Dilek Karaaziz Şener’in küratörlüğünde, 23 Mart’a kadar açık kalacak olan sergi, izleyicilere duygusal ve entelektüel bir deneyim sunacak.
Yiğider’in sergisi, büyük boyutlu metal ve bez kullanılarak inşa edilen bir heykel etrafında şekilleniyor. İzleyiciler, spiral plan üzerine yerleştirilen bu heykelin etrafında dolaşırken, karınca kokusu ve buna eşlik eden ses efektleri ile unutulmaz bir deneyim yaşayacaklar.
Sanatçının çalışmalarında, karıncaların sosyal yapıları ve kokularla ilişkisini derinlemesine inceleyen bir bilimsel ve sanatsal sentez bulunuyor. Yiğider, karıncaların iletişim sistemini, feromon salgıları aracılığıyla nasıl organize olduklarını ve bu salgıların yaratacağı etkileri araştırmak için analitik kimya yöntemlerinden yararlanıyor. Özellikle Gaz Kromatografisi-Kütle Spektrometrisi (GC-MS) teknolojisi ile karınca vücut salgılarının moleküler bileşenlerini analiz ediyor ve bu bilgileri sanatına entegre ediyor.
Sergi, sanatçının geçmiş yıllarda üretmiş olduğu “İncir, İnsan, Toprak” adlı eserini de anımsatıyor. Yiğider, 2024 Çanakkale Bienali için hazırladığı bu eserde “insan” kokusunu keşfetmişti. Bebeklerin doğrudan izlenmesi ve kokularının analiziyle bebek kokusu bileşenlerini belirlemiş, bu bilgiyi de sanat eseri haline getirmişti.
KİTAP OLARAK DA YAYIMLANACAK
CerModern’deki sergiye paralel olarak, Yiğider’in çalışmalarını ve "Karınca Yuvası" eserini detaylı bir şekilde ele alan “Heykelde Duyusallık ve Karınca Yuvası: Ahmet Yiğider” başlıklı bir kitap da yayımlanacak. Kitap, Alistair Hicks, Emre Zeytinoğlu, Vedat Ozan ve Dilek Karaaziz Şener’in yazılarıyla, koku ve sanat ilişkisini derinlemesine tartışacak.
Sergi ve kitap, sanatseverlere sadece görsel bir deneyim değil, aynı zamanda bilim ve sanatın birleştiği derin bir düşünsel yolculuk sunmayı amaçlıyor.