“TARIM İLAÇLARI, KUYU SUYU VE KAFA TRAVMASI RİSKİ ARTIRIYOR”


Prof. Dr. Emre “Bugüne kadar yapılan çalışmalar tarım ilaçlarına maruz kalma, kuyu suyu kullanımı gibi bazı çevresel faktörlerin yanında ciddi kafa travması geçirmiş olmanın Parkinson riskini artırdığını göstermiştir. Kahve ve sigara kullanımı ise hastalık riskini artıran faktörler arasında yer alır. Hastalığın genetik formları da vardır, ancak bu grup tüm hastaların %5-10 arası bir grubunu oluşturur.”


Prof. Dr. Emre, erken teşhisin önemli faydalarını vurgularken, hastalığın diğer benzer durumlardan ayırt edilerek doğru tedaviye başlamanın ve gerekli yaşam tarzı önlemlerinin alınmasının öncelikli hedef olduğunu belirtti. "İlaç tedavisinin zamanında başlanması, beyinde dopamin eksikliği nedeniyle oluşabilecek değişikliklerin önüne geçebilir" diyen Prof. Dr. Emre, uygun tedaviyle hastanın yaşam kalitesinin erken aşamalardan itibaren artırılabileceğini ve işlevselliğinin daha uzun süre korunabileceğini ifade etti. Hastalığın tedavisiyle ilgili olarak da şunları ekledi:


“Bugün elimizde bulunan ilaçlarla hastalığın belirtilerini büyük ölçüde gidermek, hastanın normal ya da normale yakın bir işlevselliğe kavuşmasını sağlamak mümkündür. Bu ilaçlar beyindeki dopamin seviyesini yükseltir veya onun etkisini taklit ederler.” dedi.

"Günümüzde kullanım oranı artan akıllı saatler, özellikleri ve eklenen uygulamalar sayesinde sağlıklı yaşam konusunda birer yardımcı haline geldi. Son yıllarda kişinin motor becerilerini, hareket sıklığı ve hızını, titremeyi akıllı saatler ya da sensörlerin kullanıldığı daha kompleks cihazlarla uzaktan izlemek mümkün hale gelmiştir. Bu yöntemlerin avantajı kişinin günlük hayattaki performansını kendi ortamında ve tüm gün boyunca değerlendirmeyi mümkün kılmalarıdır” şeklinde konuşan Prof. Dr. Emre, özellikle klinik çalışmalarda denenmekte olan ilacın etkinliğinin ölçülmesinde ya da tedaviye verilen cevabın gün içinde değişkenlik gösterdiği hastalarda, ilaç dozlarını ayarlanmasında bu yöntemler önemli avantajlar sağlar” bilgisini de ekledi.

TÜRKİYE’DE PARKİNSON HASTALIĞININ GÖRÜLME SIKLIĞI ARTIYOR


Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde görevli Nöroloji Prof. Dr. Okan Doğu, toplumların yaşlanmasıyla birlikte Parkinson hastalığının görülme sıklığında artış olduğunu belirtiyor. Dr. Doğu, ülkemizde de aynı riskli artışın yaşandığını vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti:


“Fakat hastalık sayısındaki artışı sadece yaşlanmanın artması ile açıklayamıyoruz; bunun yanı sıra son yıllarda çevresel risk faktörlerinin Parkinson hastalığının oluşması üzerindeki etkilerine ilişkin çok kuvvetli kanıtlar var. Hava kirliliği, gıda kirliliği, maruz kaldığımız toksinler ve hatta tükettiğimiz su ve sütlerde bulunan zararlı içerikler Parkinson hastalığına yatkınlığı artırmaktadır. Parkinson hastalığı 65 yaş üzeri toplumda %1 sıklığında görülen bir hastalık ve yaş ilerledikçe bu sıklık oranları daha da artmakta, 80 yaş üzerinde yüzde beşlere kadar çıkmaktadır. Ülkemizde ise 150 ila 200 bin civarında Parkinson hastası olduğunu tahmin ediyoruz.”

PROF. DR. OKAN DOĞU: “OMUZ AĞRISI PARKİNSON HASTALIĞI BELİRTİSİ OLABİLİR!”


Dünya çapında yapılan araştırmalar ve tedavide gelinen gelişmelerle birlikte ülkemizde de bu tedavilere erişimin çok iyi bir noktada olduğunu belirten Prof. Dr. Doğu, önemli bir uyarıda bulundu:


Hastalık şüphesi olanlar ilk olarak elbette bir nöroloji uzmanına başvurmalı. Çünkü hastalığın bazı başlangıç belirtileri titreme ya da hareketlerde yavaşlama şeklinde olmayabiliyor; örneğin omuz ağrısı, koku duyusunda azalma ya da kayıp, kaygı bozukluğu ve depresyon, kabızlık gibi belirtilerle de ortaya çıkabiliyor.