Türk hamamı, bir tanesi asıl yıkanma alanını, diğeri ise soyunma kabinlerini barındıran, yassı kubbelerle donatılmış, kare biçimli planlar üzerine kurulu iki yapı bölümüne sahipti. Hamama, her iki yapı bölümü arasında kalan mahal üzerinden ulaşılıyordu.
Atatürk Orman Çiftliği Bira Fabrikası Hamamı, betonarmenin kullanıldığı modern yapım tekniği ile geleneksel işlevin biraradalığını sunan, Erken Cumhuriyet Dönemi’nin ilginç yapılarından biri.
SOĞUKLUK-ILIKLIK-SICAKLIK
Hamam, Bira Fabrikası konutlarına ve yönetim binalarına yakın oldukça merkezi bir konumda, ana eksenin belirlediği caddeye doğrudan açılan geniş bir bahçe içinde yer alıyor. Kuzey-güney doğrultusunda uzanan dikdörtgen kütleli yapı, Türk Hamamı şemasına uygun bir anlayışla, soğukluk (soyunmalık), ılıklık ve sıcaklık olmak üzere art arda sıralanan üç bölümden oluşuyor. Soğukluk ve sıcaklık bölümleri, yaklaşık eş büyüklükte kare planlı ve güneydeki daha basık ve çapı daha geniş olmak üzere farklı büyüklükte birer kubbe ile örtülü. Soğukluk ve ılıklık bölümleri yarım bodrum üzerine iki katlı, sıcaklık ise tek katlı. Güneyindeki dört basamakla ulaşılan yapının cepheleri, Egli’nin temsilcisi olduğu Uluslararası Mimarlık Üslubunun yalın ve sade anlatımına sahip olmakla birlikte, özellikle kubbe örtüler yapıya, Klasik Osmanlı Dönemi hamam mimarisini anımsatan özellikler katıyor.
HALKIN ZİYARETİNE KAPALI
Goethe Institut-Ankara’nın 2010 yılında yayımladığı “Bir Başkentin Oluşumu” adlı kitabın 180nci sayfasında yeralan ve “Bira Hamamı” olarak da bilinen hamam, Ernst Arnold Egli’nin Ankara ve AOÇ’deki son eserlerinden. Egli, 1937’de yapılan hamamda o zamanın modern yapım tekniği olan “betonarme”yi , “geleneksel işlev” üstlenmede ustalıkla kullanmış. Bira Fabrikası konutlarına ve yönetim binalarına çok yakın olan hamam, Mehmet Kemal’in bir yazısında vurguladığı üzere, ancak fabrika çalışanlarının gidebildiği bir mekân olarak düşünülmüş. Hamam, Egli’nin kendi tarzının yanında, kubbeleriyle de Osmanlı Hamamı’ndan izler taşıyan bir biçimde inşa edilmiş.
Restorasyon öncesinde de halkın ziyaretine açık olmayan binanın AOÇ İdaresi tarafından özel bir şirkete kiralandığı ve yaklaşık iki ay sürecek restorasyonun ardından yine ziyaretçilere kapalı olarak faaliyet göstereceği belirtiliyor.