayış…” isimli kitabının söyleşi ve imza günü dolayısıyla Ankara’ya gelen yazar, edebiyatseverlerin yoğun ilgisiyle karşılandı.
Moderatörlüğünü Ömer Türkoğlu’nun yaptığı söyleşide, İstanbul’un Beyoğlu’nun, Cadde-i Kebir’in en önemli mekânlarından biri olan Krepen Pasajı’nın geçmişi, orada birikmiş olan anılar, kültürel yaşam, bu kültürel yaşamın zaman içerisinde değişip şekillenmesi ve böyle bir mekânın toplumsal yaşamda bıraktığı izler üzerine açıklamalarda bulunuldu. Kitabın tanıtımı yapıldı.
TANINMIŞ İSİMLER KREPEN PASAJI’NA GİDERDİ
Krepen Pasajı’nın yerine yapılan binada, Aslıhan Pasajı’nda 10 sene sahaflık yaptığını dile getiren yazar Ümit Nar, “Niye böyle ayırarak söylüyorum. Çünkü Krepen Pasajıyla Aslıhan Pasajı’nın aslında alakası yok. Ruh olarak da yok, yapının mimari karakteristiği olarak da yok ve tarihsel sürecinde de alakası yok.
Benim ilk niyetim Müteferrika için bundan ufak bir yazı çıkartmaktı. Fakat sonra işin içine girdiğimde onun hiç de öyle olmadığını gördüm. 100’e yakın edebiyat eserinde Krepen Pasajı geçiyor. Mesleki hanlar, pasajlar kitaplarını saymıyorum. Öyle olunca bir başka ilgi doğurmaya başladı bende. Bir de isimler, hepimizin yakından tanıdığı Tomris Uyar’lara, Turgut Uyar’lara, Edip Cansever’lere gitmeye ve madencinin kazısı gibi derinlere doğru inmeye başladı.
Pasajın yapım tarihi 1868 diye geçiyor. Fakat 1868 Cervati Yıllıklarında, Şark Ticaret Yıllıklarında kaydı var. Dolayısıyla pasajın en az 1867 yılında hayata geçtiğini biliyoruz.
Geçit olarak tanımlanıyor tabi. Fransızcada pasaj hem bildiğimiz anlamda pasaj, hem de o sokak arası geçidi karşılayan bir kelime. Muhtemelen o zaman iki sokağı birleştiren, üstü açık, sokak gibi bir yerdi orası. Duvar kenarlarında böyle küçük barakalarda belki ayakkabıcılar vardı. Pasajın öyle üç dönemi var. İlk olarak 1868’de orada dört esnafa rastlıyoruz. Sonra ayakkabıcılar gelmeye başlıyor oraya. Belki hayatın küçük bir şakası olarak da, pasajı yaptıran aile Crespin Ailesi. Crespin aynı zamanda Hristiyanlıkta ayakkabıcıları koruyucu aziz. Böyle güzel de bir denk gelme olmuş pasajın ismi itibariyle. 3-5 ayakkabıcı, derici, bot imalatçısı, ayakkabı bağcığı, levazımatı satanlar derken pasaj 20 esnafı kaldıran bir bina halini almış. Orada 20 esnafın hayatını sürdürdüğü bir yapıya dönüşmüş. 1940’lardan itibaren oraya meyhaneler gelmeye başlıyor. Pıtrak gibi meyhaneler, birahaneler, at yarışı seyredilen mekânlar, kahvehane gibi yerlerin olduğu bir yere dönüşüyor ve 1982 senesine kadar da meyhaneler dönemi var. 1982 askeri darbe dönemi sonrasına denk gelen bir dönem. Bu dönemde pasajı satın alan inşaat firması binayı yıkmak istediğini beyan ediyor ve Anıtlar Yüksek Kurulu’na dilekçe veriyor. Anıtlar Yüksek Kurulu da ‘orası tarihi bina yıkamazsınız diyor’. Fakat aynı Anıtlar Yüksek Kurulu başka bir başvuru olmadan ‘tabiki yıkabilirsiniz bu binayı’ diyerek ikinci bir yazı gönderiyor. Çünkü inşaat firmasının sahiplerinden birisinin dayısı general. Dolayısıyla askeri darbe sonrası bir şekilde orayı yıkıyorlar ve şimdiki tuhaf, çirkin binayı dikiyorlar.” şeklinde konuştu.
FRESCO BAR NASIL KAPANDI?
Söyleşinin moderatörlüğünü de üstlenen Ömer Türkoğlu Ankara’daki milli mücadele ve erken cumhuriyet dönemindeki eğlence mekânlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Son zamanlarda tarihçilikte ‘mikro tarih’ çalışmalarının çok önem kazanmaya başladığını söyleyen Türkoğlu, “Bu bağlamda semt tarihleri, mahalle tarihleri, ilçe tarihleri, şehir tarihleri olduğu gibi böyle kalıcı mekânlar pasajlar, eğlence mekânları, pavyonlar, barlar, pastaneler, uzun ömürlü olan mekanlar tarihsel kimliğe kavuşma çabası içinde. Bunun gerçekten güzel bir örneği Fresco Bar. Ankara’nın ilk barlarından birisidir.” dedi. Türkoğlu, Jules Fresco’nun işletmeciliğini yaptığı barın nasıl bir yer olduğu ve nasıl komik olaylar sonunda kapanmak zorunda kaldığını katılımcılarla paylaştı.
İKİ ŞEHRİN HİKÂYELERİ ORTAK
Söyleşi sonrasında ankaranethaber.com muhabirine açıklamalarda bulunan ve kitabının henüz çok yeni olduğunu dile getiren yazar Ümit Nar, “Kitap 16 Kasım’da çıktı. O kapsamda İstanbul’da bir etkinlik yaptık. Şimdi Ankara’da Berdelacuz Sahaf’ta yapıyoruz ki, burada en azından hem Krepen Pasajı üzerinde bir binanın sosyal tarihini konuşalım, hem de onunla beraber Ankara tarihinde de benzer hikâyesi olan yerleri konuşalım istedik. O yüzden bir araya geldik. Çok da güzel bir söyleşi oldu. Hem ben kitapla ilgili çalışmalarımı, çabalarımı anlattım. Hem aynı zamanda diğer konuğumuz Ömer Bey sayesinde de Ankara tarihiyle ilgili çok güzel şeyler öğrendim bu bahaneyle. Ve ne kadar da iki şehrin ortak hikâyeleri, insan hikâyeleri, mekân hikâyeleri, bina hikâyeleri olduğunu fark ettik bir daha.” ifadelerini kullandı.
ÜMİT NAR KİMDİR?
1973 Eskişehir doğumlu. 2008’e kadar devlet memuru olarak çalıştı, sonra memuriyetten istifa ederek eski adıyla Krepen Pasajı, şimdiki Aslıhan Pasajı’nda bir sahaf dükkânını devraldı. 2018 senesinde İzmir’e taşındı ve hala Hermes Sahaf’ta mesleği öğreniyor.