Genel kanaat olarak Batının İsrail’i destelediği kabul edilir. Lakin, İspanya başta olmak üzere bir çok Devlet 7 Ekim’den bu yana İsrail'e sert tepki gösterdi. İngiltere’nin o dönemki Başbakanı Rishi Sunak da 7 Ekim’den sonra İsrail’e yaptığı ziyareti bir askeri nakliye uçağıyla gerçekleştirmişti, Başbakanı havalimanında hiçbir İsrail’li yetkili karşılamamıştı. Geçtiğimiz Cumartesi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rize’de yaptığı açıklama dikkat çekmişti; “Nasıl Karabağ'a, Libya'ya girdiysek...

...bunun benzerini aynen onlara da yaparız." demişti Erdoğan.

Bu açıklama İsrail'in Golan tepelerine Hizbullah saldırmış gibi göstererek kendisine Lübnan'a saldırma hakkı oluşturduktan sonra geldi. Öte yandan İsrail, bölgedeki Dürziler arasında iyice derinleşmeye başlayan İsrail karşıtlığını Hizbullah tehdidi ile pasivize etmeyi de hedeflemiş olabilir.

İsrail'in Savaşı Yayma ve Yayılma Planı; David Koridoru

Ulus Devletler ise Golan saldırısının bölgede David Koridoru kurma hedefinin kritik bir hamlesi olduğunu görerek gizliden/açıktan tepkiler gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklaması ise en aşikar tepkiydi.

Öte yandan, Golan saldırısı ardından gündemde çok konuşulmayan bir haber de servis edildi. İsrail merkezli Yediot Ahranot gazetesinde yer alan habere göre; İsrail hükümeti, İngiltere'nin Tel Aviv'e savunma ihracat lisansını ilerleyen günlerde iptal edeceğini değerlendiriyor. Tel Aviv yönetiminin, bölgedeki başka ülkelerin de benzer adımlar atabileceği endişesini taşıdığı belirtilen haberde, İngiltere'de Keir Starmer liderliğinde yeni hükümet, birkaç gün önce Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında yakalama kararı çıkarmasına yönelik bir önceki hükümetin yaptığı itirazını geri çektiği de haberde yer almıştı.

İsrail’in temel hedefi savaşı bölgeye yayarak ABD desteği ile büyük İsrail’i kurmaktır. Burada kilit Golan tepeleri ve PYD/PKK’nın kontrol ettiği Suriye’deki bölgeleri David Koridoru ile birleştirme projesidir. Büyük İsrail/Arz-I Mevud hayali Theoder Herzl'in yuvarlak masa toplantısıyla 150 yıl önce şekillenmiştir. 150 yıllık hayal bugünlerde sahada iyice hissedilir hale gelmiş durumdadır.

Türkiye ise bu hayalin önündeki en büyük engel, bu sebeple Cumhurbaşkanı Erdoğan Hamas'a Anadolu'nun ileri hat savunmasını yapıyor dedi ve perşembenin gelişi çarşambadan bellidir ifadelerini kullandı.

Soykırımcı İsrail Gazze'de 150 yıllık hayalinin ilk adımını gerçekleştirdi, şimdi gecikmeli olarak savaşı Suriye ve Lübnan topraklarına yaymış durumda, bu bölgeleri David Koridoru ile PKK'nın etkisi altında olan Suriye'nin Batısındaki alanlarla birleştirerek büyük İsrail hayalini gerçekleştirmeyi hedefliyor. Bu bir komplo değil; Soykırımcı Netanyahu 7 Ekim sonrası Orta Doğu'yu değiştireceğiz, ilerleyen günlerde ise David Koridorunu kuracağız diye açıklamalar yapmıştı.

*David Koridoru

Peki İsrail İsmail Haniye’yi neden şimdi şehit etti?

İlk akla gelen cevap düşman olarak gördüğü Hamas’ın liderini, kadim düşmanı İran’ın toprağında öldürerek güç gösterisi sergilemek olarak görünüyor. Doğru olsa da, bu sadece olayın ilk boyutu.

Hatırlarsanız Afrika’da İsrail aleyhine açılan soykırım davası İsrail’in aleyhine sonuçlanmıştı. Bu sonuç İsrail’I uluslararası kamuyounda rezil ederek, baskının artması sebep olacakken, İsrail daha cüretkar bir adım atarak Uluslararası anlaşmalarla korunan 3. bir ülkede bulunan İran Büyükelçiliği’ni bombaladı. İran bu saldırı sonrası; “bak sana saldırıyorum diye bas bas bağırarak” hiç bir sonucu olmayan bir misilleme gerçekleştirmişti.

Bu konunun Haniye ile olan ilişkisi şu; İsrail uluslararası kamuoyu aleyhine harekete geçeceğini, konsolide olacağını gördüğü anda, uluslararası kamuoyunun öcü olarak gördüğü İran’a saldırarak, İran karşıtlığı üzerinden kendisini aklamaktadır. Böylelikle hem gündemi değiştiriyor hem güç gösterisi yapıyor, hem düşman olarak tanımladıklarına gol atıyor hem de planlarını uygulamaya devam ediyor.

Şimdi Soykırımcı ve Siyonist Netanyahu hükümeti tüm Dünyayı ateşe atıyor. Bu ateşin harlanmasındaki kritik viraj İsrail'in Golan tepeleri ve Lübnan üzerinde net hakimiyet kurmasıdır. İsmail Haniyye’nin şehit edilmesi, hem de İran’da şehit edilmesi; elçilik saldırısı gibi, İsrail’in savaşı genişletme çabalarına uluslararası bir karşıtlık oluşmasına engel olacak bir hamledir. İsrail Haniye'yi şehit ederek;

1-) İran’ın Başkentinde bir suikast gerçekleştirerek İran’ın zayıflığını bir kez daha ispat etti,

2-) İran'ın İsrail'e karşı hamle yapmasını sağlamak. Eğer İran sert ve etkili bir karşılık verirse İsrail’in bölgede savaşı genişletmesi için eline daha büyük bir gerekçe geçecek. Verilen cevap yine dostlar alışverişte görsün tadında olursa da, İsrail’in bölgede dokunulmaz olduğu fikri pekişecek,

3-) İran'ın cevap vermesiyle birlikte gündem değişecek; Gazze’deki soykırım, Lübnan’nın vurulması veya savaşın genişlemesi arka plana geçecek, İsrail’in İran’a karşı kendini koruması olarak değişecek,

4-) Kendisine tepki gösterenleri İsrail, Hizbullahçı ve İrancı olarak tanımlayarak, Uluslararası kamuoyunun karşısında konsolide olmasını engelleyecek,

5-) İsrail’i durdurma konusunda herkesi umutsuzluğa sevk etmek ve İsrail’in durdurulamaz olduğu fikrinin güçlendirmek.

6-) Olası Trump Hükümetinin İsrail'in bölgeye yayılma savaşını yavaşlatacağı öngörüldüğünden, ABD seçimleri öncesi savaşın genişlemesini hızlandırmak.

Özetle İsrail, başta Türkiye olmak üzere Ulus Devletlerin savaşı bölgeye yayma çabalarını engellemeye yönelik adımlarını İrancı ve Hizbullahçı yaftasıyla zayıflatmayı ilk etapta hedefliyor. İran'ın saldırıya cevap vermesiyle; PKK'nın DAEŞ karşısında özgürlük savaşçısı yalanı gibi, İsrail'in de İran karşısında özgürlük savaşçısı olarak pazarlanması tekrar dirilecek.

Sonuç

Karşımızda tüm uluslararası yapıları kuran, tanımları yazan ve bu tanımları tüm dünyaca ortak değer olarak kabul görülen, eko politiğe, teo politiğe hakim, 150 yıllık elinde net planı bulunan, Dünya’nın en güçlü ülke ve yapılarının desteğini alan, para ve insan gücü problemi olmayan bir yapı var. Hedefleri doğrultusunda kendi halkına bile zulmetmekten çekinmeyen bir yapı...

Lakin bir avuç düzensiz savaşçı aylardır kök söktürüyor ve İsrail şu an planlarının çok gerisinde. İmkansızlıklar içerisinde sadece iman ile mücadele eden Hamas, beşeri anlamda sınırsız imkanlara sahip bir yapıya kök söktürüyor. Allah şehadetini kabul etsin; İsmail Haniye ne gizli saklı yaşayan, ne de ölümden korkan bir kişiydi. Suikast ile şehit edilen onlarca Hamas yöneticisi gibi Filistin'in özgürlüğüne her şeyiyle kendini feda etti. Sonuç olarak Hamas daha önce verdiği her şehitte güç kazandığı gibi Haniye ile de güçlenecektir.

Umutsuzluğa yer yok, bir gün İsrail top yekün şekilde kaybedecek, ama bize yani Türkiye'ye çok iş düşüyor.

Bu bağlamda Türkiye'de çok çok uzun yılladır bu meseleye hem hazırlık yapıyor, hem de aktif olarak dahil olmaktan çekinmiyor.

İlerleyen günlerde de Suriye ve Akdeniz başta olmak üzere Türkiye'nin kritik hamleleri görülecektir, İnşallah, ABD seçimleri öncesi sonuca ulaşmış oluruz.